İstanbul’a gelen Edinburg Üniversitesi’nde müzik profesörü olarak görev yapan insan hakları aktivisti Nigel Osborne, beraberinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben yazılan ve dünyaca ünlü 10 sanatçı ile aktivistin imzaladığı Osman Kavala dilekçesini ve minik bir gümüş Kuran getirdi.
Şanar Yurdatapan, Osborne’un cezaevinden çıkmasının ardından “barış savaşçısı ve halkının onurlu bir temsilcisi” olarak nitelendirdiği Kavala’ya temsil etmeyi planladığı gümüş Kur’an’ın hikayesini şöyle anlattı:
"Osborne İskoç-İrlanda karışımı bir aileden geliyor. Hem ana, hem baba tarafından iki dedesi de 1. Dünya savaşında biri Çanakkale’de, diğeri Arabistan cephesinde Türklere karşı savaşmış. Ama her ikisi de Türkler hakkında nefret değil, sevgi duygularıyla dönmüşler evlerine.
Gelibolu’da savaşan dedesi Sidney, bir Türk keskin nişancı tarafından bileğinden vurulmuş. Nişancı gerçekten keskin mi değil, yoksa “silah tutamasın ama ölmesin” diye kasten mi böyle yapmış, bilemiyor ama sonuçta hayatını kurtardığını düşünüyormuş. Ayrıca Türklerin isteseler İngiliz ve Fransızları tamamen yok edebilecekleri durumda olduğu halde katliam yapmak istemediklerini söylüyormuş. Irak’ta Tikrit bölgesinde savaşmış olan diğer dedesi James Osborne ise Tikrit ele geçirildikten sonra çölde devriye görevindeyken, ölmek üzere olan bir Türk askerine rastlıyor. Ona su veriyor, elinden geldiğince yaralarına pansuman yapıyor. Asker, ona minnet dolu gözlerle bakıyor ve son gücüyle, boynunda zincire bağlı minik gümüş kaplı Kur’anı ona uzatıyor.
Bu olayın tam 100 yıl önce 8 ya da 9 Aralık 1917’de yaşandığını, tarihi belli başka şeylere dayanarak çıkartmış.Şöyle diyor:
Dedemin torunu olarak, ondan 100 yıl sonra, başı dertte olan başka bir Türk’e destek olmak için geldim. Ama o başka tür bir savaşçı, bir “Barış Savaşçısı”, Osman Kavala. Çok yakından tanıdığımız bu değerli insan için adalet istiyoruz. Bu kutsal emaneti de, hapisten çıktığı gün, halkının onurlu temsilcisi olarak ona teslim edeceğim."
17-25 Aralık ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Kavala, "Anayasayı ihlal" ve "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla 1 Kasım'da tutuklanmıştı. Kavala'nın tutuklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben yazılan ve Anwar Akhtar, Tina Ellen Lee, Michael Lessac, Andrea López-Portillo, Christina Maranci, Paula McFetridge, Warren Nebe, Nigel Osborne, Clare Shine ve Thomas de Waal tarafından imzalanan dilekçe şöyle:
"Sayın Cumhurbaşkanı,
Bizler, Salzburg Küresel Semineri’nin 2014’te gerçekleştirilen “Kültür Yoluyla Çatışma Çözümü: Barış İnşası ve Sanat” programında bir araya gelen uluslararası bir sanatçılar grubuyuz. Bizler sanat ve kültürü, farklı toplumlar ve yaşam biçimleri arasında karşılıklı anlayışın gelişmesi ve mümkün olduğunda çatışma çözümlerine yardımcı olabilmek amacıyla kullanmaya çalışıyoruz. Bu, tamamen politika dışı bir çalışmadır, here birimiz kendi ülkelerimizin sadık yurttaşları olarak kalmaya özen gösteriyoruz.
Size bu çağrıyı, Osman Kavala hakkındaki davanın acilen tekrar gözden geçirilmesi için yapıyoruz. Kavala, topluluğumuzun seçkin bir üyesidir, çok ilkeli bir insandır. Son derece samimi, gerçeklere özenle sadık, yaptığı her işte parlak bir şekilde özenli ve etkin, çok da cömert bir insandır. O sadece gayrı-resmi bir grup olarak verebileceğimizin en iyisini temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda Türk kültürü, empati, tutku, adalet, hoşgörü ve insanlık onuru ve Türk yaşam biçimi için mükemmel bir elçidir.
Hepimiz, Kavala’yı bir insan olarak, yaşamının ence ayrıntılarına kadar çok iyi tanıyoruz. Onun
T.C. devletini, demokrasisini ve Cumhurbaşkanı çökertmeye yönelik hiçbir çabanın içinde olmayacağına en ufak bir kuşkumuz yok. Bizler gibi, Kavala da ülkesinin sadık bir yurttaşıdır. Hapiste olmasının bir hata olduğunu tahmin ediyoruz. Eğer durum böyle ise, sizden Kavala hakkındaki suçlamaları bir daha gözden geçirmenizi talep ediyoruz.
Bunun Türkiye’ye ve demokrasisine saygılı ve destekleyici olacağı inancı ile Osman Kavala için adalet istiyoruz."