Politika

TBMM'de yeni yasama yılı resepsiyonu | Bahçeli'den, DEM Parti'yle tokalaşmasına ilişkin açıklama: Yeni bir döneme giriyoruz, ülkemizde barışı sağlamak lazım

01 Ekim 2024 19:34

T24 Haber Merkezi

Meclis, yeni yasama yılına bugün başladı. TBMM Genel Kurulu, 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplandı, ardından yeni yasama yılı için TBMM Resepsiyonuna geçildi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un düzenlediği Tören Salonu'ndaki resepsiyona, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, partilerin grup başkanvekilleri, YSK Başkanı Ahmet Yener, milletvekilleri, bürokratlar, yabancı misyon temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, sporcular, sanatçılar, çok sayıda davetli katıldı.

Resepsiyonda, sanatçılar İbrahim Tatlıses ve Mustafa Keser'in yanı sıra Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı ile Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda 10 metre havalı tabanca karışık takım mücadelesinde Türkiye'ye gümüş madalya kazandıran milli atıcılar Şevval İlayda Tarhan ile Yusuf Dikeç de yer aldı.

DEM Parti'yle tokalaşan Bahçeli'den sürpriz "barış" açıklaması

Meclis açılış oturumunun kapanmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli salondan ayrılırken DEM Parti Eş Başkanlarının yanına gitmiş, aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık'ın da olduğu milletvekilleriyle tokalaşmıştı.

DEM Parti'ye sert ifadeleri ve yer yer hedef göstermeriyle gündeme gelen Bahçeli, resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, tokalaşmasına ilişkin de açıklama yaparak, "Yeni bir döneme giriyoruz, dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım" dedi.

Bahçeli, Grup Toplantısı'nda sert eleştirilerde bulunduğu CHP Genel Başkanı Özgür Özel'le Genel Kurul'da tokaşmasına ilişkin olarak da, "El sıkmak değerlendirmenin işaretidir" dedi.

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İsrail, Lübnan'dan sonra gözünü topraklarımıza dikecek" sözlerine ilişkin olarak da , "Sayın Cumhurbaşkanımız muhtemel gelişmeler üzerinde kararlı bir şekilde duruyor. Türk milletini de bu manada uyarıyor" dedi.

Meclis'te yeni dönem | Erdoğan: İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye; karşımızda devlet değil, katil sürüsü var

Bahçeli "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah" dedi, Özel'in elini tuttu: Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor

 


Özel'den Erdoğan'a: Anayasaya uymayan biriyle anayasa masasına oturmayı düşünmüyoruz

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yeni anayasa tartışması üzerinden, "Anayasaya uymayan biriyle anayasa masasına oturmayı düşünmüyoruz. Can Atalay, Gezi tutukluları içeriyken, AİHM, AYM kararları uygulanmıyorken ne anayasası! Çağrıma cevap alamadığım için onun çağrısına yanıt veremeyeceğim" cevabı verdi. Özel şunları söyledi:

 

"Sayın Cumhurbaşkanına benim de çağrım vardı, ben yanıt alamadığım için onun da çağrısına yanıt veremeyeceğim. Mevcut anayasaya uyarlarsa yeni anayasaya uyacak zemin oluşurdu. Can Atalay, Gezi tutukluları içeriyken, AİHM, AYM kararları uygulanmıyorken, birinci kademe mahkamesine Anayasa Mahkemesi ezdiriliyor ve birinci kademeden yana taraf tutuluyorken ne anayasası arkadaşlar! Sayın Erdoğan'la bugünkü konuşmasında polemik yaratacak alan varsa, gözlerinin içine bakarak 'ben daha geçen görüşmemizde anayasaya uymayan biriyle anayasayı nasıl konuşacağız, siz üzerine dikilmiş elbiseyi beğenmiyorsunuz. Orası uzun geldi, burası kısa geldi, yenisini dik. İlk önce mevcut olana uyun.' Mevcut olana da çok itirazım var ama herkes uyuyor sen uymuyorsun. Anayasa'nın bir sayfasını beğenmiyor, yırtıp atıyor. Öbür sayfasına kendi yetkilerini yazıyor. Kendi bindiği dalı kesiyor. O yüzden mecvut anayasaya uymayan biriyle anayasa masasına oturmayı düşünmüyoruz."

“Erdoğan’ı ayakta karşılama” kararı CHP’yi böldü: Vekillerin bir bölümü içeri girmedi, 7 vekil ayağa kalkmadı

Özel'den "Genel Kurul'da Erdoğan'ı ayakta karşılama" açıklaması: Makama saygısızlık yapmadık

 

Erdoğan'ın Meclis konuşması: Her yapıcı fikri değerlendireceğiz, Anayasayı bu Meclis ile yapacağız

Mustafa Kemal Atatürk'ü anarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada "yeni Anayasa" tartışmalarına ilişkin olarak her fikre açık olduklarını ifade ederek şunları söyledi:

"Bölge ülkeleri ile kıyaslandığında parlamento tecrübemiz oldukça erken başlamıştır. Kurtuluş Savaşımız sırasında düşman kuvvetlerinin çok yaklaşmasına rağmen Meclis'imiz çalışmaya devam etmiştir. yine 15 Temmuz gecesi işgal kuvvetlerinin hain uşakları tarafından bombalanan Meclis'imiz milletvekillerimiz cesurca davranarak hem milletimize umut vermiş hem Meclis'i korumuştur. 12 Eylül darbesi sırasında milli iradeye dayatılan Anayasa dar bir gömlektir. Bir nevi yamalı bohçaya dönen 82 Anayasa'sının miladi dolmuştur. Türkiye'nin hedeflerini gerçekleştirmesi ancak yeni ve sivil bir Anayasa ile mümkündür. Yeni Anayasa ile ilgili hazırlıklarımızı çok titiz bir şekilde yapıyoruz. Her yapıcı fikri değerlendireceğiz. Anayasayı milletin temsilcisi bu Meclis ile yapacağız."

 

Bahçeli ve Özel selamlaşıp tokalaştı: Birbirimizi kırmıyoruz inşallah

Resepsiyonda, MHP lideri Devlet Bahçeli ile CHP lideri Özgür Özel de selamlaştı. İki lider arasında kısa bir sohbet gerçekleşti. Bahçeli Özel'e "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah" dedi. Özel ise "Yok, yok" cevabını verdi.

Bahçeli'nin Özel'in elini tutarak, "Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor. Siyasetin gereği olarak..." demesi üzerine bu kez Özel, "Önemli olan doğru bildiğini söylerken saygıda sevgide eksiklik göstermemek. Hürmetler" diye cevap verdi.

"Biz CHP’liler, yalnızca halk için ayağa kalkarız" diyen Kılıçdaroğlu'na Özel'den yanıt: Biz ne dediğimizi de ne yaptığımızı da biliyoruz

 


Özel'den açıklama: Devlet Bey'in bugünkü ifadeleri ağırdı, ben de gerekli cevabı verdim

Özel, Bahçeli'yle sohbetine ilişkin gazetecilerin "Bir kırgınlık var mı?" sorusu üzerine, siyasette kişisel kırgınlıkları sürdürmenin, o partinin mensuplarına haksızlık olacağını söyledi. Özel, "Geçmişte DEM Partililerin hatırını soruyoruz diye bizi eleştirenler oluyordu. Ben 'Bu milletten, bu halktan oy alan her parti kıymetlidir' diyordum. O yüzden Devlet Bey'in bugünkü ifadeleri ağırdı, ben de gerekli cevabı verdim. Kendisi 'Birbirimizi kırmıyoruz umarım, siyasetin gereği böyle ifadeler oluyor' dedi. Ben de 'Celal Bey de bilir, hepimiz doğru bildiğimizi söyleriz ama nezaketten taviz vermeyiz' dedim. Sonrasında karşılıklı selam, saygı, ayrıldık. Doğrusu budur, bir adım geri atmam ama nezaketi de elden bırakmayız." ifadelerini kullandı.


Adalet Bakanı Tunç'tan Narin açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Narin Güran cinayeti hakkında, “Bütün deliller, cumhuriyet savcılarımız tarafından etkin bir şekilde değerlendirilecek ve sonunda bir iddianame ortaya çıkacak. Narin evladımızın katilleri de yargı huzuruna çıkarılıp, Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) en ağır cezaya çarptırılacaklar.” dedi.

Tunç şunları söyledi:

"Narin evladımızla ilgili soruşturma devam ediyor. 21 Ağustos’ta Narin kızımız kaybolmuştu. 19 gün sonra cansız bedenine ulaşıldı. Sağ salim bulmak için yüzlerce insan seferber oldu ama acı bir olayla karşı karşıya kaldık, milletçe derinden üzüldük. Tabii Narin evladımızın bu şekilde hunharca katledilmesine neden olanlarla ilgili adli soruşturmanın, başından bu yana etkin bir şekilde devam ettiğini söyleyebiliriz. Burada özellikle soruşturma gizli, birçok husus kamuoyuna yansımadı. İfadeler kamuoyuna yansıyor çünkü ifadeler gizlilik kapsamında değil.

Burada tabii o ifadelerden yola çıkarak herkes tahmin yürütmeye devam ediyor, basın yayın kuruluşlarında. Bu anlamda özellikle soruşturmanın gizliliği esas ve bu soruşturmanın gizliliğine ve soruşturmanın selametine de etki etmemek lazım. Bu konuda hepimizin sorumlu davranması lazım. Tespit edilen adli tıp raporları, bulguları var. DNA bulguları var. Hem Narin kızımızdan elde edilen bulgular hem de o tespit edilen plakalı araçlardan elde edilen DNA’lar Van, Diyarbakır ve İstanbul adli tıp kurumlarında kriminal incelemeye tabi tutuldu. Tüm bu bulgular hepsi dosyada mevcut. Tabii HTS kayıtları geriye dönük kim kiminle görüşüyor ve baz çakışmaları, kim hangi zamanda nerede kimlerle bulunmuş.

 

Daraltılmış baz çakışması son zamanda şimdi yapılıyor. Tabii sonradan tespit edilen kameralar var. Bu kameralar toplandı. Bazı evlerde konulmuş kameralar tespit edildi. Bunlar TÜBİTAK incelemesine tabi tutuldu çünkü; orada ses ve görüntü incelemesi yapmak gerekiyor. O boğuk seslerin özellikle konuşmaların netleştirilmesi ile ilgili teknik bir çalışma yapılıyor. Tüm bunlar; ifadeler, 28 şüpheli var, 12’si cezaevinde tutuklu. Dolayısıyla hem onların ifadeleri, sonradan tekrar çelişkiler sonrasında yeniden ifadeler alınıyor. Tüm bunların hepsi değerlendirilecek.

Bütün deliller, cumhuriyet savcılarımız tarafından etkin bir şekilde değerlendirilecek ve sonunda bir iddianame ortaya çıkacak. Narin evladımızın katilleri de yargı huzuruna çıkarılıp, Türk Ceza Kanunu’ndaki en ağır cezaya çarptırılacaklar. Bu konuda milletimizin herhangi bir şüphesi olmasın, etkin bir şekilde soruşturma devam ediyor. Hatta bir ara yayın yasağı alındı. Bazı eleştiriler oldu, ‘Acaba ne gizleniyor’ gibi. Yayın yasağının kaldırılması demek, her şeyi olur olmaz bazı ifadelerle, soruşturmayı yanlış yöne sevk edecek şeylerden de kaçınmak lazım."


Dervişoğlu: Cumhurbaşkanı'nın ifadelerini nahif buldum

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da, "Benim için sürpriz olmadı. Sayın Bahçeli'nin DEM'lilerin elini sıkması, onların yanına gidip jest yapması geçmiş dönemlerde de yaşanmış. DEM'liler de Devlet Bey'e geliyordu" dedi. Dervişoğlu, bugün Erdoğan'ın Meclis'te yaptığı konuşmayı da, "Bazen keskin bir dile ihtiyaç vardır. Cumhurbaşkanı'nın ifadelerini nahif buldum, diğer konuşmalarına göre. Siyasetteki yumuşamanın kendisinden kaynaklandığını gösterir gibiydi" sözleriyle değerlendirdi. 

 


Babacan'dan "Gelecek" açıklaması: 'Şu anda rafta duruyor ama her an raftan inebilir'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Gelecek Partisi ile birleşme görüşmelerine ilişkin bir soruya, "Şu anda rafta duruyor ama her an raftan inebilir. Gelecek Partisi'nden arkadaşlarımız, çok sevdiğimiz arkadaşlarımız. Yıllarca beraber emek harcadığımız arkadaşlarımız. Dolayısıyla birlikte olma arzusu var. Bugün olmazsa yarın olur, bakarız" yanıtını verdi.

Babacan, Meclis'te Demokrat Parti ile ortak grup kurulması sürecine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"O formül Demokrat Partili bazı arkadaşlar tarafından dillendirildi. Anlıyoruz ki parti genel merkezlerinde bu konuyla ilgili henüz bir değerlendirme yapılmamış. Biz şu anda bütün partiler ile iletişim halindeyiz. Milletvekillerimiz iletişimi kuruyor. Önemli olan şu; Türkiye için daha geniş bir birliktelik, beraberlik... Türkiye'yi iki kutuplu bir siyasete hapsetmeyen bir çıkış kapsını biz önemli görüyoruz. Geçenlerde biz Yeniden Refah Partisini de ziyaret ettik. Birçok siyasi parti ile iletişim halindeyiz. Bizim amacımız; Türkiye'yi iki kutup arasına sıkıştırmayacak, nefes aldıracak bir yol. Bunun da geniş bir birlik, beraberlik ile olabileceğini düşünüyoruz. Onun için temaslarımız devam ediyor."

 


Davutoğlu: Önceliğimiz DEVA ile birleşmekti, "grup" denilince kongreyi bekleme kararı aldık

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi ile birleşme görüşmelerine ilişkin; "Biz her formüle açığız ama DEVA ile olması gereken birleşmedir. Birinci önceliğimiz oydu. DEVA Partisi, 'birleşmedense grup' deyince DEVA Partisi'nin kongresini bekleme kararı aldık. Siyasette hiçbir süreç bitmez" dedi.

Davutoğlu, DEVA Partisi ile birleşme görüşmelerine ilişkin şunları söyledi:

"Netleşmesini çok istedik. İyi niyetle de Sayın Babacan'la görüştük ama kendisi kamuoyuna birleşme dediği için birleşme odaklı bir görüşme yaptık biz. Bizim grubumuz var zaten şu anda, o grup devam ederken yeni bir grup çalışması çok uygun değil ama birleşme... Çatı gruba da hazırız ama bizim şu anda grubumuz olan Saadet Partisi'yle ve diğer partilerle konuşulması lazım. Biz her formüle açığız ama DEVA ile olması gereken birleşmedir. Birinci önceliğimiz oydu. O konuda DEVA Partisi, 'birleşmedense grup' deyince DEVA Partisi'nin kongresini bekleme kararı aldık. Sonrasında bakacağız. Siyasette hiçbir süreç bitmez."

Yeni anayasa tartışmalarına dair de konuşan Davutoğlu, asıl sorunun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:

"Eskiden beri sivil, katılımcı ve olağanüstü bir dönem yaşanmadan bir uzlaşmayla bir anayasanın yeniden yazılmasını biz onayladık. Hem parti olarak hem ben siyasi hayatımın her aşamasında 'Türkiye 12 Eylül anayasasının prangalarından kurtulmalıdır' dedim. Fakat burada önemli olan şu: İlk 4 maddeye dokunulmasın ama o 4 maddeye ek olarak sanki bir beşinci madde varmış gibi, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne de dokunulamaz dediğinizde o tartışmanın içi boşalıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne dokunmadığınız zaman ne yargıyı, ne yürütmeyi, ne yasamayı doğru bir zemine oturtamazsınız. Öyle bir şekilde sundular ki bunu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne dokunmayalım ama her husus sistemle ilgili. Türkiye'yi bu darboğaza sokan bu sistemdir. 2016'dan beri bu sistemin uygulaması Türkiye'yi uçurumun kenarına getirmiştir. Anayasa konuşulacaksa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de konuşulmalı."


HÜDA- PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu: Anayasa'nın değiştirilemez maddeleri olmamalı

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Anayasa'nın değiştirilemez maddeleri olmaması gerektiğini savunarak, ''Ben şunu söylüyorum: Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğuna dair hüküm değiştirilemez olsun ama bugün siz o Anayasa'nın ilk 4 maddesinin her bir harfine kutsiyet tanırsanız, bugün için belki değiştirme ihtiyacı olmayabilir ama 50 sene sonra gelecek nesillerin bunu değiştirmek istemeyeceğini kim iddia edebilir" dedi.

TBMM'nin yeni yasama yılı açılışı kapsamında düzenlenen resepsiyona katılan H Yapıcıoğlu, Anayasa'nın ilk 4 maddesine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, şöyle konuştu:

"Anayasa'nın darbe anayasası olduğunu ve mutlaka değişmesi gerektiğini söyledim. 21 defa irili ufaklı değişiklik yapılmış. Şu anda ne diyor sayın Meclis Başkanımız, sayın Cumhurbaşkanımız? 'Bu Anayasa'ya sinmiş olan darbeci ruhu, satır aralarına işlemiş olan darbeci ruhu ayıklamamız lazım.' Demek ki bu değişiklik, bu Anayasa'yı darbe anayasası olmaktan çıkaramadı. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Birileri diyor ki 'Siz görüşlerinizi söylemeyin, susun.' Peki, o zaman şunu soralım: Ben parlamenterim; Anayasa'yı yapma hakkım münhasıran, kanun çıkarma hakkı münhasıran parlamentoya aittir. Ben de bu parlamentonun bir üyesiyim, aynı zamanda hukukçuyum. Her bir Anayasa, tabi olan bir kanundur ama diğer kanunlardan özelliği nedir? Üst normdur ve değiştirilmesi biraz daha zordur.

 

 

Bir anayasayı değiştiren bir kanunu yapma hakkına sahip parlamentonun bir üyesi, kanunun nasıl olması gerektiğini söyleyemeyecekse kim söyleyecek? Ben fikrimi söyledim; görüşlerimizi kimseye dayatmıyoruz ama fikrimizin tartışılmasını istiyorum. Bunlar daha önce çok tartışıldı. Bu Meclis'e başkanlık eden sayın İsmail Kahraman, sayın Bülent Arınç, sayın Cemil Çiçek bu konularda bizim söylediğimize benzer şeyler söylediler. Anayasa'nın değiştirilemez maddeleri olmamalı. Ben şunu söylüyorum: Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğuna dair hüküm değiştirilemez olsun ama bugün siz o Anayasa'nın ilk 4 maddesinin her bir harfine kutsiyet tanırsanız, bugün için belki değiştirme ihtiyacı olmayabilir ama 50 sene sonra gelecek nesillerin bunu değiştirmek istemeyeceğini kim iddia edebilir? Siyasi tarihlerde, anayasalarda değiştirilemez, katı, donuk maddelerin olduğu memleketlerde o maddeler değişmiş mi, kalmış mı? Siz 'değiştirilemez' deseniz, darbeciler geldi, değiştirdi. Şimdi ne diyorlar? 'Değiştirebilmek için asli kurucu iktidar olmak gerekiyor.' Ne demek asli kurucu iktidar? Ya savaş olacak, Allah korusun, ya da darbe olacak; 'o zaman yeni bir anayasa yapabilirsiniz, yoksa yapamazsınız.' Bizim kanunlarımıza göre darbe yapmak suç; kanunlara göre en ağır cezayı gerektiren bir suçu işleyenler Anayasa'yı değiştirebilecek ama Anayasa'ya göre Anayasa'yı değiştirme hakkına sahip insanlar, anayasa değişikliği ile ilgili bir şey söylediğinde bu da anayasal suç olacak. Bunun akıl alır bir tarafı yok."


Numan Kurtulmuş'tan Can Atalay açıklaması: TBMM’nin kendini yargı yerine koyarak bir şahsı bırakabilme gücü yoktur

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM’nin yeni yasama yılının açılış resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Yeni dönemde, Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili tutumunuz nasıl olacak?" sorusunu Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:

"Benim tutumumum meseleyi değiştiriyor olsa meselenin çözümü kolay. Bir kere hukuken, TBMM Başkanlığının ya da TBMM’nin herhangi bir şekilde kendisini mahkeme yerine koyarak tutuklu ya da hükümlü bir sanığı salıverme yetkisi yoktur. Ama TBMM’nin, Anayasa'dan bahsediyoruz, Türkiye'de yüksek yargı organları dahil bütün anayasal kurumların yetkilerini, görev ve sorumluluklarını gözden geçirme yetkisi vardır. Bunu karıştırmamak lazım. Yani bizim birşey istiyor olmamız ya da herhangi bir arkadaşımızın bir şey istiyor olması başka bir şey ama bunun yasal zemininin mevcut olup olmadığı başka bir şey. Yani burada kesinleşmiş bir yargı hükmü karşısında TBMM kendisini yargı yerine koyarak herhangi bir şahsı bırakabilme, şahsın tutukluluğunu ya da hükümlülüğünü kaldırabilme imkanı, böyle bir gücü yoktur ama gerekirse yüksek yargı organlarının fonksiyonlarını yeniden gözden geçirebilir."

"Yeni anayasa, meclis iç tüzüğü gibi önemli değişiliklerin gündeme gelmesi muhtemeldir"

TBMM'nin yeni yasama yılına ilişkin temennilerini dile getiren Kurtulmuş, "Gönlümüz arzu eder ki TBMM’de nezaket içinde, siyasi olgunluk içinde her türlü konuyu alabildiğince tartışan, ama sonunda bu tartışmalarını siyasi nezaket içinde gerçekleştiren bir dönemi icra edelim" dedi.

Geçen yasama yılında Meclis'in bin 512 saat çalıştığını söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Neredeyse 20 saate kadar çalışmaların olduğu günler olmuş. Yeri gelmiş iktidar partisi söz almaktan vazgeçmiş, yeri gelmiş muhalefet grup önerilerini geri çekmiş, müzakereler daha rahat devam etsin diye. Bu kadar yasa çıkarılmış, bu kadar önemli kararlar alınmış TBMM’de ama maalesef zaman zaman ortaya nadiren de olsa çıkan o kaba söz, karşı tarafı incitici, hakaret eden, karşı taraıfı yok sayan sözler ya da birtakım şiddet görüntüleri ne yazık ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu siyasi olgunluğunun üzerine bir gölge gibi düşüyor. Bunun olmaması lazım. Bunun için de hemen önümüzdeki günlerde bütün partilerle bu konuların görüşülebileceği bir zeminin olması lazım. Hele hele çevremiz bir ateş çukuruna dönüşmüşken bu konuda devletlerin varlığı büyük tehlike altındayken, Türkiye siyonizmin ve Netanyahu hükümetinin nihai hedefinde olan bir ülke iken bizim basit meseleleri kavga, ayrışma vesilesi haline getirme lüksümüz olamaz. Dolayısıyla siyasi mücadelelerimizi yapacağız, her türlü siyasi mücadelemizi vereceğiz ama olgunluk içinde, Türkiye’nin milli menfaatlerinde bir araya gelmeyi başaran bir üslupla çalışmalarımıza devam edeceğiz diye ümit ediyorum.

Zaten uluslararası alanda bütün Meclis’teki arkadaşlarla, diğer partilerden arkadaşlarla birlikte yaptığımız dış gezilerde de hep birlikte hareket ediliyor ve burada herkes ortak milli meselelerimizi konuşuyor, bunların üzerinde yoğunlaşıyoruz. Ümit ediyorum ki bu yıl, 28. yasama döneminin üçüncü yılı çok verimli olur. Önümüzde yeni anayasa gibi, meclis iç tüzüğü gibi önemli köklü değişiliklerin gündeme gelmesi muhtemeldir. Bununla ilgili olarak tabii partiler görüşlerini ortaya koyacaktır, burada görüşmeler tartışmalar yapılacaktır."


"En önemli konularımızdan biri yeni anayasa olacak"

“Cumhurbaşkanı da konuşmasında yeni anayasayla ilgili önemli mesajlar verdi, görüşmeler ne zaman başlayacak, bir takvim var mı? sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Görüşmeler başladı. Hemen, Meclis açıldıktan sonra önemli konularımızdan birisi bu olacak. Geçtiğimiz sene yaptığımız görüşmelerde hemen hiçbir parti kapıyı kapatmadı. Kategorik olarak 'Biz bu işin içinde yokuz' demedi. Zaten Meclis’te temsil edilen partilerin tamamı ya seçim beyannamelerinde ya parti programlarında ya yeni anayasa demiş ya da anayasada köklü değişikliklerden bahsedilmiş. Biz zaten bu çalışmalara başlarken partilerin geçmiş dönemlerde ortaya koyduğu bu vaatlerinden de cesaret alarak yola çıktık. Nihayetinde Türkiye’nin özgürlükçü, demokratik, kuşatıcı, kapsayıcı, güçler ayrılığını esas alan çağdaş bir anayasaya ihtiyacı var. Bu anayasayı yapabilirse bu Meclis yapar.

Biz siyasi partilerle görüşmelerimizi yaparken şunu da gerçekleştireceğiz, herhalde bir yıl içinde tüm konular olgunlaşır, Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, özellikle hukuk camiasının, birtakım kanaat gruplarının yani kimin fikri varsa onların fikirlerinin tartışıldığı belki de Anadolu'nun birçok farklı yerinde yapılan toplantılarla bu görüşlerin gündeme gelmesini temin etmemiz lazım. TBMM Başkanı olarak benim bu süreçte yapacağım şey, olgun, açık, şeffaf ve herkesin işin içinde olduğu, herkesin görüşlerine itibar edildiği bir müzakere sürecini yürütebilmektir. Burada iyi niyetli, samimi olarak görüşler ortaya çıkarsa sonuç alınacağına inanıyorum.

Anayasa yapmanın mantığı, bir partinin veya partilerin anayasası olmaz, partilerin anayasa teklifi olur. Dolayısıyla en doğrusu parlamentoda en yüksek konsensüse ulaşabilmektir. Bunun için de parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin ön yargısız bir şekilde bir araya gelmesi, müzakere etmesi gerekir diye düşünüyorum. Biz bu sürecin şeffaf ve açık bir şekilde yürütülmesini temin etmeye çalışacağız." 

Orgeneral Gürak, tahliye için her türlü hazırlıklarının olduğunu söyledi

Resepsiyona kuvvet komutanları ile katılan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, gazetecilerin Türk vatandaşlarının Lübnan’dan tahliyesine ilişkin sorusu üzerine kara ve deniz olmak üzere her türlü hazırlıklarının olduğunu söyledi.

 

 

 


 

 

 

"
"