20 Mayıs 2024

Okulda diyabetli çocuk olmak

Tip 1 diyabetli çocukların yaşamını iyileştirmek için yapacağımız en küçük desteğin onların hayatında olumlu bir dalga etkisi yaratacağını, o yüzden diyabetli çocuklar için yapılacakların her şeye değer olduğunu söyleyebiliriz

“Okulda Diyabet Programı Elçileri” olabilecek  15 kişiye ödülleri verildi

Diyabetli çocukların sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeleri için diyabetin dilini ve matematiğini öğreten kapsamlı eğitime, artık çalışmayan pankreastaki beta hücreleri gibi insülin sağlanmasına, gerekirse bunun için teknoloji (sensörler, insülin pompası) kullanmaya, kararında ve düşük glisemik indeksli karbonhidrat tüketmeye, günlük yaşamın düzenli olmasına ihtiyaç vardır. Öte yandan ise, çocuklar haftada 30 saatten daha fazla bir zamanı okulda geçirirler ve okul zamanındaki hedefler, diğer ortamlardaki hedeflerden farklı olmamalıdır. Bunun için de okulda diyabet bakımının iyileştirilmesine ve diyabet yönetiminin 24 saat olarak düşünülmesine ihtiyaç vardır.

Dünya Sağlık Örgütü ve ülkemizde ÇÖZGER yönergesi diyabeti bir “özel gereksinim durumu” olarak kabul etmektedir. Bu nedenle de okulların diyabetli çocukların okullardaki ihtiyaçlarını (gözetim, kan şekeri düşüklüğünde yardım, enjeksiyon veya insülin pompası ile insülin verilmesi veya denetlenmesi, beslenme desteği, fizik aktivitelere/okul gezilerine katılım ve teşvik, ayrımcılık, damgalanma ve zorbalığa maruz kalma riskinin önlenmesi) çözen bir planlama yapması gerekmektedir. Diyabetli çocukların okullarda desteklenmesi birçok ülkede sorun olmaya devam etmektedir ve 24 Nisan 2023’te ABD Federal Mahkemesi, New York'taki (NY, ABD) devlet okullarına devam eden üç öğrenci velisi tarafından açılan toplu davanın çözümünü onayladı. Davacılar, New York Belediyesi, Eğitim Bakanlığı, Sağlık ve Zihinsel Hijyen Bakanlığı ve Okul Sağlığı Ofisi'nin diyabetli öğrencilerin okula güvenli bir şekilde devam etmelerini ve sınıf arkadaşlarıyla aynı eğitim fırsatlarından yararlanmalarını sağlayamayarak Engelli Amerikalılar Yasası'nı ihlal ettiklerini iddia etmişlerdir.

Bu davanın ve okulda diyabetle yaşamın esası tip 1 diyabetli öğrencilerin akranlarıyla eşit şekilde okul hayatına katılması ve ebeveynlerden okul kaynaklarının eksikliğini telafi etmeleri ve gün boyu çocuklarının tıbbi bakımıyla ilgilenmeleri beklenemeyeceğidir.

Ülkemizde ise 2010 yılından beri yürütülen Okulda Diyabet Programının amacı tip 1 diyabetli çocukları okul ortamında desteklemek ve öğretmenleri/okul hemşirelerini diyabet ekiplerinin bir parçası yapmaktır. Bu konuda birçok ilerleme kaydedilmesine karşın, hala çözülecek birçok sorun vardır.

Okulda Diyabet Programı Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) İl Sağlık Hizmeti Sorumluları toplantısı

Millî Eğitim Bakanlığı İl Sağlık Hizmeti Sorumlularının hepimizi etkileyen motivasyonu

 Bu sorunları konuşmak ve ülkemizde çoğunluğu ilköğretim çağındaki 26 bin civarındaki tip 1 diyabetli çocuğun okul ortamındaki durumlarını değerlendirmek için Okulda Diyabet Programı Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) İl Sağlık Hizmeti Sorumluları toplantısı 17-18 Mayıs 2024 tarihlerine başarı ile yapıldı.

Şu anda MEB’de okul sağlığı ile ilgili çalışmalar, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İş Yeri Sağlık ve Güvenlik Daire Başkanlığı bünyesindeki Sağlık Hizmetleri Şubesi tarafından yürütülmektedir. Bu şubeye bağlı illerde ve büyük illerin ilçelerinde Sağlık Hizmeti Sorumluları bulunmaktadır ve Okulda Diyabet Programı da bu şubenin sorumluluğunda yürütülen programlardan birisi olarak öne çıkmaktadır.

Toplantının ilk gününde sınıfında diyabet belirtisi olan çocukları fark edip erken tanı konmasını sağlayan ve/veya diyabetli çocukların bakımına katkı ve destek sağlayarak fark yaratan, örnek çabaları ile “Okulda Diyabet Programı Elçileri” olabilecek öğretmenler, okul yöneticileri, okul sağlığı hemşireleri ve diğer okul çalışanları arasından seçilen 15 kişiye ödülleri verildi. Ödül töreni sırasında, ödül alan kişi ve geldiği ilin MEB sağlık hizmeti sorumlusu beraberce sahneye çağrıldı. Ödül kazananlara üstünde “Okulda Diyabet Programı amaçları doğrultusunda, sorumluluk alarak ve örnek bir çaba göstererek diyabetli çocuklara verdiğiniz destek için çok teşekkür ederiz. Öğrencileriniz ve bizler bu katkınızın değerini daima hatırlayacağız” yazan bir belge ve bir plaket verildi. Daha sonra ödül alanlar kısaca illerinde yaptıklarını anlattılar ve bu konuşmalar Okulda Diyabet Programı’nın sesinin dağ köylerine kadar ulaştığını, okul yöneticilerinin, öğretmenlerin ve okul hemşirelerinin bir “diyabet elçisi” olarak çocuklara sensör desteğinden, insülin pompa tedavisine destek olmaya, tip 1 diyabetli çocukların diyabetlerini saklamaktan vazgeçmesinden, sınavlarda en iyi başarıyı göstermesi için destek olmaya kadar birçok konuda etkili çalışmalar yaptıklarını gösterdi.

Okulda Diyabet Programı Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) İl Sağlık Hizmeti Sorumluları toplantısından bir kare

Diyabetli Çocuklara Destek Olmak Üstümüze Vazife!

Toplantıya katılan MEB il sağlık sorumluları ve bakanlık yetkililerinin diyabetli çocukların desteklenmesi için canla başla çalıştığını görmekten çok büyük bir memnuniyet duyduk. Bu toplantının diyabetli çocukların okul ortamında bakımının desteklenmesi açısından bir dönüm noktası olacağını düşünüyorum ve toplantıdan hepimizin “Diyabetli çocuklara destek olmak üstümüze vazife” bilinci ile evlerine döndüğünü söyleyebilirim. Toplantıda önce çıkan sonuçları aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

  • Ailenin okul yönetimini veya ilgili öğretmeni bilgilendirmesini takiben, tip 1 diyabetli çocuğun okuldaki yaşamından sorumlu bir kişinin belirlenmesi.
  • Yasal zorunluluk olmamakla birlikte, görevlendirilen bu kişinin ailenin yazılı onamı ile ve ihtiyacı olan çocuklara glukagon ve insülin enjeksiyonu yapmasının, kan şekeri izlemi konularında destek olmasının ve gerektiğinde aileye danışarak ek doz insülin yapmasının sağlanması.
  • Okulda Diyabet Programı Eğitim Platformu üzerinden bütün öğretmenlerin “Eğitim Belgesi” almasının sağlanması.
  • Hemşire olmayan okullarda en yakın aile hekimliği merkezi ile bağlantı kurularak, acil durumlarda hızlı müdahale ve destek imkânı sağlanması.
  • Okullarda “Kantin Günü”, sık doğum günü yapılması gibi etkinliklere sınırlama getirilmesi, menülerin sağlıklı olmasının sağlanması.

Sonuç olarak, Tip 1 diyabetli çocukların yaşamını iyileştirmek için yapacağımız en küçük desteğin onların hayatında olumlu bir dalga etkisi yaratacağını, o yüzden diyabetli çocuklar için yapılacakların her şeye değer olduğunu söyleyebiliriz. Bu düşünce ile diyabetli çocuklara destek olan, anne-baba titizliği ile insülin yapan öğretmenlere, diyabetli çocuklara emek veren ekip üyelerine, dernek yöneticilerine, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı yetkililerine, sahada emek verenlere ve Okulda Diyabet Programı’nı 13 yıldır koşulsuz destekleyen Sanofi firmasına teşekkür ediyoruz.

Prof. Dr. Şükrü Hatun kimdir?

Prof. Dr. Şükrü Hatun, 1959 yılında Kütahya Domaniç'te doğdu. Tıp eğitimini 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara, Türkiye'de tamamladı. Mezuniyet sonrası Adıyaman'da mecburi hizmetini yerine getirdi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlık eğitimini Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesinde 1990'da, Çocuk Endokrinoloji Yan Dal Uzmanlık Eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1993'de tamamladı. 1994 yılında doçent, 1999 yılında profesör oldu. 

1995-2016 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda çalıştı. Kocaeli Üniversitesi'nde Pediatrik Endokrinoloji programını kurdu. İki dönem anabilim dalı başkanlığı, 2012-2015 yılları arasında tıp fakültesi dekanlığı yaptı. 

2015 yılında bir süre North Carolina Üniversitesi Çocuk Endokrinoloji Bölümü'nde ziyaretçi profesör olarak bulundu. 

2016 yılından beri İstanbul'da Koç Üniversitesi'nde Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor.

Şükrü Hatun ve ekibi 1996 yılından bu yana diyabetli çocukların tedavisi, eğitimi, hakları, toplumun bilinçlendirilmesi ve diyabetle barışık yaşamaya odaklanan "Arkadaşım Diyabet Programı"nı yürütüyor.

Dr. Hatun, https://www.arkadasimdiyabet.com/ web sitesini kurdu ve 1997'den beri "Arkadaşım Diyabet İznik Kampı"nı yürütüyor, 2018'den beri de "Arkadaşım Diyabet Aile Kampı"nı düzenleyen ekibe liderlik ediyor.

Ekibinin de katkılarıyla diyabetli çocuklar, aileleri ve diyabet ekipleri için çok sayıda kitap yazdı veya çevirdi.

Türkiye'de uzun süre "Pediatrik Diyabet Grubu"na liderlik eden Dr. Hatun, arkadaşları ile "Pediatrik Diyabet Ekip Üyeleri Eğitim Kursları"nı başlattı, "Ulusal Çocukluk Çağı Diyabet Programı"nı hazırladı ve az gelişmiş bölgeler için diyabet kampları düzenledi.

Dr. Hatun'un diyabetli çocukların yaşamına yaptığı önemli katkılardan biri de "Okulda Diyabet Programı"nı başlatması. Bu program, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği ile iş birliği içinde geliştirildi. Bu proje ile çok sayıda öğretmen okulda diyabet bakımı konusunda eğitildi ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından "Okullarda Diyabetli Öğrencilerin Bakımı ve Desteklenmesine İlişkin Yönerge" yayımlandı.

1993 yılından itibaren Dr. Hatun ve arkadaşları tarafından diyabetli çocukların hakları ile ilgili savunuculuk çalışmaları başlatıldı ve bu çalışmalar sonucunda 1996 yılında glukometre stripleri geri ödeme kapsamına alındı.

Dr. Hatun ve ekibinin başlattığı yeni bir kampanya ise "Sensörler için parmağını kaldır" sloganıyla sensörlerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödenmesine odaklanmıştır.

2014 yılında "Diyabetli Çocuklar Vakfı"nı kuran Dr. Hatun, çalışma arkadaşlarıyla birlikte çeşitli illerde "Arkadaşım Diyabet Buluşmaları" adlı eğitim toplantıları düzenliyor. Dr. Hatun ayrıca, diyabetin evdeki yükünü paylaşmaya odaklanan "Diyabet İçin HeForShe Programı" ile, "Diyabetli Çocukların Tedavisi ve Esenliği İçin On Temel Öneri" adlı bir program başlattı (2021).

Şubat 2023'te Türkiye'de yaşanan deprem felaketinin ardından Hatun, felaket bölgesinde yaşayan diyabetli çocuklar ve aileleri için bir destek ve dayanışma programı başlattı. Bu kapsamda ücretsiz kan şekeri ölçüm stripi desteği sağlandı. Ayıca deprem bölgesinden 51 diyabetli çocuk ve ailesi "Arkadaşım Diyabet Aile Kampı 2023"e ücretsiz katıldı.

İletişim Yayınlarından çıkan "Hekim Kendisini Tedavinin Bir Parçası Olarak Sunar" ve " İnsancıl Bir Tıp İçin Yazılar" isimli kitapları vardır. 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Hekimlik andından çıkarılan kelimeler

Hekimlik Andındaki, "cinsel yönelim" kelimelerine "takıp" (kelimelerin ne suçu var diyesi geliyor insanın), bu kelimeleri çıkartarak andı okutan dekanlar, bunu yaparken cinsel yönelimi farklı olanlara ayrımcılık yapılmasını mı savunmaktadır? Eğer böyleyse hekimliğin en temel ilkesini temelsiz bir şekilde ihlal etmiş olurlar ki bunun tek başına dekan olmaya engel olduğunu düşünüyorum

Tütün, aşırı işlenmiş gıdalar, fosil yakıtlar ve alkolün yol açtığı ölümler ve endüstrinin manipülasyonları

DSÖ'nün yeni raporu** büyük endüstrinin kronik hastalıkları nasıl körüklediğini, sağlık politikalarını nasıl engellediğini ve savunmasız insanları nasıl hedef aldığını vurguluyor

Amerikan Endokrin Birliği'nin yeni önerisi: Rutin D vitamini ölçümü yaptırmayın!

D vitamini "her derde deva değildir" ve belirsiz amaçlar için takıntılı bir şekilde D vitamini ölçümü yaptırmanın ve yüksek dozlarda takviye almanın bir yararı yoktur. D vitamini ile ilgili abartının en önemli olumsuz sonucu, D vitamini intoksikasyonu vakalarındaki artıştır