25 Temmuz 2024

Massive Attack: Dev ekran ve miting konser

İstanbul birbirinden ünlü isimlerin konserlerine ev sahipliği yapıyor. Ancak Bonus Parkorman'ın bu yazın en etkileyici ismini yani Massive Attack'ı ağırladığını söylesek yanlış olmaz. Massive Attack, İstanbul'da bir kez daha müziklerini anlamlandırmak için politikayı cesurca kullandı

M2 metrosunun buz kesen ortamında yüzlerce insan Darüşşafaka durağında inip Bonus Parkorman'a gidiyor. İngiliz grup Massive Attack konseri için artık az bir zaman var. Grubun öncesinde Fuchs B2B Agentorange kalabalığı ısıtmak için sahnede.

DJ performansından sonra Massive Attack'ın çıkması için bekleyiş başlıyor. İlan edilen saatin üzerinden 45 dakika geçmesi üzerine sabırsızlık alkışlarla kendini hissettiriyor. Ancak sahneye çıkan Massive Attack'ın müziği ve ekrandaki görüntüleri kalp atışlarını hızlandırarak her şeyi unutmak için sıkı bir bahane. Grup, her zaman olduğu gibi hipnotik müziği ile dinleyicisini ve dünyayı iki saatliğine ele geçiriyor.

Açılış "Risingsong"

İlk şarkı "Mezzanine" albümünden "Risingsong". Bu kült albüm 25 yılı devirmiş olmasına rağmen şarkı yayınlandığı gün kadar yeni. Açılışta sevdiği bir şarkı ile karşılaşan dinleyicinin konser alanındaki enerjisi görülmeye değer. İkinci şarkıda sahnede, grubu yayınladıkları ilk albümleri "Blue Lines"tan (1991) beri yalnız bırakmayan Horace Andy var. Andy'nin mükemmel yorumu ile seslendirdiği "Girl I Love You" ve "Angel" konserin en iyi anları olarak tarihe geçti.

Horace Andy

Kırılgan sesli Elizabeth Fraser

Grubun hayranlarının yakından tanıdığı duygusal ve kırılgan sesli Elizabeth Fraser ise "Black Milk", "Song to the Siren", "Teardrop" ve "Group Four" şarkıları ile konserdeki en büyük tezahüratı aldı. Konserin en enerjik ve etkileyici performansı ise konuk Young Fathers'a aitti. Grup art arada seslendirdikleri "Gone", "Minipoppa" ve "Voodoo in My Mind" şarkılarıyla gecenin en enerjik anlarına imza attı. Yine başka bir önemli kadın vokal Deborah Miller ise kült şarkılar "Safe From Harm" ve "Unfinished Sympathy" ile konserde yer aldı.

Grubun bir hafta önce Atina'da çaldığı ve aslında çok beklenen "Future Proof" şarkısı ise maalesef İstanbul'da yoktu. Onun yerine listede "Take It There" vardı.

Elizabeth Fraser

Duygusal atmosfer 

Buraya kadar konserin müzikal atmosferinden söz ettik. Gelelim konserin görsel ve duygusal atmosferine. İzleyicisinin çok iyi bildiği gibi bir Massive Attack konseri hiçbir zaman salt bir konser değildir. Onları dinlerken dans edemezsiniz, gözlerinizi ekrandan alabilirseniz en fazla biraz sallanarak içinizde düşünceli bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Grant Marshall

Filistin bantı

Grubun beyni Robert Del Naja, kolunda "Palestine" yazan bant ile Grant Marshall ise siyah beyaz bir kefiye ile sahneye çıktı. Tahmin edileceği gibi ana vurgu Gazze'de yaşanan soykırım oldu.

Robert Del Naja

Sert politik filmler

Ekranda neredeyse tüm şarkılar boyunca hazırlanan kısa filmler sert politik ifadelerle doluydu. Elon Musk'ın beyin çipi projesinin deneği sevimli Pager'ın meyve suyu içerken oynadığı oyunun görüntüleri projenin detaylarını içeren bilgilerle yer aldı.

Adeta bir miting formatında hazırlanan konserde geçmişten günümüze rakamlarla ve arşiv görüntüleriyle Irak, Saraybosna ve Afrika gibi dünyanın farklı yerlerindeki savaşlar da gündeme geldi. Amerika'nın 1946'dan bu yana İsrail'e yaptığı mali yardımın 297.000.009.728 dolar olduğundan Bill Gates'e, Irak Savaşı'ndan iklim krizine uzanan geniş bir dünya eleştirisi gözler önüne serildi. Yine Covid-19 aşısının DNA değişikliği için yapıldığı, iklim krizinin yeni dünya düzeni ve nüfus azaltımı projesi nedeniyle kurgulandığı iddiaları da konserin göze çarpan başlıklarındandı.

Bu görsellik dışında sahnede Robert Del Naja'nın birkaç Türkçe ve İngilizce anonsu dışında dinleyici ile iletişim kurmadılar. Geçmişteki konserlerindeki sıfır iletişim düşünüldüğünde bunun önemli olduğunu söylemek kaçınılmaz.

Japonya'ya Cosplay eleştirisi

Kült şarkı "Karmacoma"da Japonya'dan dünyaya yayılan Cosplay çılgınlığı eleştirisi "1990'ların başında küresel finansal kriz başladı. Kriz Japonya'yı sert bir şekilde vurdu. Ve insanlar hayali bir dünyaya çekilmeye başladı. Buna Cosplay dediler" cümleleri ile yer aldı.

Konser değil eylem

Massive Attack sadece bir müzik grubu değil. Müziklerini anlamlandırmak için politikayı kullanan aktivist bir oluşum. Köklerini trip-hop'tan alan müzikleri hipnotik vuruşlar, tanıdık eski şarkı sampleları, bolca soul ve biraz da punk ile bezeli.

Grup, ilk albümleri "Blue Lines"tan bu yana artan politik tavırları ile konserlerini kurguluyor. Massive Attack, İstanbul'da da bir kez daha insanları neredeyse hipnotize ederek eylemlerine ortak etti.

Grubun geçtiğimiz haftalarda yaptığı çağrı yakında konser sektörünün karbondan arındırılması için sanatçıların lokal teknik malzemeyi kullanmasından izleyicilerin konser alanına gelirken metro kullanmasına uzanan önerilere yönelikti. Giderek daha fazla iklim konusuna kafa yoran Massive Attack'ın BKM ve Pozitif tarafından gerçekleştirilen konserinde Türkiye'ye yönelik eleştirileri olmaması da dikkatlerden kaçmadı.


Foroğraflar: Cem Gültepe

Yazarın Diğer Yazıları

Sincan'da 10 gün

Guangming Daily gazetesinin davetini aldığımda Çin ve özellikle Sincan Özerk Bölgesi üzerine yazmanın zor olacağının farkındaydım. Yolculuk öncesi hazırlıklarımı yaparken amacım sorularıma yanıt bulabilmekti. Bu nedenle bölgede gezerken gruptan ayrılıp telefonumun çeviri programı ile insanlarla iletişim kurmaya çalıştım. "Uygurlar burada rahat yaşıyor mu?" soruma aldığım yanıt hep aynı oldu: "Evet". Bu yanıtın doğruluğu konusunda bir güvence veremeyeceğimin farkındayım. Zaten böyle bir iddia ile gitmedim...

Sincan’ın uzun yolu

Urumçi’den Kaşgar’a uzanan kapsamlı gezide Sincan Özerk Bölgesi’nde farklı üretim tesisleri ile kültürel mekanları görme imkanı bulduk. Bölgenin geniş coğrafyasında etnik grupların yaşamlarına tanık olurken pek çok Uygur, Kazak ve Han Çinlisi ile sohbet etme imkanımız oldu. Hem tarihin hem coğrafyanın içinde uzun bir yolculuk.

Hasta cephesi: 14 yıldır süren dava, mahkemeden istendiği halde sunulmayan belgeler, bağımsız doktorların çekincesi...

Sırma Hande Sayın: "Bilirkişi, fotoğrafı ve tomografiyi değerlendirmeden 'doğum komplikasyonu' diye rapor verdi. Altıncı bilirkişi raporu da kopyala yapıştır olarak geldi. Yargıtay'da 'Ailenin iddiaları ve çocuğun küvözdeki fotoğrafları değerlendirilsin' denildi ama hâlâ iddialarımız değerlendirilmiyor. Yine hastane vermediği için dosyamızda hastane aydınlatılmış onam formumuz yer almıyor. Oysa Yargıtay kararı 'Bilirkişi raporları aleyhte bile yazılmış olsa dosya içerisinde aydınlatılmış onam formu yoksa bu dava ailenin lehine sonuçlanır' diyor"

"
"