Türkiye toplumunun anksiyetesini artıran son olayları sıralayalım; 8 yaşındaki Narin’in, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in katledilmesi, istismara uğrayan Sıla bebeğin hayatını kaybetmesi, Yenidoğan çetesiyle açığa çıkan sağlık sistemindeki çürüme, kaybolan Rojin Kabaiş’in cenazesinin bulunması, sokak hayvanlarını katleden yerel yönetimler ve TUSAŞ’a yönelik saldırı…
Ve bu kara tabloya paralel olarak toplumu şoklayan Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan çıkışı…
Cumhuriyet Halk Partisi bu başlıklar altında İstanbul’da kalesi olan ilçelerden biri olan Beşiktaş-Barbaros Meydanı’nda bir miting düzenledi: Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı…
Mitinge dair izlenimlerime geçmeden önce dikkatimi çeken bir ayrıntıyı paylaşmak isterim. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘alanda’ diye duyurduğu, teşekkür ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu biz gazeteciler göremedik. Zira sahne arkasındaymış.
Miting alanı dar tutulmuştu. Yaşam Hakkı gibi toplumun bütün kesimlerini, doğayı ve doğadaki bütün canlıları ilgilendiren bir başlıkla yapılan mitingin yeri neden Maltepe mitingi alanı olmadı bilinmez ama meydanın üçte birine denk gelen alan doluydu ve hattı kalabalık dışa taştı.
Kalabalığı CHP teşkilatları oluşturmuştu. CHP’nin organik tabanı meydandaydı. Kadın cinayetlerine ilişkin döviz ve vurgunun ağırlık oluşturduğu mitinge erkekler daha çok gelmişti. Bir de gençlik kolları…
Miting başlamadan önce Bahçeli’nin başlattığı sürece ilişkin görüşlerini sorduğum CHP’li gençler, Bahçeli’nin Öcalan çıkışına mesafeli ve tepkili… Kürt meselesiyle ilgili soru sorduğum bir genç de Zafer Partili bir genç gibi konuştu.
Örneğin CHP Sarıyer Gençlik Kolları’ndan bir genç “Türk-Kürt ayrımı yapılmasın, herkes Türk’tür benim için” cümlesi gençlik arasındaki milliyetçi zeminin ne kadar kaygan ve geçişken olduğunu gösterir nitelikteydi.
Konuştuğum CHP’li gençler her ne kadar Kürt meselesinin Meclis çatısı altında çözülmesi gerektiğini ve muhatabının da DEM Parti olduğunu söylese de toplumsal barış diyen CHP’nin kendi parti politikalarını gençliğe ne kadar ulaştırabildiği soru işareti.
Bu nedenle gençlik kolları başkanlığı seçimi daha da önem kazanacak gibi… Zira şu gözlemimi de aktarmam gerekiyor. Aynı CHP gençliği Kürt kadın hareketinin kullandığı, kadın hareketinin de sahip çıktığı “Kadın, yaşam, özgürlük”, Feminist Gece Yürüyüşü ile özdeş “Susmuyoruz korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, sol/sosyalist partilerin kullandığı “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganlarını da attı.
CHP Genel Başkanı’nın konuşmasını değerlendirmesini istediğim partililer “Çok güzel konuştu, doğru şeyler söyledi, benimsiyoruz” yorumunu yaptı. Ama aralarında ‘bu sorunların çözülmesi için erken seçim şart’ diyenler de vardı.
Özgür Özel’in sahne hakimiyeti güçlüydü… Yenidoğan çetesiyle açığa çıkan özel hastaneler sorununa, kadın cinayetlerine, çocuk istismarlarına, cemaat ve tarikatların yurtlarında kalmak zorunda kalan gençlerin barınma sorununa, iş cinayetlerine, sağlıkta şiddet sorununa, sokak hayvanlarının katledilmesine, cezasızlığa, emekliler ile asgari ücretlilerin geçinme sorununa değinen Özel, bu sorunların faili olarak iktidarı gösterdi. Konuşmasının bazı yerlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumlu olduğuna vurgu yaptı.
Bu esnada kalabalıktan “Hükümet istifa” sloganları yükseldi.
Diyarbakır gezisinde Kürt meselesine ilişkin kurduğu cümleleri Beşiktaş’ta da kurdu Özgür Özel… Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamaya paralel konuştu ve Cumhur İttifakı’nın tutumunu eleştirdi.
“Bu ülkede Kürtler sorunum var diyorsa Kürt sorunu vardır. Devlet bir sorunun olup olmadığına değil, bir sorununun olup olmadığına millet karar verir. Devlet o sorunu çözmek için vardır. Cumhur İttifakı bu sorunları görmezden gelerek, diğer yandan şehit ailelerinin ve gazilerin duygularını yok sayarak konuyu bir kez daha Meclis’ in önünden kaçırarak, işine gelen aktörü parlatarak, işine gelmeyeni hapiste tutarak, ırakta tutarak, fikrini almayarak ben yaptım oldu diyerek bir dayatmanın içine girmiştir. Bizim tutumumuz nettir. Kürtler sorunumuz kalmadı diyene kadar bu sorunun varlığına inanacağız. Herkesin kendini özgür hissedeceği bir süreci Meclis’te başlatarak bu sorun çözülmelidir. Terörün bitmesi için kim konuşacaksa konuşsun. Ama bir kişi konuşturup sorunu çözme hesabı yanlış hesaptır. Biz çözüm için Meclis’i adres gösteriyoruz. Devlet Bey, Abdullah Öcalan’ı Meclis’i adres gösteriyor. Sayın Erdoğan iki kelam etmeme durumuna son vermelidir. Artık sözcünün görevi bitmiştir. Erdoğan çıkıp bu millete bir açıklama yapmak zorundadır. Bahçeli’yi sözcü kılma, ne diyorsan sen söyle.''
Özel’in Erdoğan çıkışı önemli… Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’nin başlattığı sürece ve kimi açıklamalarına ilişkin (Öcalan’ın Meclis’e gelip örgütü tasfiye ettiğini açıklasın) bugüne kadar net cümleler kurmadı. Özgür Özel Erdoğan’a, Bahçeli’nin öne çıktığı sürecin aktörü sen ol çağrısı yaptı. Sorumluluk almaya davet etti.
Mitingden diğer izlenimlere gelince…
CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’ne matuf slogan meydanda yankılandı.
“Hak, hukuk, adalet.”
Mitingde kırlangıç bayraklarını gördüğüm ilçeler şunlardı: Çekmeköy, Bağcılar, Sarıyer, Bahçelievler, Esenler, Şişli, Çatalca, Beşiktaş, Kağıthane, Sultangazi, Sancaktepe, Beylikdüzü, Gaziosmanpaşa, Ümraniye, Beylikdüzü, Eyüpsultan, Esenyurt, Avcılar, Güngören, Bakırköy, Başakşehir, Üsküdar, Kadıköy, Ataşehir, Fatih, Tuzla, Şile, Beykoz, Küçükçekmece, Bayrampaşa… Ben 30 ilçe saydım. İstanbul 39 ilçeden oluşuyor. Bunun yanı sıra Bursa, Yalova, İzmir-Aliağa teşkilatından gelen partililer de vardı.
İstanbul ilçe belediye başkanlarından da bazı isimler katılmıştı. Yaşam Hakkı ve yaşamını yitirenlere saygı nedeniyle miting boyunca Fazıl Say’ın “İnsan İnsan” parçası çaldı.
Miting sonunda parti teşkilatlarını 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı “Korkmadan, sinmeden” kutlamaya çağıran Özgür Özel, “iktidarın belirlediği sınırda muhalefet yapılıyor” eleştirilerini duymuş olacak ki memleketin can yakıcı sorunları karşısında daha net cümleler kurdu.
Candan Yıldız kimdir?
Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.
Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.
Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.
Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.
Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.
"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.
T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.
|