30 Ağustos 2020

İşimiz gücümüz, çocukları korumak olmalı

Kitap, sebebi ve biçimi ne olursa olsun cinsel saldırıyı olağanlaştırıyor. Zorda kalınırsa yapılabilecek bir öç alma davranışı olarak çocuklara sunuyor. Çocukları ürkütüyor ve korkutuyor

Bir insanın bir "çocuk kitabı" yazmak istemesi nasıl içimizi ısıtan bir eylemse, içinde bir tecavüz hikâyesine yer vermesi de bir o kadar aklımızı kaçırtan ve ruhsallığımızı sarsan, bildiklerimizi unutturan, bizi şok eden bir eylem.

Musa Dinç isimli biri bu ikisini birleştirmiş. İçinde tecavüz eylemi, ırza geçme eylemi barındıran bir çocuk masalı hazırlayarak. Bir varmış bir yokmuş. Musa Dinç bunları hazırlamış ve çocuklarımıza sunuvermiş, editörden geçmiş, yayınevinden geçmiş, öğretmenlerden ve velilerden de geçmiş. Ve demiş ki Dinç: Haydi çocuklar bunları okuyun, gülün ve düşünün! (Gül ve Düşün diye bir masal serisi) .

Peki aslında ne oluyor? Kitap çocuklara cinsel saldırıyı örnek göstererek neyi söylemek istiyor? Sebebi ve biçimi ne olursa olsun cinsel saldırıyı olağanlaştırıyor. Zorda kalınırsa yapılabilecek bir öç alma davranışı olarak çocuklara sunuyor. Çocukları ürkütüyor ve korkutuyor. Büyükleri ürkütüyor ve korkutuyor. Şiddeti, cinsel şiddeti ve saldırıyı çocuğun aklında meşrulaştırıyor. Şok ediyor. Öfkelendiriyor. Sarsıyor. Her geçen gün türlü türlü sarsılmıyormuşuz gibi.

Çocuk bunları okuduğunda ne oluyor?

Çocuklar bu sayfaları okuyunca mesela, gülüyorlar mı? Eğleniyorlar mı? Peki düşünüyorlar mı? Ne düşünüyorlar? (Gül/Düşün masal serisi)

Öç almak, kötülük yapmak, saldırı planlamak, saldırmak, tecavüz etmek, namusunu kirletmek, birini japon yapıştırıcısı gibi yüzüstü yere yapıştırmak ve ırzına geçmek gibi kelime ve ifadelerle ne yapacak şimdi ilkokul çocuğu?!! El-insaf!

Belki mideleri bulanıyor çocukların; belki bir şeyler, ama hatalı bir şeyler öğreniyorlar; belki cinsellikle bilişsel düzeydeki ilk karşılaşmaları bu şekilde oluyor; belki cinsellikten tiksiniyorlar; belki başlarına böyle bir şey gelecek diye korkuyorlar; belki başlarına benzer bir şey gelenler var aralarında, şimdi bunu hak ettikleri için yaşadıklarını düşünmeye ve kendilerini suçlu hissetmeye başladılar….

Bilmiyoruz ama hepsi olası ve hiçbiri abartılmış reaksiyonlar değil. Gerçekler.

* * *

Bir edebi eseri okurken, bir sinema filmi izlerken, bir şarkı dinlerken konunun öznesi ile özdeşim kurarız. Mağdura veya faile özdeşim kurmamız kişisel tarihimize, güncel yaşam olaylarımıza ve travmatik yaşantılarımıza göre değişir. Onunla empati kurar, konuyu sanki kendi başımıza gelmiş gibi canlandırırız zihnimizde. Özdeşim kurmak sanatın üzerimizdeki etkisinde önemli bir faktördür. Dolayısıyla buradaki masalı okuyan kimi çocuk faille kimi çocuk da mağdurla özdeşim kuracak. İkisi de korkunç.

Hiç çekinmeden "bir masal üzerine kıyameti kopardınız" diyen Musa Dinç ve kendisi gibiler (yayınevi, editör de dahil...) işte bunları yaptı çocuklara. Kıyameti koparmadıysak o ayıp da bize.

İlkokul dönemine önerilmiş bu seri. 6-10 yaş arasındaki çocuklar bunları düşünmeye başladığında, bu zaten onun duygusal bütünlüğüne, dünyayı algılayış biçimine, psikolojik durumuna bir saldırı oluyor; diğer bir deyişle psikolojik bir saldırı, psikolojik taciz..

Çocuğu psikolojik olarak taciz etmek ne demektir? Çok özetle, çocuğu, yaşına uygun olmayan herhangi bir duruma, bilgiye, davranışa, söze ve tavıra maruz bırakmak demektir. Musa Dinç ve kendisi gibiler (yayınevi, editör de dahil...) bunları yaptı çocuklara. Psikolojik saldırı, taciz. Kıyameti koparmadıysak o ayıp da bize.

Yazar(!) "Beni tanısanız..." ile başlayan bir ifade ile kendini savunmaya kalkarken, kullanabileceği başka argüman kalmadı da "konuyu anlatmak için bu örneği vermeye mecbur kaldım aslında" mı demek istiyor? "Erdemli bir insan olarak özür diliyorum işte" derken aslında "uzatmayın, işinize gücünüze bakın, beni görmezden gelin, olmuşsa olmuş işte, münferit bir hata bu" mu demek istiyor? "Bir kereden bir şey olmaz yaa" mı diyor?

"Bir masal üzerinden kıyamet kopartılıyor. Siz asıl hırsızlara, sapıklara bakın. Bir masal yüzünden toplumun ahlakı bozuluyorsa, ben toplumdan özür diliyorum" diyerek, kendini bunlardan ayrı mı tutuyor? Sapık düşüncelerini inkar ederek hem kendini hem bizi mi kandırıyor? Ne demek istiyor Musa Dinç?

Suç-suçlu-suçlular

Bu ve benzeri durumlara "pedofili" gibi bir psikiyatrik tanımlama yapmak birçok açıdan uygun değildir. Fail bir hastalıktan muzdarip olduğu (ki bilmiyoruz) için mi bunları yapmaktadır? İlk hareket noktası hastalık değil, failin suçlu olmasıdır.

Peki çocukları korumak kimlerin görevidir? Anne-babanın mı? Psikolog-sosyal hizmet uzmanının mı? Okulun-öğretmenin mi? Yayınevinin-yazarın mı? Devlet politikalarının-devletin mi? Sağlık bakanlığı-aile bakanlığı-Milli Eğitim Bakanlılığı'nın mı?

Allah aşkına! Musa Dinç ile Gül ve Düşün, ipi kopmuş, baş aşağı yuvarlanan milli eğitim sistemimizin bir ürünü değil midir?

Yazarın Diğer Yazıları

Seçmenin cevabı: Seçimin psikolojik analizi 101

14 ve 28 Mayıs seçimleri, özellikle muhalefetteki siyasi partilere sert bir dille ve yüksek volümle seslendi: Değişin!

Utancımı duyan var mı? | Afetzedelere ve çaresiz tanıklara, psikolojik ilk yardım

Bu hafta uzaktakilerden veya bölgeden en çok duyduğum, gördüğüm okuduğum, yüksek düzeyde hissedilen utanç duygusu ve yoğun bir yardım etme isteği ve sorumluluğu. Bana kalırsa yaşadığımız utanç ve sorumluluk duygusunun üç sebebi var. Bir, bu kadar kötülük karşısında iyiliğe olan ihtiyacımız; iki, yaşamda kalmanın ve şanslı tarafta olmanın getirdiği suçluluk duygusu ama en önemlisi de utanması ve sorumluluk alması gereken kişilerin utanmaması ve sorumluluk almaması. Onların sahip olmadığı utanç sorumluluk duyguları sanırım bizde ikame ediyor

Kadın cinsel(siz)liği

Bakmaya bile cesaret edemediği, orada, aşağılarında başına bela olacak bir organın içine, nasıl olacak da bir erkeğin penisi girecektir? Yüzyıllarca kalınlıktaki kapıları kırarak hem de. Cinsellik budur kızım! 

"
"