13 Mayıs 2024

Trump, ABD derin devleti ile uzlaşıyor

Geçen yıl “yeniden seçilince, Derin Devleti yok edeceğim,” şeklinde konuşan Trump’ın ekibi, eski Başkan’ı ikinci döneminde Amerikan müesses nizamının derin katmanlarıyla uzlaştıracak ulusal güvenlik politikalarının bir tür manifestosunu ortaya koydu

Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık Seçimlerinden -kamuoyu yoklamalarının da gösterdiği üzere- Donald Trump’ın zaferle çıkması ve ikinci kez Başkan seçilmesi halinde, nasıl bir ulusal güvenlik stratejisi ve dış politika izleyeceği belli detaylarıyla belli olmaya başladı. Trump ile de bağlantılı olan “America First Policy Institute” (Önce Amerika Politika Enstitüsü -AFPI) tarafından “An America First Approach to U.S. National Security” başlığıyla yayınlanan kitap bu politika ve stratejilerin ipuçlarını kapsamlı şekilde veriyor.

Tıpkı Heritage Foundation tarafından hazırlanan “Proje 2025” kitabında olduğu gibi, bu kitapla da hedefin “Trump’ın Beyaz Saray'a büyük ölçüde hazırlıksız girdiği 2016/2017 yıllarında sergilediği hatalardan kaçınmasına yardımcı olmak,” olduğu belirtiliyor.

Editörünün yanı sıra neredeyse tamamı AFPI üyesi 15 yazarın katkısıyla kaleme alınan kitap bir bakıma Trump’ı ABD müesses nizamının “derin” odaklarıyla uzlaştırma yönündeki en önemli girişim gibi de görülebilir.

Bundan yaklaşık bir yıl önce kadar, seçmenlerine seslenirken, “Yeniden seçildiğimde, Derin Devleti tamamen yok edeceğim,” şeklinde konuşan Trump şimdi AFPI üzerinden derin devlet ile büyük uzlaşıya hazırlanıyor görüntüsü veriyormuş gibi geldi bana: “America First” gömleğini çıkarmadan ama milli güvenlik konularındaki kimi ısrarlı yaklaşımlarının tonunu biraz değiştirerek ve de “izolasyonist” bir dış politika izlemeyeceğinin altını kalın kalın çizerek…

Kitabın Kindle versiyonuna şöyle bir göz atınca bunun bütün sinyallerini almak mümkün. Editör Freid Fleitz’ın dışında kitaba yazılarıyla katkı veren ve neredeyse tamamı “Önce Amerika Politika Enstitüsü” üyesi (AFPI) 15 isim var. Zaten bu isimlere (görev ve unvanları üzerinden) bakınca bile ne yapılmaya çalışıldığını biraz daha iyi anlıyorsunuz. Yazarlar kitapta Trump’ın ilk başkanlık dönemine geçişini şu sözlerle eleştiriyorlar: “2016/2017'deki çalkantılı geçiş, Başkan Trump’a ve ülkeye pek hizmet etmedi ve gündeminin hâkim konuma gelip uygulanmasını yavaşlattı.” 

Yazarlar, milli güvenlikle ilgili konulara vurgusunu zayıf buldukları Trump’ın ekibinin o dönem gelecekteki güvenlik izni için sadece 25 başvuruda bulunmasını da eleştiriyor ve Demokrat aday Hillary Clinton'ın aynı izin için 1000’den fazla isim sunmuş olduğunu hatırlatıyorlar.

 “Derinlere nüfuz eden” yazar kadrosu

Kitabın “Önce Amerika Politika Enstitüsü” üyesi olduklarını söylediğim yazarlarının kimler olduğunu hemen aktarayım: ABD Ordusundan emekli Korgeneral ve Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Keith Kellogg, Florida 6. Bölgeden Temsilciler Meclisi üyesi Michael Waltz, ABD Savaş Gazileri İşleri eski Bakanı Robert Wilkie, ABD eski Enerji Bakanı Rick Perry, ABD Ticaret Temsilciliği Bürosu eski Temsilcisi Robert Lighthizer, ABD eski İç Güvenlik Bakan Vekili Chad Wolf, ABD Dışişleri Bakanlığı eski Sözcüsü Morgan Ortagus, ABD Dışişleri Bakanlığı Anti-Semitizm Gözleme ve Mücadeleden Sorumlu eski Özel Temsilcisi Ellie Cohanim, ABD Başkan Yardımcılığı eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Vekili Steve Yates, ABD Kamu Personeli Yönetimi Bürosu eski Direktör Vekili Doug Hoelscher, CIA eski Operasyonlar Yetkilisi Sam Faddis, ABD Kamu Personeli Yönetimi Bürosu eski Direktör Vekili Michael Rigas, Beyaz Saray Ulusal Ekonomik Konseyi Uluslararası İktisadi Politikalar eski Direktörü Sam Buchan, ABD AFPI’nın Yurttaşlık ve Göçmen Hizmetleri Merkezi Direktörü Robert Law, AFPI’nın Çin Politikası Girişimi Direktörü Adam Savit.

Kitabın duyuru haberini Associated Press ajansından da okudum. Onlara göre, kitabın editörü ve eski CIA uzmanı Fred Fleitz, kendisinin ve bir süre Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı vekili olarak görev yapan ve bazı bölümleri yazan emekli Korgeneral Keith Kellogg’un yazım sürecinde eski başkanla sık sık temas halinde kaldıklarını ve Ukrayna Meselesi gibi konuların uzun uzadıya tartışıldığı ve Trump’tan zengin geri bildirimler aldıklarını belirtmiş.

Yani epey bir “misyon sahibi” bir kitap bu. Kitabın ABD’nin Rusya ve Çin’e karşı izleyeceği muhtemel yaklaşım ve politikaları da içeren kapsamlı içeriğinin tamamına bu yazıda değinmem mümkün değil. Ancak daha önce Ukrayna Savaşı’nı Ocak 2025’teki Yemin Töreni’nden dahi önce ve 24 saat içinde sonlandıracağını ileri süren Trump’ın ikinci döneminde bunu muhtemelen nasıl gerçekleştirmeyi planladığı da kitapta yer alıyor. En azından ona değineyim. Zira, “kitap için Trump'ın Ukrayna’daki savaşı barışçıl bir şekilde sona erdirme planının ayrıntıları basına sızdırıldı” bile diyebiliriz.

 Ukrayna Savaşını nasıl sona erdirecek? 

“America First Policy Institute” tarafından yayınlanan kitapta verilen bilgilere göre, Trump, Ukrayna ordusunun zamanla daha da zemin kaybedeceğini öngörüyor ve ABD'nin “Ukrayna'nın eninde sonunda kazanması zor olacağı bir çıkmaza silah göndermeye” devam etmesinin karşısında tavsiyelerde bulunuyor. Buna göre Trump,

  • Ukrayna'da ateşkesin sağlanması ve müzakerelerin başlatılmasını için bastıracak,
  • ABD Kiev yönetimine silah göndermeyi ve savunmasını güçlendirmeyi barış müzakerelerine oturma şartına bağlayacak,
  • Ukrayna'nın NATO üyeliği ertelenecek,
  • Rusya'ya yaptırımların hafifletilmesi teklif edilebilecek,
  • Ukrayna'nın elinden çıkan bütün topraklarının Kiev yönetimine iadesi konusunda ısrar etmesine olanak verilecek,
  • Rusya'ya yönelik yaptırımlar ancak Ukrayna tarafından tamamen kabul edilebilir bir barış anlaşması imzalandıktan sonra tamamen kaldırılabilecek.

Daha önce Donald Trump'ın Ukrayna'daki savaşın barışçıl bir şekilde sona erdirilmesine yönelik ayrıntılı bir plan geliştirdiği, ancak seçimlerden önce açıklanmayacağı dile getirilmişti. Eğer “uzun uzadıya tartışmalardan” sonra geliştirilen ve ayrıntıları seçimlerden sonra açıklanacak plan buysa, Trump Ukrayna meselesini mevcut Başkan Joe Biden’dan daha iyi kavramış diyemeyeceğim. Zira, Trump’ın ortada bir müzakere masası olacaksa bu masanın kuruluşuna Kiev’den önce Moskova’yı ikna etmesi gerekecek. Ancak planlar bu yöndeyse, Trump başkan seçildiği güne kadar Odesa’yı olmasa bile Harkov’u da (ve belki Herson oblastı ile Zaporojiye’nin tamamını da) denetim altına alacak olan Moskova’nın bu “barış planıyla” masaya oturmak için ikna olması epeyce güç.

Trump’ın ulusal güvenlik stratejisi ve dış politika kapsamında diğer dünya meseleleriyle ilgili olarak nasıl çözümler planladığını başka yazılara bırakalım ve şimdilik, 9 Mayıs tarihinde duyurusu yapılan kitabın ciltli versiyonunun 29 dolardan Amazon’dan satın alınabildiğini belirtelim. Meraklıları oradan da takip edebilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ukrayna: 10 yıl önce, 10 yıl sonra

Dünyanın her an infilak etmeye hazır bir topa döndüğü ve birilerinin el birliğiyle “daha da kışkırtıcı” hale getirdiği şu konjonktürde biz de daha yemin etmeden tansiyonu yatıştıracağını vaat eden Trump’a mı bol şans dilesek? Kalmadı mı daha gür bir şekilde barıştan yana güçler, sesler?

Babalar Günü: Çocukluk cennetimin mimarının yokluğunda...

Bugün Babalar Günü, üstelik bayram ve biliyorum ki önümüzdeki ay yine bir Olimpiyat Oyunları var. Ama benim çocukluk cennetimin mimarının yokluğunda yılın en uzun günü gibi en uzun ayı da bir an önce gelip geçsin diye bakacağım

“İnsanlık nükleer bıçak sırtında”

Amerikalılar Marshall Adaları yakınlarında Minuteman III kıtalararası nükleer balistik füze testi yaparken, BM Şefi Guterres “nükleer silahların kullanılması riskinin Soğuk Savaş'tan bu yana görülmemiş boyutlara ulaştığı,” uyarısını yaptı