TARİH
29 Haziran 2024
Dileğimiz şudur: Benim ülkemde de yasaları dolanma yöntemleriyle yerle bir edilen yargılama ve duruşma hukuku sarayı, ilkeleriyle birlikte yeniden temelleri üzerine kurulmalı, insanlarımız da böylesi bir sarayda dağıtılan "adalet"in nimetlerinden yararlanmalıdır
Devamını OkuTARİH
27 Haziran 2024
Aristoteles, oğluna adadığı "Nikomakhos'a Ahlak" yapıtında adaleti, "erdemin bir kesimi değil, bütünü;" adaletsizliği ise, "kötülüğün bir bölümü değil, bütünü" olarak tanımlamış; Montesquieu ise, "Tek bir tek kişiye yapılan adaletsizliği, bütün topluma yapılmış bir tehdit" olarak görmüştür
Devamını OkuTARİH
25 Haziran 2024
Batıda heykeltıraşlık mermeri bile uysallaştırmıştı, ama bizler, suç failinin alınyazısını belirleyen yargılamanın en önemli aşamasını, halk ozanlarının karşılıklı tartışmasından esinlenilerek Türkçemize kattığımız "duruşma"yı bile hiç mi hiç evcilleştirememiştik. Gadre uğrayan hukuk, onu bir bakıma intihara sürüklemişti. Elimizde kalan sözüm ona duruşma ise, artık bir hukuk kavramı değil, düz anlamı (dénotation) da, yan anlamı (connatation) da olmayan içi boşaltılmış, pas tutmuş bir sözcüktü
Devamını OkuTARİH
23 Haziran 2024
Hukuka, hukukunu aldığımız ülkelerdeki hukukun değişmez uygulamasına göre, kural olarak tek oturumda biten duruşmalarda yaşanan zaman, ne parçalanabilir ne de kanıtlar ve olgular, başka yargıçlara aktarılabilir, ciro edilebilir. Buna karşılık benim ülkemde oturumlardan oturumlara, yargıçlardan yargıçlara aktarılan suç (ceza) ya da hukuk davaları duruşmalarının ne zaman biteceğinin kesinlikle belirsizdir. Bu belirsizlik ve umutsuzlukla kıvranan nice hak sahipleri, dava açarak mahkemelerde sürünmekten vazgeçmektedir
Devamını OkuTARİH
20 Haziran 2024
Umarım ve dilerim, günün birinde dört yıl hukuk fakültelerinde öğretim gören savcı ve yargıçlar, "hak arama özgürlüğü bilinci"nin (Anayasa, m. 36/1) önemini özümser; "görev ve yetki"lerine giren olaylarda bu özgürlüğün kapısını, adalet bekleyen insanlarımıza kesin (Anayasa, m. 36/2) olarak kapatmazlar
Devamını OkuTARİH
20 Şubat 2023
Sayın Erdoğan ve arkadaşına çağrımız şudur: Önce düşünme yetisini karartan öfkelerini dizginlesinler. Sonra da kendilerine karşı dava açma hakları doğan insanlarımızdan özür dilesinler ve sövgülerini çöp sepetine atarak bundan böyle kendilerini eleştirenlere ellerini dostça uzatıp, uygarca teşekkür etsinler. Ve en önemlisi de ülkemizde iç barışı sağlasınlar.
Devamını OkuTARİH
10 Aralık 2022
Her şeyden önce anayasa yargı(lama)sını ulusal iradeye ve demokrasiye aykırı görmek çok yanlıştır. Anayasa Mahkemesinin norm denetimi yerine yerindelik denetimi yapması ise elbette hukuksal bir yanılgıdır. Yasama organının Anayasa Mahkemesi kararına uymaması ya da uyar görünüp gerçekte onu dolanması ise, ağır ve bağışlanamaz bir yanılgıdır; kendini aldatmadır
Devamını OkuTARİH
28 Kasım 2022
Türk insanı “dil bilinci”ni kazanmak, ana diliyle düşünmek, konuşmak ve yazmak zorundadır. Eğer dilimizde yeterince düşündüren ana dili kökenli sözcük, özellikle de bilimsel kavram, terim yoksa bilim ve felsefe yapmak olanaksızıdır
Devamını OkuTARİH
31 Ekim 2022
Dil ve harf devrimlerine sataşanların bilgilerini gözden geçirmelerini, Mecelle ile Türk Medeni yasasını, Atatürk’ün Türk öğrenciler için –ki sataşanlar için de- yazdığı matematik kitabını okumalarını önemle salık veririm
Devamını OkuTARİH
26 Temmuz 2022
Bu dönemi yaşatanlardan çok, buna zemin hazırlayan görünüşte Atatürkçüleri hiç bağışlamıyor; tersine suçluyor ve onları hem Atatürk’e, hem de Türk halkına şikâyet ediyorum; daha da önemlisi kendilerini bir iç hesaplaşmaya çağırıyorum
Devamını OkuTARİH
10 Haziran 2022
Ne olursanız olun, bir konuda karara varmak, tanı koymak durumunda iseniz, sözgelimi, hukukçu, hekim, mimar, mühendis vb. iseniz, çok bildiğinizi sandığınız sorunlarda bile, bilginizden kuşkulanın ve araştırmadan asla karar vermeyin
Devamını OkuTARİH
13 Ocak 2022
Başyargıç Coke'tan 410 yıl sonra adalet, hukuk, ulusumuz adına sizlerden yargılamanın dileği şudur, efendiler: "Görmeyin, duymayın, konuşmayın!"
Devamını OkuDaha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.