04 Haziran 2024

Avrupa'da ve dünyada gözler seçim sandığında  

2024'e damga vurabilecek olan Avrupa Parlamento seçimleri bu hafta, 6-9 Haziran günleri yapılacak. 27 ülkeden 360 milyon seçmenin oy kullanabileceği Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde yapılan kamuoyu yoklamaları, başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkesinde aşırı sağdaki partilerin hissedilir şekilde güç kazandığını gösteriyor

Türkiye'de gözler geçen yıldan beri seçim sandıklarındaydı. Geçen yıl Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini bu yıl yerel seçimler izledi ve heyecan giderek arttı. Muhalefet partilerinin bekleneni veremediği Mayıs seçiminden sonra Türkiye seçmeni bir kez daha yerel seçimlerde verdi değişim sinyalini.

Yerel seçimde beklenmedik bir başarı gösteren Cumhuriyet Halk Partisi'nin atılımı ve özellikle yeni genel başka Özgür Özel'in farklı yaklaşımı da Türkiye'de pek çok şeyin eskisi gibi olmayacağı umudunu doğurdu en azından.

Hindistan'ın yükselen yıldızı

2024 yılının dünyanın birçok ülkesinde seçim yılı olacağını daha önce yazmıştım bu köşede. 2024 yılına damga vuracak olan ilk önemli genel seçim, kimilerince "dünyanın en büyük demokrasisi" diye nitelenen Hindistan'da yapıldı ve Başbakan Narendra Modi üçüncü kez rahat bir seçim zaferi kazandı. Jeopolitik dengelerin önem kazandığı bir dünyada Modi'nin kesin bir seçim zaferi kazanması Hindistan'ın yakından izlenecek ülkelerden biri olacağını gösterdi.

Gözler AB ülkelerinde olacak

2024'e damga vurabilecek olan Avrupa Parlamento seçimleri bu hafta, 6-9 Haziran günleri yapılacak. 27 ülkeden 360 milyon seçmenin oy kullanabileceği Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde yapılan kamuoyu yoklamaları, başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkesinde aşırı sağdaki partilerin hissedilir şekilde güç kazandığını gösteriyor. Bu partilerin ilk kez oy kullanacak olan genç seçmenler arasında da etkili olmaya başladığı görülüyor.

Söz konusu partilerin seçimde güç kazanması halinde Avrupa Birliği içindeki geleceğin Avrupası tartışmasının daha da büyümesi beklenebilir.

İngiltere'de İşçi Partisi'nin dönüşü mü?

Muhafazakâr Parti'nin yıllardan beri iktidarda olduğu İngiltere'de (Birleşik Krallık) de önümüzdeki Temmuz ayında erken seçime gidiliyor. Erken seçimi iktidardaki Muhafazakâr Parti ilan etti ama seçimi kazanması çok zor görünüyor.

2019'da "Size Brexiti getireceğim" vaadiyle iktidara gelen Boris Johnson'un istifasıyla boşalan koltuğa oturanlar da bekleneni veremeyince erken seçime gitmek zorunda kalan Muhafazakâr Parti'nin seçimi kazanma şansı yol gibi. Buna karşılık yeni başkanı Keir Starmer ile farklı bir ivme yakalayan İşçi Partisi'nin iktidara gelebileceği söyleniyor. Bu arada İskoçyalı seçmenlerin tercihlerinin de sonucu etkileyebileceği belirtiliyor.

ABD'deki pandominayı unutmayalım

2024'ün belki de en önemli seçimi ise ABD'de yapılacak. Başkan adaylarından birinin Donald Trump olması ve bugüne kadar yaşananlar Kasım'da yapılacak başkanlık seçiminde akla gelebilecek her şeyin olabileceğini düşündürüyor. Biden için yorum yapmak gereksiz bence. Bu yılki başkanlık seçimi yalnızca ABD için değil dünya için de büyük bir sınav olacak.

Osman Ulagay kimdir?

Osman Ulagay, İstanbul'da sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Robert Kolej Lisesi'ni ve daha sonra Boğaziçi Üniversitesi'ne dönüşen Robert Kolej Yüksek Okulu'nun ekonomi bölümünü bitirdi.

İngiltere'de, Manchester Üniversitesi'nde "Kemalizm ve Ulusal Kalkınma" konulu tez çalışmasıyla siyasal bilimler dalında master derecesini aldı. İngiltere'de bulunduğu dönemde Cumhuriyet gazetesine gönderdiği "İngiltere Mektupları" ile gazeteciliğe ilk adımını atan Ulagay, Türkiye'ye döndüğünde Cumhuriyet gazetesiyle ilişkisini sürdürdü. 1981'de Ekonomi Servisi Şefi olarak Cumhuriyet'te çalışmaya başladı, ekonomi sayfasını yönetmenin yanı sıra, haftalık söyleşilerle ve köşe yazılarıyla ekonomi gazeteciliğinin gelişme sürecine katkıda bulundu.

1992 yılında Cumhuriyet'ten ayrıldıktan sonra köşe yazarı olarak Sabah gazetesine geçti. Köşe yazarlığını 1993'ten itibaren Milliyet gazetesinde sürdürdü.

2013 yılında Dünya gazetesinde ekonomi yazılarına başladı. Bir dönem T24'te de yazdıktan sonra Mayıs 2016'da, 24 yıl aradan sonra Cumhuriyet gazetesine döndü, ancak kısa bir süre sonra ayrıldı. Bu süreçte Dünya gazetesindeki yazılarına devam etti.

Osman Ulagay, gazete yazılarının yanı sıra çok sayıda kitap çalışmasına imza attı. "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı kitabıyla 2001 yılında Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü'nü kazandı.

Kitapları

- Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi

24 Ocak Deneyimi Üzerine

Özal Ekonomisinde Paramız Pul Olurken Kim Kazandı Kim Kaybetti?

Özal'ı Aşmak İçin

Enflasyonu Aşmak İçin

- Krize Adım Adım / Günah Sayılan Kehanet

Aklınla Uçur Beni

Küreselleşme Korkusu

Quo Vadis? Küreselleşmenin İki Yüzü

- Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği

- Hedefteki Amerika / 11 Eylül Şoku

Tepki Cephesi / Piyasa İmparatorluğuna Karşı AB-Türkiye Yol Ayrımı

AKP Gerçeği ve Laik Darbe Fiyaskosu

- Türkiye Eskisi Gibi Olmayacak

Türkiye Kime Kalacak / Başbakan'ın Yazdırdığı Kitap

- Dünya Trump'a mı Kalacak?

 

Yazarın Diğer Yazıları

AKP'nin ve Erdoğan'ın geleceği tartışılıyor

Bu gidişatın AKP'nin hatta bir sonraki aşamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi geleceğine gölge düşürecek boyutlar kazanmasından endişe duyanlar arasında Erdoğan'ın yakınındaki kimselerin de bulunduğu ve rahatsız olmaya başladığı söyleniyor

AKP yandaşlar cennetinde "normalleşme" korkusu

Yandaşlar cennetinin nimetlerinden yararlanmış olanların "normalleşmeyi" önlemek için her şeyi göze almaları beklenebilir. Destekledikleri parti yani AKP, iktidarı ele geçirince devletin sahip olduğu olanaklardan yararlanarak kur garantili ihaleleri kapmaya, ormanları ve değerli arsaları ele geçirip malikanelere çevirerek sınıf atlamaya alışan büyük taahhüt ve inşaat şirketlerinden söz ediyorum. İktidarın ve yandaşlarının "normalleşme"ye hiç sıcak bakmamaları da gayet doğal bu nedenle

Sen ne efsunkâr imişsin ey demokrasi

Galiba küreselleşmenin ve dijital devrimin dönüştürdüğü bir dünyada çoğulcu demokrasinin de ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var. Bunu erken kavrayan ülkeler ve liderler geleceğe damga vurabilir belki de

"
"