Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, "Son üç yılda yaklaşık 300 bin gencimiz, son bir yılda 12 bin akademisyenimiz ve nitelikli insan kıymetimiz hayallerini yurt dışında aradı” ifadelerini kullandı.
TÜRKONFED, "Yeni Dönem Yeni Ufuklar" 100. Yıl Buluşmaları'nın dördüncüsünü Hakkâri'de düzenledi. Doğu Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu'nun (DOĞUSİFED) katkıları ile yapılan buluşmada TÜRKONFED heyeti; kamu, yerel yönetimler, akademi, sivil toplum ve iş dünyası kuruluşlarıyla bir araya geldi.
"Aydınlık bir geleceği ancak büyük bir toplumsal uzlaşma ile inşa edebiliriz"
Türkiye'nin gündemindeki en sıcak başlıklardan biri olan seçimler nedeniyle oluşan atmosfere değinen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Sönmez, şunları söyledi:
“Siyasi partilerimize karşı şiddet eylemleri, siyasetçilerin kimlik ve mezhep üzerinden ötekileştirilmesi, toplumun inanç, değer ve geleneklerine yönelik aşırılığa kaçan söylemler ortak yaşama iradesini zayıflatırken, küresel ve bölgesel risklere karşı toplumsal direncimizi de son derece kırılgan hale getiriyor.
Üstelik bir yandan yoksulluk giderek derinleşip yayılırken diğer yandan kimliklere sıkışmışlık, siyasi ve kültürel kutuplaşmalar, hukukun üstünlüğüne olan inancın gerilemesi, ayrımcılık ve nefret söyleminin yaygınlaşması ile birlikte gerçeklikle ilişkimiz bozuluyor.
TÜRKONFED olarak her ses, her renk ve her düşüncenin en büyük zenginliğimiz olduğunu düşünüyor, Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılının kapısını aralarken, aydınlık bir geleceği ancak büyük bir toplumsal uzlaşma ile inşa edebileceğimizi düşünüyoruz.”
"Demokrasi seçimlerde çoğunluğun oyunu alanın iktidara gelmesi değil"
“Demokrasi dört-beş yılda bir yapılan seçimlerde çoğunluğun oyunu alanın iktidara gelmesi değildir” diyen Sönmez, şöyle devam etti;
“Anayasal temel haklara daima riayet edilmelidir. Cumhuriyet değerlerini iyi kavramış özgürlükçü bir anayasa, ihtiyacı olanlar için bir güvenlik ağı sağlayarak, yoksulluğu, eşitsizliği azaltarak ve sosyal hareketliliği teşvik ederek ekonomik büyümeyi desteklemeye yardımcı olacaktır.
Gelişmiş bir demokrasi ve hukuk sistemi; adil, şeffaf, hesap verebilir ve liyakat esaslı bir devlet yönetimi, Türkiye'yi bir refah toplumu haline getirecek reçetenin olmazsa olmaz parçalarıdır. Bu nedenle Hayalimizdeki Türkiye'nin temeli adalettir. Ülkemizin refah seviyesini ve gayri safi milli hasılamızı artırmak, kalkınma hedeflerimizi tabana yaymak istiyorsak ‘orta demokrasi' ülkesi değil hukukun üstünlüğü ile yüksek demokrasi standartlarını benimseyen bir ülke olmalıyız.”
"Üretmeden tüketen bir topluma doğru evriliyoruz"
Beyin gücü göçüne dikkati çeken Sönmez, “Sanayi üretiminden üç kat daha fazla artan perakende satışları yaşarken, üretmeden tüketen bir topluma doğru evriliyoruz. Son üç yılda yaklaşık 300 bin gencimiz, son bir yılda 12 bin akademisyenimiz ve nitelikli insan kıymetimiz hayallerini yurt dışında aradı” dedi.
Sönmez, “Bu beyin gücü göçünün baskısını da ülke olarak her alanda fazlasıyla hissediyoruz. Daha iyi bir gelecek planlamak için çevresel, sosyal ve bireysel refah göstergelerine odaklanan, kapsayıcı, bilimsel ve yaratıcı politikalar geliştirmeliyiz” diye konuştu.
Hakkâri'nin bölgelerarası gelişmişlik farkı sorunundan en çok etkilenen iller arasında yer aldığını hatırlatan Sönmez, “Bu fark, yaygın kanıların aksine yalnızca ekonomik bir olgu değildir. Aynı zamanda siyasi, kültürel ve sosyolojik boyutları da içerir. Edirne'den Hakkari'ye, güzel ülkemizin her bölgesi benzer olanaklara, imkânlara ve erişilebilirliğe sahip olana dek çalışmaya devam etmeliyiz” dedi.
Sönmez, “Her bir yurttaşımızın milli gelirimizden, ortak zenginliklerimizden eşit pay aldığı yeni bir yüzyıl hikâyesini hep birlikte yazmalıyız. Eğer bölgesel gelir dağılımında eşitliği sağlarsak işte o zaman ülkemizin orta gelir tuzağını aştığına tanıklık edeceğiz. Ülkemizin verimlilik, katma değer ve yüksek teknoloji sıçraması, Hakkari'nin ekonomik, sosyal ve kültürel olarak gelişmesi ile mümkün” ifadesini kullandı.