Bir zamanlar kapılarını yabancı modacılara kapalı tutan Paris Haute Couture Sendikası, 1990'lı yıllarda patlak veren Körfez Krizi sonrasında üyelerinden büyük bir kısmını (Yves Saint Laurent, Ungaro, Givenchy, Jean Louis Scherrer,Torrente vs.) kaybedince pusula değiştirmişti. Giorgio Armani, Valentino gibi dev yabancı markaları Paris moda haftalarına resmen davet etmek ve genç Fransız tasarımcılara şans tanımak, bu prestijli etkinliğin yeni stratejisi olarak benimsenerek günümüze kadar geldi.

Bu strateji değişimini fırsat bilerek Paris'e gelen Elie Saab, Zuahir Murad gibi Lübnanlı tasarımcılar ise daha önce hayal edemeyecekleri derecede ünlenerek Orta Doğu pazarına hakim oldular.

"Eskilerden kim kaldı?" diye merak ediyorsanız, Christian Dior ve Chanel değerlerinden hiçbir şey kaybetmeden yollarına devam ediyorlar. Sonradan Haute Couture'cüler kervanına katılan ve geçtiğimiz yüzyılın en büyük tasarımcılarından biri olarak kabul edilen JeanPaul Gaultier'nin markası ise ayakta kalmağa çalışıyor.

Paris'te dün noktalanan 2024/2025 Sonbahar – Kış Sezonu Haute Couture (Yüksek Terzilik) moda haftasına sendikanın davetlisi olarak ikinci kez gelen Amerikalı tasarımcı Thom Brown, modanın kalbi Paris'te söz hakkı edinmek yolundaki hedefini bir adım daha ileriye taşımış oldu. 1965 yılında Pensinvalya'da doğan ve daha sonraları New York'a gelerek kendi markasını yaratan Brown'ın en büyük destekçisi ise moda dünyasının gurularından, Vogue dergisinin yayın yönetmeni Anna Vintour.

Marka DNA'sını açık gri renkte erkek kostümünü baz alarak yaratan Brown, yaz aylarında pantolon yerine bermuda önererek erkeklere yeni bir şıklık anlayışı sunmuştu.

Thom Brown'un tasarımlarında sıkça kullandığı 4 bantlı çizgi detayı, kopya edildiği gerekçesi ile Adidas tarafından yargıya taşınmış ancak 2023 yılında mahkeme Brown'un lehine karar vermişti.

Kadın-erkek gardroblarının temel kodlarını belirli bir ölçüde çakıştırmayı seven, tematik ve sürrealist dokunuşlarla marka kimliğini yaratan Brown, moda dünyasının en prestijli etkinliği olan Haute Couture'ün DNA'sını tam olarak çözememiş olsa da haftaya renk kattığı ve ABD'deki şöhretine şöhret ekleyeceği kesin.

Moda tarihinde köklü bir yeri olan Balenciaga, 2015 yılından beri yaratıcı direktör koltuğuna oturttuğu Demna Gvasalia ile yoluna devam ediyor.

Gürcü tasarımcının sağlam adımlarla inşa etmekte olduğu yeni ruh, moda dünyasının geleceğini sezinlemekten geçiyor. Gvasalia, alüminyum kâğıt, ipek neoprem gibi fütüristik teknik kumaşları güncel ve bazik formlara uygulayarak temkinli olarak nitelendirebileceğim bir taktik sergiliyor.

2023/2024 Haute Couture defilesinde, sokak giysisi tarzının perfecto, şişme mont, kot pantolon, baskılı t-shirt gibi banal formlarını, uyguladığı sıra dışı hacım çalışması ile başka bir boyuta taşımış.

Geçmişte, geleneksel haute couture koleksiyonlarının olmazsa olmazı olan defileyi gelinlik modeli kapatma geleneği, Demna'nın yorumu ile 40 metre gaz kumaşının mankenin vücuduna dolandırılmış olduğu tek kerelik muhteşem bir bulut kümesine dönüşmüş.

Giyinilebilir mi? Belki evet veya hayır…

Ancak geçtiğimiz yüzyıl başında doğan ve DNA'sını yaratıcılık, eşsiz olmak, hayal kurmayı sağlamak, artizanal işçilik gibi olgulara dayanarak yaratan Haute Couture nosyonunun geleceğinin pusulası Demna'nın çizimlerinde saklı kanımca. 

Mutlu hafta sonları.