Portakal'ın o kadar para kazandığına inanmadım ama yine de iddiadan bahsetmeden edemedim |
İnsan Hakları Derneği hem bayramda hem bayram sonrası fena halde yoğun |
Madımak Katliamı'nın 31. yıl dönümü | 
Rock deyince akla ilk gelen isim, 50'lerden beri Elvis oldu 

***

Uzun bayram tatili, Cihangir'de pek karmaşık geçti. Yok Gay Pride, yok Trans Yürüyüşü deyip mahallenin sokaklarına dağıtılan barikatlar, hâlâ (yazı yazdığımız 27 Haziran akşamüstü) duruyor. Anladığım kadarıyla, "Şeytan doldurur ne olur ne olmaz" diye pazara kadar buralarda tutacaklar, bekleyip göreceğiz. 

Gördüğünüz gibi Cihangir Caddesi bir haftadır polis barikatlarıyla dolu

Tek derdim tabii ki bu değil. Mesane tümörü hastalığıma kesin bir son vermek için şimdi de bana verem aşısı enjekte edecekler... Eğer bir sorun çıkmazsa her hafta bir tane olup birkaç saat hastanede yatacağım. 

1,5 ay boyunca kullanacağım ilaçlarım bunlar... 

Norveçli aktivist şairler Türkiye'de 

Norveççe'den ve Norveççe'ye çeviriler yapan arkadaşım Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu'nun Norveçli şair arkadaşları Priya Bains ve Bendik Vada hem iş hem de ziyaret için İstanbul'a geldiler. HomeRoom'da görüştüğümüz şairler, aynı zamanda özellikle Filistin konusunda çok ciddi mücadele veriyorlar.

Türkiye’den şairlerin de olacağı bir antoloji hazırlamak için buraya gelmişler. Lale Müldür, Birhan Keskin ve tabii ki Murathan Mungan ile görüşmek istiyorlar. Diyarbakır’da Wejegeh Amed | Diyarbakır Edebiyat Evi'nin bir etkinliğinde de yer almışlar. 

Priya Bains, genç yaşına rağmen Norveç’in en önemli şiir dergisi olarak kabul edilen Vinduet dergisine editör olarak seçilmiş. Ağustos ayından itibaren göreve başlayacakmış. Bendik Vada da gördüğünüz gibi epey genç ancak yaşına rağmen tanınan bir şair...

Ben, Bendik Vada, Priya Bains ve Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu

Biz Cihangir'in eskileri 

Tamam, kimimiz Yeniköy'den kimimiz Moda'dan gelmiş olabiliriz ama Katina Perez ve Francis Perez ve de Gonzo Tuğrul, 40 yılı aşkındır Cihangir'deler. "Katina'nın elinde makası" lafı sanki tam onun için yazılmış, çünkü terzilikten emekli, eşi Francis de İtalyan Kültür'den... Buluşma mekânımız genellikle Firuzağa Kahve oluyor çünkü hâlâ orada 20 liraya çay içebilme şansına sahibiz. 

Katina, Francis ve Gonzo Tuğrul, bir öğleden sonra Firuzağa Kahve'de 

Halk'tan Sözcü'ye, Sözcü'den Halk'a 

Sözcü TV'de çalışan ama tatilde olan Fatih Portakal'ın yıllık 14 milyon lira maaş aldığını duyunca bu sefer gerçekten çatladım kıskançlığımdan. Umarım doğru değildir çünkü Medya Radar'ın haberine göre; nereden baksan her televizyona çıkışında 77 bin 777 lira alıyor...

Bunu duyan İsmail Saymaz ise kendi aldığı 5 milyonunu küçümseyerek "Bir daha asla dönmem" dediği Halk TV'ye geri döndü, yani artık Sözcü'de değil. Ben de parasızım, iyi para kazanmak isterim ama acaba para kazanmak için sizce her yol mübah mıdır? Sözcü veya Halk TV gibi 'muhalif' kanallar neden sürekli birbirlerinden birilerini alıp veriyorlar? 

Yine Halk TV'den ayrılan Bitlisli Seyhan Avşar da daha bundan birkaç ay öncesine kadar muhalif Hilmi Hacaloğlu'nun Genel Yayın Yönetmeni olduğu Gerçek Gündem'e Genel Yayın Yönetmeni olarak gitmiş. Onun kaç lira aldığı konusunda bir söylenti duyamadım. 

Artık benim aklım karışıyor, kim nerede bilmiyorum... 

Benim paramla Londra'da!

Geçen gün Firuzağa Kahve'de karşılaştığım film şirketi sahibi Ömer Özgüner, müzik şirketi sahibi Murat Duman ve de Ahmet Hakan'ın yanında çalışmak zorunda kalan Kelebekçi Selim Akçin, beni bir kenara çekip müthiş bir bilgi verdiler. Hâlâ inanmıyorum, meğerse bana şov yaptıran Cengiz Semercioğlu, paranın sadece dörtte birini bana vermiş, geri kalan parayla çoluk çocuk Londra'ya gitmişler. İnanmıyorum fakat buraya not düşüyorum, gelince soracağım.

Cengiz Semercioğlu, karısı Berna Semercioğlu ve de ben, 21'in önünde

Sıkça sorulan sorular ve cheap shots 

* Son günlerde T24'te maç yazılarını gördüğünüz Hasan Cemal, şu anda bütün hayatını EURO 2024 ile dolduruyor. Türkiye kazandığında da aklını kaçıracak kadar keyifleniyor ve şöyle mesajlar atıyor: "İnsan hem Bukowski okuyup hem de futbol fanatiği olabilir."  

* Eski patronum Vuslat Doğan Sabancı'nın MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi Beş Kubbe Salonu’ndaki "Emanet" adlı sergisi, 30 Temmuz'a kadar uzatıldı. Kendisine Hanzade Doğan kadar bayılmam ama doğrusunu isterseniz patron olarak bir kötülüğünü de görmedim. 

* Kanallar yaz dizisi yapamayınca, Mehmet Ali Erbil, Fatih Ürek gibi kişileri ekranlara çıkarmaya başladı. Mehmet Ali Erbil, 13 kadınla programa çıkıyor, Fatih Ürek de 500 bin lira dağıtacağım diye Gelin Görümce diye bir program yapıyor. İçimden çok şey söylemek geçiyor ama eleştiri sınırlarını aşarım tereddüdü ile bir yorum yapmayacağım; tabii bu saçmalıkları izlemediğinizi varsayarak!.. 

Linkler ve çağrılar 

* Benim de üyesi olduğum İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, "Kayyuma geçit vermeyeceğiz" diyor ve 29 Haziran'da İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri'nin Kartal Meydanı'nda düzenleyeceği mitinge çağırıyor. 

* 2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı anma etkinlileri kapsamında Beyoğlu Belediyesi bir sergi düzenliyor. Madımak Katliamı Hafıza Merkezi kapsamında üretilen illüstrasyon ve afişler sergilenecek, ayrıca Sanal Müze filmi "Unutulmayan"ın gösterimi gerçekleşecek. Etkinlik, bu akşam saat 19.00'da İstiklal Sanat Galerisi'nde olacak.

Advertorial (!)

* Reha Tanör'ün İstanbul’un yakın tarihini, yeme-içme kültürünü, eski-yeni ve gelecekteki insanını işlediği "Ud Çalan Kadınlar – Sana Michelin’li Sofralardan Baktım Aziz İstanbul" kitabı, geçenlerde İthaki Yayınları'ndan çıktı. Ben kör gözlerim müsaade ettiğince biraz karıştırdım da epey keyifli geldi.  

Müzik önerisi 

Hiç Elvis Presley şarkısı paylaşmıyorsun diyenler, alın size Suspicious Minds! Tabii ki Elvis'e bayılıyorum, ondan iyisi yok...John Lennon'ın dediği gibi; "Before Elvis, there was nothing..."