29 Mayıs 2024

Aydın Denizli otoyolu nereye uzanıyor?

Milletin cebinden beş kuruş çıkmadan yapıldığı söylenen projelerden biri olan Aydın-Denizli otoyolunun finansman maliyetini eninde sonunda kim ödüyor olabilir? Eşsiz tarım ürünlerinin yetiştiği ovaları kalbinden hançerleyen bir KÖİ projesi yapılsın diye biz vatandaşlar olabilir mi? Milletin sırtına yıkılacak yüzlerce milyon Euro finansman... Milyarlık sermaye arttırımları... Ama işçiye yevmiye yok

Bir KÖİ (Kamu Özel İşbirliği) projesi olan Aydın-Denizli otoyol inşaatı, son günlerde yevmiye ve fazla mesai paralarını alamayan, alamadığı gibi taşeron şirket tarafından -çalışma hayatında "yüz kızartıcı suç" olarak bilinen- "kod 46" ile işten çıkarılan işçilerin direnişiyle gündemde.

Aydın-Denizli otoyol inşaatını Yap İşlet Devret modeliyle yani -ayrıntılarını aşağıda açacağım- araç geçiş garantili sözleşmeyle Fernas Otoyol İşletmesi A.Ş yapıyor.

Fernas Otoyol A.Ş'yi, Aydın-Denizli otoyol ihalesinin ardından (Ekim 2020) Batman Ticaret Sicili'ne kayıtlı Fernas İnşaat kurmuştu.

Burada bir hatırlatma:

Yap İşlet Devret yasasına göre yapılmış ihaleyi kazanan şirketin, ihaleyi yapan kamu kuruluşu ile "uygulama sözleşmesi" imzalayabilmesi için, "özel amaçlı şirket" adı verilen ve amacı sadece ilgili projeyi yapmak olan bir şirket kurması gerekiyor.

"Uygulama Sözleşmesi" diye söz ettiğim de hani senelerdir "ticari sır" diye hepimizden saklanan, içinde Euro ve USD üzerinden muhtelif garantiler verilen, uğruna her sene bütçeden ciddi kaynaklar ayrılan, o meşhur gizemli metinler oluyor.

Vekil şirketine araç geçiş garantileri

Gelelim şirkete.

Fernas Otoyol A.Ş'nin dört yıl önce kurucusu olan Fernas İnşaat'ın bu süreçteki yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü, şu anda AKP Batman Milletvekili olan Ferhat Nasıroğlu'ydu. Nasıroğlu, bölgesinde tanınmış, çok sayıda şirketi olan, futbol kulübünü destekleyen bir iş insanı.

Nasıroğlu, 30 Aralık 2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanan karar ile yönetim kurulu başkanı ve genel müdür olarak Fernas İnşaat şirketini temsil etmeye yetkili olarak belirlenmişti.

Seçimden sonra bıraktı

2023 Mayıs ayındaki seçimde Batman'dan milletvekili seçilince şirketteki görevini -aslında olması gerektiği gibi- bıraktı.

Fernas İnşaat'ın 17 Temmuz 2023 tarihli Ticaret Sicili'nde yayımlanan kararıyla Ferhat Nasıroğlu'nun yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlük görevinin sona erdiği, yerine Leyla Nasıroğlu Bilgin'in getirildiği görülüyor.

Ama bu Fernas'ın Ferhat Nasıroğlu'nun isim ve soy ismindeki hece ve harflerden oluştuğu gerçeğini değiştirmiyor. (Öte yandan kendisi sosyal medya hesabına bakıldığında hemşehrisi Mehmet Şimşek'in bakanı olduğu Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın tasarruf tedbirleriyle ilgili açıklamalarını paylaştığı görülüyor.)

Sermayeyi 7.1 milyar TL'ye çıkardı

Fernas Otoyol İşletmesi A.Ş, birkaç gün önce sermaye arttırımına gitti. Ticaret Sicil Gazetesi'nin 25 Mayıs tarihli sayısında yayımlandı. Şirketin 6 milyar 265 milyon TL olan sermayesi 7 milyar 110 milyon 150 bin TL'ye yükseltildi. (Yükseltilen tutar, 845 milyon 150 bin TL.)

KÖİ projesi için kurulan bu şirketin asıl büyük sermaye arttırımı, bundan altı ay önce yapıldı. Şirket 2023 yılı sonunda, beşe katlayarak 1 milyar 245 milyon TL olan sermayesini 6 milyar 265 milyon TL'ye yükseltmişti.

Peki bunda ne var değil mi? Bu sermaye arttırımları, bu tip büyük ölçekli KÖİ projelerinde olması gereken, olağan adımlar.

Ancak olağan olmayan şey ne biliyor musunuz?

Otoyol yapan bir şirket bu kadar büyük sermaye arttırımlarına gidebilecek mali yeterliliği varken, dahası Hazine, bir milletvekilinin vaktiyle kurduğu, halen de aile bireylerinin yönetimde olduğu şirkete araç başına 5 Euro/cent garanti verebilirken, o otoyolun inşaatında, Fernas'ın taşeronu, başka deyişle alt yüklenicisi olan bir şirkette çalışan işçilerin paralarını alamaması.

KÖİ taşeronluğu ve kod-46 ile çıkarmak

Paralarını talep ettikleri için işten çıkarılmaları.

 Bu çıkarma sırasında da "kod 46"nın kullanılması.

"Kod 46" çalışma mevzuatında bir kanun maddesine karşılık geliyor.

O kanun maddesinde bu durum "İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması" olarak tanımlanıyor.

İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İyi Sen) Genel Başkanı Hasan Kırlangıç'ı aradım ve Aydın-Denizli otoyol inşaatında direniş yapan işçilere yevmiyelerinin ödenmeme öyküsünü sordum.

Kırlangıç, taşeron şirket (İnceoğlu) tarafından işçilere Nisan ayı ödemesinin yapılmadığını, "Cuma" diye söz verilip ertesi pazartesi ödeme yapılmayarak SMS'le kod-46'dan çıkış verildiğini söyledi. İşçilerin şantiyeye gittiğinde Jandarma güçlerinin çağrılmış olarak orada beklediğini anlatan Kırlangıç, "Sorun nasıl başladı. Gerekçe olarak ne gösterildi?" soruma şu karşılığı veriyor:

"Bu arkadaşlar götürü usul dediğimiz türde iş yapıyor. Şöyle: Mesela inşaatta işe sabah 8'de başlanıyor. Akşam 5 ya da 6'da paydos ediliyor. Ama örneğin gece 21'de beton dökülecek. İşte bu aradaki 3-4 saatin de mesai olarak yazılması gerekiyor. Çünkü arkadaşları orada tutuyorsunuz. Arkadaşlar da mesai olarak yazıyor. Ama işte bunlara dair rakamlar inkâr edilmeye başlandı.Yevmiyelerden kesinti yapmaya başladılar."

Hırsızlık varsa suçduyurusunda bulun!

İyi Sen Genel Başkanı Kırlangıç, işten çıkarmalar konusunda şu dikkat çekici soruyu da yöneltti:

"Mademki arkadaşlarımızı kod-46 ile çıkarttın -yani hırsızlık yaptı, güveni sarstı demeye getiriyorlar. 50 kişi aynı anda hırsızlık yaptı demek!- o zaman niye şirket olarak suç duyurusunda bulunmuyorsun? Kod-46 ile işten çıkarılan hiçbir arkadaşımız, polis ya da savcı tarafından ifadeye çağrılmadı."

Kırlangıç telefonda anlatırken, ben de geçmişte Aydın-Denizli otoyol ihalesi, verilen garantileri hatırlamaya çalıştım. Bu konuda neredeyse on yazı yazdım. 163 km uzunluğundaki Aydın-Denizli otoyolu dokuz kere ihale edilen bir proje. Son ihalenin ardından taş ocağı açmak için yapılan kesimler ve bağa bahçeye, doğaya müdahaleler orada yaşayan köylülerin tepkisiyle karşılaşmıştı.

Kuyucak-Denizli etabı geçen yıl sonunda açılan otoyolun bu yıl sonunda bitmesi hedefleniyordu. Ancak mevcut koşullar altında zor görünüyor. Yatırım maliyeti 1,3 milyar Euro olarak açıklanan Aydın-Denizli otoyolu trafik yükünü azaltması ve yolculuk süresini kısaltmasıyla öne çıkarılıyor her KÖİ ulaştırma projesinde olduğu gibi. Ancak geçiş ücretlerinin otomobil ve km bazında 5 Euro/cent olarak belirlendiği çok daha sonra açıklandı.

İşletme süresi 17 yıl 9 ay 18 olarak duyurulan projede garantiye esas araç sayıları şöyleydi:

  1. Kesim: Aydın-Kuyucak (Garantiye esas uzunluk 65 km) için çift yönde 35 bin otomobil eşdeğer/ gün
  2. Kesim: Kuyucak –Denizli (garantiye esas uzunluk 85 km) için 32 bin otomobil eşdeğer/gün

Bu veriler esas alındığında, her bir yıl için birinci kesime 12 milyon 775 bin, ikinci kesim için ise 11 milyon 680 bin araç garanti hesabı ortaya çıkıyor.

Hatırlatmakta yarar var: 2021 yılı bütçe görüşmeleri sırasında (Kasım 2020) dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Aydın-Denizli Otoyolu'nun bakım ve işletme maliyeti, finans maliyeti, yenileme ve ağır bakım maliyetleriyle ilgili verileri kalem kalem paylaşmıştı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tutanaklarına göre Ulaştırma Bakanı'nın konuşmasındaki ilgili bölüm şöyle:

1 milyar 549 milyon Euro "Aydın-Denizli Otoyolu'nun yatırım maliyeti 699 milyon Euro'dur. Tabii bunun üzerine bakım, işletme maliyeti, 3 yıl yapım, 17 yıl işletmedeki bakım, işletme maliyeti 561 milyon Euro'dur. Finans maliyetini koyduğunuz zaman -sonuçta uluslararası finans kullanılıyor- 17 yılda 482 milyon Euro'dur. Yenileme ve ağır bakım maliyeti de 69 milyon Euro'dur. Yani bunlara toplam yapım, işletme, yenileme, finans maliyetini de eklediğinizde 1 milyar 813 milyon Euro'luk bir yatırım maliyeti ortaya çıkıyor arkadaşlar. Yani 17 yıl burayı işletecek, bu işletme maliyetleri de tamamen Karayolları'nın benzer yerlerde yaptığı işletme maliyetlerinden alınmıştır. Yine, burada finans maliyeti de Dünya Bankası'nın en düşük kredilerinden hesaplanmıştır. 1 milyar 813 milyon Euro maliyeti olan bir işin ihale bedeli de 1 milyar 549 milyon Euro'dur. Bu da 3 yıl yapım, 17 yıl işletmeden sonra tamamen kamuya sağlam bir şekilde devredilecektir."

Düşünün ki, Fernas'ın 17 yıl işleteceği Aydın-Denizli otoyolunun sadece finansmanı maliyeti 482 milyon Euro.

Peki zor olmayan bir soru:

Milletin cebinden beş kuruş çıkmadan yapıldığı söylenen projelerden biri olan Aydın-Denizli otoyolunun finansman maliyetini eninde sonunda kim ödüyor olabilir?

Eşsiz tarım ürünlerinin yetiştiği ovaları kalbinden hançerleyen bir KÖİ projesi yapılsın diye biz vatandaşlar olabilir mi?

Milletin sırtına yıkılacak yüzlerce milyon Euro finansman...

Milyarlık sermaye arttırımları...

Ama işçiye yevmiye yok.

Sahi Aydın-Denizli otoyolu nereye uzanıyor?

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Rüşvet tescilliyken Gri Liste'den çıkmak

Kara paranın aklanması ile yabancı rüşvet arasındaki hukuksal bağ somut ve ortada. Türkiye'nin, gerek resmi kurumları, gerekse özel sektör kuruluşları da içine alacak şekilde bu konudaki yetersizliği Rapor boyunca bir çok yerde dile getiriliyor. Böyle bir durumda "gri liste"den çıkabilmek için kripto varlıklara ilişkin yasal düzenlemenin nasıl yeterli olacağı ise fazlasıyla izaha muhtaçtır

Rüşvet suçu kara paranın öncülü değil miydi?

OECD Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu'nun hazırladığı raporda, Türkiye'de basın üzerinde sansür olduğu belirtilerek, çok sayıda haberin erişime engellendiği verilerle yer alıyor. Basın özgürlüğünün olmayışının özellikle yolsuzluk haberlerinin ortaya çıkması konusunda derin bir kaygı yarattığının altı çiziliyor

Tasarruf paketi umursanmadı

Tasarruf paketinin Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanmasının dahi iktidar bürokrasisinin harcama alışkanlıklarında etkisi olmamış anlaşılan