Kars Aile Mahkemesi'nin bilim dışı gerekçelerle yenidoğan topuk kanı taramasını reddetmesi üzerine, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Ağrı-Kars-Ardahan-Iğdır Tabip Odası, çocuğun sağlığını koruma adına istinaf mahkemesine başvuruda bulundu. TTB, başvuru metinlerinde tarama programlarının erken teşhis ve koruyucu sağlık hizmetleri olarak önemini vurgulayarak, bilimsel ve hukuki dayanakları ortaya koydu. Hakim hakkında da şikayette bulunulduğu bu süreç, yenidoğan sağlığına yönelik ulusal politikaların önemini bir kez daha gündeme getirdi.
Kars'ta bir çift, çocuklarından topuk kanı alınmasını reddetti. Kars İl Sağlık Müdürlüğü, Çocuk Koruma Kanunu'nu dayanak göstererek dava açtı. Ancak Kars Aile Mahkemesi, bilimsel yöntem ve görüşlere danışmadan, "alternatif tıp" iddialarını temel alarak başvuruyu reddetti.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Ağrı-Kars-Ardahan-Iğdır Tabip Odası, karara karşı çıkarak, Kars İl Sağlık Müdürlüğü adına feri müdahil olarak dava açma yoluna gitti. Ayrıca, kararı veren hakim hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulunuldu. TTB tarafından hazırlanan başvuru metinlerinde, yenidoğan tarama programlarının önemi ve bilimsel dayanağı vurgulandı. Bu taramaların, hastalıkların belirti vermeden önce saptanmasını ve gerekli tedavilere zamanında başlanmasını sağlayarak, morbidite ve mortalite oranlarını düşürdüğü belirtildi.
Türkiye Biyoetik Derneği de yaptığı açıklamada, tarama programlarının çocukların yaşamını ve sağlığını koruduğu konusunda bilimsel kanıtların bulunduğunu ifade etti. Bu programların, çocuk sağlığını koruma amacıyla dünya genelinde birçok ülkede uygulandığını ve programların sağladığı yararların bilimsel verilerle desteklendiğini ekledi.
Başvuru metinlerinde ayrıca, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın ilgili kararlarına atıf yapılarak, yenidoğan tarama programlarının hukuki dayanaklarına ve çocukları koruyucu önlemlerin ulusal ve uluslararası hukuki çerçevesine detaylı olarak yer verildi. Yenidoğan tarama programlarının uygulanmasının çocuğun üstün yararı açısından önemli olduğunu nesnel olarak açıklamanın mümkün olduğu, aksi bir durumun bilimsel olarak kanıtlanmadığı vurgulandı.
Son olarak, tarama uygulamalarının sağlıkta koruyucu önlemler konusunda yaşanan tedirginlikleri gidermede önemli bir rol oynadığı, ancak günümüzde bazı çevreler tarafından bilimsel bilgiyi değersizleştiren, hakikati çarpıtan politika ve uygulamaların bu tedbirlerin önemini azaltmaya çalıştığına dikkat çekildi. Bu tür yanıltıcı bilgilerin kullanılmasının, sadece talepte bulunulan çocuğun değil, tarama programının hedef kitlesi olan tüm çocukların ve genel olarak halkın sağlığını olumsuz etkileyebileceği vurgulandı.