Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, "Ayasofya'da ilk namaz meselesi ‘namaza davet'ten, ‘davetli namaz'a dönüştü" görüşünü savundu. Zeyrek, "Namazda protokol de olmaz VIP uygulaması da…" düşüncesini dile getirdi.
Zeyrek, “İran Devrimi' konusunda İranlıların yılların deneyimiyle adeta 'damıtılmış' bir tespiti vardır. Hangi İranlıya 'Devrim öncesiyle sonrasını karşılaştırır mısın' sorusunu yöneltseniz, 'Eskiden evde ibadet eder dışarıda eğlenirdik, şimdi evde eğlenip dışarıda ibadet ediyoruz' yanıtını alırsınız. Bu yaklaşım, şu slogana dönüşerek İran halkının İran rejimini tanımlama biçimi olmuştur: 'Göstere göstere ibadet et, gizli gizli eğlen.' Benzer durum her geçen yıl ülkemizde de biraz daha belirgin bir hal almaya başladı. Herkes ibadetini başkalarının gözüne sokarak yapma, kapalı kapılar arkasında eğlenme telaşında." yorumunu yaptı.
Zeyrek, "Ayasofya'da ilk namaz' tartışmalarını izlerken de İran'daki o durum aklıma geldi. Neymiş efendim, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu arayıp davet etmiş ama Kılıçdaroğlu gelmeyeceğini bildirmiş. Gerekçesini de 'Kameralar önünde namaz kılmayı doğru bulmuyorum' sözleriyle aktarmış. Diyanet'in bu bilgiyi el altından yaymasının, Kılıçdaroğlu'nu 'Namaz davetini reddeden lider' imajını pekiştirme çabasının ürünü olduğu açık." değerlendirmesinde bulundu
Zeyrek yazısında şunları kaydetti:
Kılıçdaroğlu'nun “katılmayacağım” demesi yeterliyken, kendisini bir gerekçe bildirmek zorunda hissetmesi dahi ibadet ve inanç dünyasının siyasetle hoş olmayan bir şekilde ilişkilendirildiğinin, bu tür meselelerin bir baskı unsuruna dönüştüğünün bir göstergesi olsa gerek.
Meselenin bir diğer tarafı da ‘namaza davet'in, ‘davetli namaz'a dönüşmesidir. Bir tek namaza davet vardır o da Ezandır. Ezan da kişiye özel yapılmaz. Müezzin “Hayya Ale's–Salah” (Haydi Namaza) derken muhatabı çağrısını duyan bütün Müslümanlardır. Duyanların çağrıya uyup uymaması da o insanlarla Allah arasındadır.
Namazda protokol de olmaz VIP uygulaması da… Kılıçdaroğlu'nun “Kameralar önünde namaz kılmayı doğru bulmuyorum” sözü garipsenirken, Ali Erbaş'ın protokol listesini eline alıp birilerini telefonla namaza davet etmesi sizce normal mi?
Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı görevindeyken, kendisinin Birleşik Arap Emirlikleri seyahatini takip etmiştim. Hep birlikte Ortadoğu'nun en ihtişamlı camilerinden biri olan Şeyh Zayed Camii'ne gitmiştik. Camide bir halk girişi vardı bir de İngilizce “VIP Enterance-VIP girişi” yazan büyükçe bir kapı.
Abdullah Gül başta olmak üzere bütün heyet durumu garipsemiş, halk girişine yönelmiştik. O sırada en çok duyduğum cümle “Camide VIP mi olur” cümlesiydi.
Öyle anlaşılıyor ki iktidar, Ayasofya'da ilk namazı “Ayasofya'nın ikinci fethi” gibi gösterme, içeride ve dışarıda siyasi bir mesaj verme çabasında. Bu siyaseten anlaşılır bir durum.
Ancak, inanç dünyası açısından, o ilk namazın aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanı'nın telefonla “VIP cemaat” topladığı, bunun da garipsenmediği ilk namaz olacağı gerçeğini de kimse görmek istemiyor.
Ne diyelim, hayırlara vesile olsun!
Yazının devamı için tıklayın