Gündem

Suriye sınırında güvenlik sağlandı, tüm kapılar açıldı: Muhalif grupları ikna toplantısı

Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacıların korunması şart koşuldu

09 Temmuz 2024 12:48

Namık Durukan

Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) denetimindeki kuzey batı Suriye’de güvenliğin tam olarak sağlanması sonrası yaşam yeniden normale dönerken Türkiye’den Suriye’ye açılan sınır kapıları insan ve araç geçişine yeniden açıldı. Olaylara katıldıkları ve bayrak yaktıkları tespit edilen 14 kişi tutuklanırken Türk yetkililerin katılımı ile muhalif gruplarla “Suriye’nin geleceği” konulu kapsamlı toplantı gerçekleştirildi. Suriyeli muhalif gruplar, rejimle olası her türlü normalleşmeye karşı olunduğu mesajı verdi.

Muhalif grupların denetimindeki bölgede, Kayseri olaylarına misilleme amacıyla başlatılan ve bazı silahlı grupların Türk askerine yönelik saldırısı ile boyutlanan şiddet olaylarının kontrol altına alınması sonrası yaşam normale döndü. Olaylar sonrası kapatılan Türkiye sınır geçişleri, bir hafta sonra araç ve insan trafiğine yeniden açıldı. Türkiye-Suriye arasında yer alan Cerablus, Tel Abyad, Bab el-Seleme, El Hamam, Çobanbey (El Rai), ve Bab el Hawa sınır kapılarında ticaret ve insan geçişlerinin tamamen normale döndüğü bildirildi.

Olası bir saldırıya karşı, bölgeye yük taşıyan Türk tır ve kamyonları, El Hamam, El Rai ve Bab El Seleme sınır kapılarından geçtikten sonra yüklerini belirlenen geçiş sahalarında boşaltmaya başladı. Türk araçları, olaylar öncesi yüklerini iç bölgelere taşıyabiliyordu.
Sınır geçişlerinin kapatılmasının ardından kesintiye uğrayan PTT, internet ve diğer hizmetler de normale döndü.

8 kişi öldü, 14 kişi tutuklandı

Londra Merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriye’de SMO gruplarının kontrol ettiği yerleşim bölgelerinde yaşanan protesto gösterilerinde en az 8 kişinin öldüğünü duyurdu. Ölenlerden 7’sinin Afrin, 1’nin ise Cerablus’ta olduğu, olaylarda en az 40 kişinin yaralandığı bildirildi. Protesto gösterilerinde Türk bayrağını yırttıkları ve yaktıkları tespit edilen 14 Suriyeli ise operasyonlar kapsamında yakalanarak tutuklandı.

“Rejimle her türlü normalleşmeye karşıyız”

Güvenliğin yeniden sağlanması sonrası bölgedeki tüm silahlı grupların askeri ve siyasi sorumluları ile Türk yetkililer arasında Halep’in Hiwar Kilis bölgesinde kapsamlı bir toplantı gerçekleştirildi. Görüşmelerde yaşanan olaylar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suriye Rejimi Devlet Başkanı

Beşar Esad'a yönelik daveti ve Suriye’nin yakın ve uzak vadede geleceğine yönelik konular ele alındı.
Suriye TV’nin haberine göre, geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen toplantıya Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanı Hasan El Hamada, Milli Ordu İkinci Kolordu Komutanı Hasan El Hamada, Birinci Kolordu Komutanı Fahim İsa, Geçici Suriye Yönetimi Genelkurmay Başkanı Moataz, Birleşik Örgüt liderleri Muhammed Al-Jassim Abu Amsha - Saif Boulad gibi isimler ile Suriye Ulusal Ordusu’nun diğer liderleri, bölgenin ileri gelen isimleri, akademisyenler, şehir ve kasaba temsilcileri katıldı.

Talepler sıralandı

Türk yetkililerin kapsamlı bilgilendirme yaptığı toplantıda söz alan Suriye Geçici Yönetimi yetkilileri, kısa ve uzun vadedeki taleplerini sıralayarak Suriye'nin kuzeyinin rejimle her türlü normalleşmeye karşı olduğunu aktardı. Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacıların korunması için ise acil ve etkili önlem alınmasını isteyen yetkililerin, taleplerinden bazıları şöyle:

- Biz Suriyeli devrimciler, bedeli ne olursa olsun rejimle her türlü uzlaşmayı reddediyoruz. Rejimi devirme taleplerimiz yerine gelene kadar, ‘suç çetesinin’ ortadan kaldırılmasını sağlayacak siyasi bir çözüm bulunmadıkça ne Türkiye ne de başkası Suriye halkına hiçbir şey dayatamaz.

- Geçici hükümet seçimle oluşmadı. İçte ve dışta beklenen başarılı bir çalışma yapılmaması halinde Suriye halkının, tam yetkilere sahip yeni bir yönetimi seçme hakkı vardır.

- Türk hükümeti, ülkedeki tüm Suriyeli mültecileri koruyacak etkili önlemler almalı. Bu kapsamda Suriye-Türkiye Ortak Hukuki Takip Komitesi kurulmalı.

- Suriyeli devrimciler, halk hareketinin sürekliliğine vurgu yaparken, barışçılığını da vurguluyor. Sivil ve askeri kurumlara yönelik her türlü sabotajı, Suriye devriminin ilke ve değerlerine aykırı olan her türlü eylemi reddediyor.

- Suriyelilerin kurtarılmış bölgeye gerçek anlamda gönüllü dönüşünü artıracak (ziyaret ve tatillere kapının kalıcı olarak açılması, ticari trafiğin artırılması ve geçiş noktalarından Suriye içlerine mal taşımak için binlerce aracın çalıştırılması) tedbir ve reformların gerçekleştirilmesini, Suriyeli gurbetçiler için transit geçişin etkinleştirilmesini, eğitim ve sağlık sektörünün desteklenmesini, yaşam düzeyinin iyileştirilmesini ve yargının bağımsızlığını savunuyoruz.

- Koordinatör ve yerel konseylerin, mahkemelerin, sivil kuruluşların çalışmalarına müdahaleyi reddediyoruz.

- Suriye ve Türk halkları arasındaki tarihi ve yakın ilişkinin, Türklerin "kurtarılmış bölgelerdeki" Suriyelilerin taleplerini daha iyi anlamalarını ve bunları mümkün olan en kısa sürede hayata geçirmek için çalışma yapmalarını bekliyoruz.

“Seçim yapılsın, temsilin önü açılsın”

Muhalif Suriye bölgesinde faaliyet gösteren Azez Medya Ofisi ise toplantıda ele alınan önemli konu başlıklarının Ankara ile Şam yönetimi arasında normalleşme girişimleri, bunun kurtarılan bölgeler için oluşturduğu tehlike ve “Suriye devrimiyle” ilişkilerin geleceği olduğunu açıkladı. Toplantıda söz alan muhalif liderlerin Türk yönetiminden, Suriyeli sığınmacıları korunmasının yanısıra, bölge güvenliğinin garantörü olmasını, muhalifleri müttefik olarak görmesini, bölge sakinlerinin çıkarları konusunda garantiler vermesini, ırkçılığı suç sayan yasayı yürürlüğe konmasını ve Suriyelilerin Türkiye’den sınır dışı edilmesine yönelik uygulamalara son verilmesini talep etti.

Ofisin aktardığı bilgiye göre, toplantıda bölgede tüm kurumlarda aile veya hizipçiliğe dayalı bir yönetim anlayışının bulunduğu iddiasını gündeme getiren konuşmacılar, kötü yönetime son verilmesi için bölgede seçim yapılmasını, hükümetten başlayarak yerel meclislere kadar tüm kurumlarda halkın temsilinin önünün açılmasını talep etti. Toplantıda, bölgedeki Türk koordinatörlerin Suriye kurumlarındaki yetkilerinin açıkça belirlenmesi ve konsey, örgüt ve birlikler üzerindeki yetkilerinin azaltılması talepler arasında sıralandı.

 

"
"