Fundanur Öztürk
Ankara
Sivas Katliamı'nda firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş'ın yargılandığı davanın son duruşması bugün zaman aşımı gündemiyle görülecek.
2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak Oteli'nde 35 kişinin yanarak hayatını kaybettiği katliama ilişkin son dava, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.
Ana davadan ayrılan ve firari üç sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılandığı Madımak Katliamı davasında savcılık, zaman aşımından davanın düşürülmesini talep edebilir.
BBC Türkçe’ye konuşan avukatlar, dava konusunun insanlığa karşı suç olduğunu ve nedenle zaman aşımı nedeniyle düşürülmemesi gerektiğini söylüyor.
Firari sanıkların Almanya'da olduğunu ve adreslerine kadar bilindiğini söyleyen avukatlar, Almanya'nın tüm iade taleplerini reddettiğini aktarıyor.
"İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı uygulanamaz"
Bugün duruşmada mahkemenin 30 yıllık zaman aşımı süresi sebebiyle davayı düşürüp düşürmeyeceği netleşecek.
Müşteki avukatları, savcının zaman aşımı mütalaası ihtimalinde mahkemeden ek süre isteyecek.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği avukatlarından Ali Yılmaz, "İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı 30 yılla sınırlı olamaz" diyor.
Davanın 30 yıllık avukatı Şenal Sarıhan ise BBC Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, "İnsanlığa karşı suçun tam karşılığı Madımak’tır" ifadelerini kullanıyor:
"Madımak Katliamı, sistemli bir eylemin devamıdır. Kahramanmaraş ve Çorum ile başlamış, Alevi toplumlara ve sol aydınlara yönelik siyasi amaçlı, sistemli, belli bir felsefeyi ve düşünceyi hedef alan bir saldırıdır."
"Madımak'ta 'Şeriat isteriz', 'Laik Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak', 'Laiklik gidecek, şeriat gelecek' sloganlarıyla bu eylemi gerçekleştirdiler. Ortada açıkça insanlığa karşı işlenmiş bir suç söz konusu."
Firari sanıkların gıyabında hüküm kurulabilir mi?
Davası süren firari üç sanık, Anayasal düzeni bozmaya kalkışmak suçundan, ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanıyor.
Üç sanık yakalanabilseydi davanın bitmiş olacağını söyleyen Sarıhan, "Eylemleri açık, her türlü delil dosyada ama sanıklar yok" diyor.
Avukat Yılmaz ise bu kişiler hakkında kaçaklık kararı verildiğini ve bu sebeple davada zaman aşımı işlemeyeceğini savunuyor:
"Sanıklar hakkında kaçaklık kararı verildiğinde hem zaman aşımı işlemeyeceği gibi hem de gıyabında hüküm kurulup ceza verilebilir. Biz yeniden ifadelerine gerek olmaksızın hüküm verilmesini infazlarına başlanmasını istiyoruz."
"Çünkü hükümlü oldukları anda, yakalanmalarıyla ilgili süre çok daha uzun olacak böylece bir zaman aşımı sorunu da yaşanmayacak."
"Bugün cezası kesinleşmiş 9 sanık halen yurt dışında"
Aradan geçen 30 yıl içerisinde Madımak'ın faillerinin çoğu ya yurt dışına kaçtı ya da hayatını kaybetti.
Sarıhan, bugün cezası kesinleşmiş 9 sanığın halen yurt dışında olduğunu söyleyerek, cezalarının infazı için henüz zaman aşımı olmadığını hatırlatıyor:
"Cezası kesinleşmiş 9 firarinin iadesi için için mücadeleyi sürdürmeliyiz, cezalarını çekmeleri gerekiyor. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçun eğer adaletle de karşılığı tanınmamışsa, yeni katliamlara yol açılmış olur."
Avukatlar: Kaç hükümlünün cezaevinde olduğu bilinmiyor
Sivas katliamını 2002'de sonuçlanan ana davasında sanıklar Anayasal düzeni değiştirme suçundan idam cezası aldı, idam kalktıktan sonra ağırlaştırılmış müebbet cezasına dönüştürüldü.
BBC Türkçe'ye konuşan avukatlar, halen en az 30 sanığın bu cezadan hükümlü olması gerektiğini ama kaçının cezaevinde olduğunun bilinmediğini söylüyor.
Yılmaz, "Halen cezaevinde kaç hükümlünün yattığına dair bilgileri Adalet Bakanlığı yıllardır bir türlü açıklamadı" diyor.
Sarıhan ise yıllar içerisinde hem avukat hem de milletvekili olarak çok kez bu bilgiye ulaşmak istediğini ama sonuçsuz kaldığını belirtiyor:
"30 sanığın içeride olması lazım ama defalarca 'Kaç kişi içeride' diye soruyoruz, bize sağlıklı bilgi verilmiyor."
"Adalet Bakanlığı'ndan kamuoyunu bilgilendirmesini bekliyoruz. Ne kadarı cezaevine girdi, yattı, tahliye oldu ya da olmadı?"
"Almanya sanıkları iade etmiyor"
Avukatlar, sanıkların ağırlıklı olarak Almanya'da olduğunu ancak Almanya'nın sanıkların iadesini yıllar içinde türlü sebeplerle reddettiğini söylüyor.
Bu davada kırmızı bültenle aranan firari üç sanığın da Almanya'da olduğunu ve adreslerinin bilindiğini söyleyen Yılmaz konuşuyor:
"Biz bunların Almanya'da olduğunu tespit ettirdik, yakalanması için her türlü işlem başlattık, kırmızı bülten çıkartıldı. Adreslerini mahkemeye sunuyoruz ama Almanya bu sanıkları vermek istemiyor."
"Bu sanıklardan birinin Alman istihbaratında olduğuna dair duyumlarımız var. Almanya hem vermiyor hem de istihbarat elemanı olarak kullanıyor."
Sarıhan ise geçmişte Almanya'nın sıkıyönetim mahkemelerini bahane ederek sanıkları iade etmediğini, bu tutumun 30 yıldır sürdüğünü söylüyor:
"Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) kalktı, iade edin dedik, bu kez sizde idam cezası var, iade etmiyoruz dediler. İdam kalktıktan sonra da başvurduk, sonuçsuz."
"En son 3 sanıkla ilgili başvurumuzda, 'dosyalarında insanlığa karşı suç işlediklerine dair yeterli izlenim yok' diye iade etmediler. Hepsinin nerede olduğunu biliyoruz, adreslerini biliyoruz, ne yaptıklarını biliyoruz ama Almanya’nın bu tutumunu kabul etmek mümkün değil."
Üç ayrı davayla Madımak
Madımakla ilgili bugüne dek üç ayrı dava açıldı.
Polis kayıtlarına göre Madımak Oteli önündeki kalabalık 15 bin kişiyi bulmuştu ancak 170 kişi hakkında dava açıldı. Dava Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) görüldü.
Mahkeme ilk davadan başlayarak çok sayıda tanığı tahliye etti, ilk kararını “adam öldürme” ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na aykırılık suçlarından verdi.
Avukatların itirazı üzerine Yargıtay, dosyanın Anayasal düzenin ortadan kaldırılması girişimi olduğunu ve bu maddeden yargılanmaları gerektiğini söyledi.
Fakat haklarında idam cezası verilen ve sonradan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çevrilen sanıkların çoğu yurt dışına kaçtı, ya da avukatların ifadesiyle "sistemli bir biçimde" kaçırıldı.
Sarıhan, "Haklarında idam cezası verilen sanıklar bile dışarıdaydılar ve örgütlü bir biçimde kaçırıldılar çünkü eylemin ne anlama geldiğinin bilincindeydiler" diyor.
Ana dava 2001 yılına kadar aşamalı olarak sürdü ve 2002 yılında sonlandı.
Madımağın “1 numaralı sanığı” olarak tarif edilen dönemin Refah Partili Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak ve arkadaşlarının davası ayrıldı, bu sanıkların da kaçak olduğu biliniyordu.
Erçakmak 18 yıldır Avrupa’da aranırken, cenazesi 2011 yılında Sivas’taki evinden çıktı. Erçakmak ölümü üzerindeki şüpheler geçtiğimiz yıla kadar halen tartışılıyordu.