Gündem

Selahattin Demirtaş'a TCK 301 ile 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik'ten hapis cezası

“Bana 6 yıl değil 60 yıl verin, yine bu insanların haklarını savunacağım”

19 Temmuz 2024 13:00

Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 2015-2017 yılları arasında Diyarbakır, Mardin, Ankara ve Mersin’de yaptığı konuşmalar nedeniyle hakkında açılan davanın karar duruşması Mersin'de görüldü.Demirtaş'a TCK 301'den 1 yıl 3 ay ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik'ten 1 yıl 3 ay olmak üzere toplam 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi

Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Demirtaş, "Bugün cezaevinde konuşuyorum, yarın bakarsınız iktidardan konuşurum. İddialıyım. Bir gün Selahattin Demirtaş olarak bu ülkeyi halkın desteğiyle ben yöneteceğim" ifadelerini kullandı.

Mahkeme, Demirtaş'a TCK'nın 301'inci maddesinde düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak" suçlamasından 1 yıl 6 ay ve TCK'nın 216'ncı maddesinde düzenlenen "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamasından " 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

Demirtaş'a toplamda 3 yıl hapis cezası veren mahkeme, daha sonra takdiri indirim hakkını kullanarak, her iki suçlamadan verdiği cezayı ayrı ayrı 1 yıl 3'er aya indirdi. Mahkeme 2 yıl 6 aya düşürdüğü cezada başkaca indirim yapmadı. Mahkeme ayrıca cezada erteleme yoluna gitmedi.


Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Demirtaş hakkında 2015-2017 yılları arasında Diyarbakır, Mardin, Ankara ve Mersin’de yaptığı konuşmalar nedeniyle pek çok soruşturma açıldı. Buna göre Demirtaş, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu El-Nusra, IŞID, Ahrar ul Şam gibi örgütlere maddi ve manevi yardım yapmak, lojistik destek, silah ve para yardımında bulunmak ve Türkiye’de 2014-2016 yılları arasında meydana gelen olaylardan sorumlu tutmakla itham etti.

Demirtaş hakkında “cumhurbaşkanlığına hakaret” ve “hükümet ve devlet organlarını alenen aşağılama" suçlamalarıyla da açılan 10 dosya birleştirildi. Davanın karar duruşması, Mersin 14’ncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

"Devlet tüzel kişiliktir, tüzel kişiliğe hakaret mi olur?"

Gazete Duvar’dan Yüsra Batıhan’ın haberine göre, duruşma salonu tıka basa dolarken, salon dışında pek çok kişi de duruşmayı kapıdan izledi. Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Demirtaş, burada savunma yaptı. "Devleti aşağılama" suçlamasıyla yargılanan Demirtaş, “Türkiye Cumhuriyeti dahil dünyanın bütün devletleri katildir, kan üzerine kurulur, kutsal değildir. Devletler toplumun özgürlüklerini kısıtlayarak var olmuşlardır. Devlet rıza üzerine kurulmamıştır, devlet kutsal değildir, Türk devleti niye kutsal olsun? Ben bunu söylediğim için hangi devletin neresi incindi. Devlet tüzel kişiliktir, tüzel kişiliğe hakaret mi olur?” diye sordu.

"Bir gün bu ülkeyi halkın desteğiyle ben yöneteceğim"

Konuşmasının başında Demirtaş, "Bugün cezaevinde konuşuyorum, yarın bakarsınız iktidardan konuşurum. İddialıyım. Bir gün Selahattin Demirtaş olarak bu ülkeyi halkın desteğiyle ben yöneteceğim" ifadelerini kullandı. 

“Bana 6 yıl değil 60 yıl verin, yine bu insanların haklarını savunacağım”

Hakkındaki söz konusu iddialara dikkati çeken Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ülkede cumhurbaşkanı, başbakandan başka eleştirilerimizi kime söyleyeceğiz, söyleyince hakaret oluyor. Ben bu konuşmaları yaptığım sırada, Cizreli Cemile Çakır’ın cenazesi buzdolabı içinde bekletildi. Cenazesinin gömülmesine izin verilmedi. Cemile Çakır günlerce bu buzdolabında, ailesinin gözü önünde defnedilmeyi bekledi, cenazesi kokmasın diye dolaba konuldu. Bu fotoğraf bir kadını öldürdükten sonraki çıplak fotoğrafı. Twitter'da yayınlandı. Bunlar devlet mi, bunlar devlet görevlisi mi? Ben bunları eleştirirken ne diyeyim, ‘3-5 polis’ mi diyeyim, ‘ayıp etmişsiniz çocuklar böyle şeyler paylaşmayın’ mı diyeyim, ne diyeyim? Hangi ahlak, hangi hukuka göre bunu yaptılar, neden sessiz kalayım. Çünkü ben Kürt'üm, burada duranlar Türklük sözleşmesini imzalamış olanlardır, farkımız budur. Taybet İnan, 65 yaşında kendi evinin önünde 7 gün cenazesi sokakta kaldı. Ben o konuşmayı yaptığımda 7 gün boyunca Taybet İnan’ın cenazesini almaya çalıştık. Ben bu insanın hakkını savunan Selahattin Demirtaş’ım, budur farkımız. İnsanlık onuru burada 7 gün yattı. Bana 6 yıl değil 60 yıl verin, yine bu insanların haklarını savunacağım.

İnsanlık onurunu ben korudum, bin defa karşıma gelse yine korurum, cezadan çekinmem. O konuşmaları durup dururken mi yaptım, insan durup dururken devleti neden eleştirsin. Bakın neler yaşamışız: Bir özel harekatçı bir yatak odasına gitti, spermlerini bir kadının iç çamaşırına sildi fotoğrafını çekip Twitter'da paylaştı. Duvara ‘katliam yaptık, emri senden aldık uzun adam’ yazmışlar. Evlerin duvarına yazmışlar bunu. Kürdün duvarına ‘Türksen övün değilsen itaat et’ yazmışlar. Kim yazmış, devlet yazmış. Ben bu devleti eleştirdim. Ben yargılamaya konu konuşmaları yaparken bunlar yaşanıyordu.”

“Hakaret ettiğim için yargıladığınız devlet görevlileri FETÖ’den tutuklu”

Konuşmalarına konu söylemleri gerçekleştirilen görevlilerin tamamının FETÖ’den tutuklandığını belirten Demirtaş, “Devlet yapar mıymış böyle bir şey? 15 Temmuz'da gördünüz, Meclis'i bombaladılar. Cizre’de bir sivile işkence yapacağına inanmadığın devletin 15 Temmuz’da Meclis'i bombaladığına inandınız. Ben bunların hepsini söyledim, az bile söyledim. Bu Fetullahçılar bunu yaparken başbakan ‘Taş üstende taş, baş üstünde baş bırakmayın’ diyordu. Onlar da durdurmaya çalışmadı. Devlet dediğin böyle mi olur?” diye konuştu.

Hakim ‘kitap okumayın’, Demirtaş, ‘savunma okuyorum hikaye gibi mi geldi’ dedi

Demirtaş savunmasını yaptığı esnada, mahkeme hâkimi “Kitabın ismini verin, okumak isteyen okusun. Buradan kitabı başından sonuna kadar okuyamazsınız” dedi. Demirtaş, söz konusu söyleme karşı, “Ne kitabı, savunma okuyorum savunma. Hikaye gibi mi geldi size?” diye sordu.

"Okumuyorum, savunmamı da yapmıyorum. Sözümü kestiniz"

Demirtaş’ın savunmasını alkışlayan bir izleyici ise salondan çıkarıldı. Demirtaş’ın savunmasını kitap olarak nitelendiren mahkeme hakimi, Demirtaş’ın savunmasına devam etmesini talep etti. Demirtaş, “Okumuyorum, savunmamı da yapmıyorum. Sözümü kestiniz, hakim benim savunmamı kesti, bitiriyorum” dedi.

“Bedelli hapis yatıyoruz parasını siz ödüyorsunuz”

Savunmasını yarıda kestiğini ve son sözlerini söylediğini belirten Demirtaş, “Biz tutuklandığımızda dolar kuru 3.13’dü, bugün 30’larda. Hukukun katledilmesinin faturasını insanlar dolar kuru ve enflasyon ile ödedi. Hukukun üstünlüğü ekonomi ile ilişkilidir. Emekliler her ay Demirtaş ve Kavala’yı içerde tutabilmek için cebinden 3 bin lira ödüyor. Siz bir maaşınızı veriyorsunuz, öğretmenler bir maaşını Demirtaş ve Kavala içeride tutulabilsin diye veriyor. Bedelli hapis yatıyoruz, parasını da siz ödüyorsunuz. Neden? Bu iktidar orada kalabilsin diye, mafya cirit atabilsin diye, tarikatlar parayla, devleti soyarak, talanla semirebilsin diye. Halk da bedelini ödüyor. Bugüne kadar verdiğiniz kararlar, sadece buna yaradı. Daha söylenecek çok şey vardı ama sizin rahatsız olmanız beni de rahatsız etti” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Duruşma, Demirtaş’ın avukatlarının savunmaları ile devam etti. Demirtaş’ın avukatlarından Özgür Özbek, yargılamaya konu konuşmaların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, söyleyerek konuşmaların yapıldığı dönemde mevcut koşulların değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Demirtaş’ın bu konuşmaları, milletvekili olduğu dönemde yaptığına işaret eden Özbek, bu kapsamda yargılamanın hukuka aykırı olduğunu belirterek ara karar kurulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, tefsi tahkikat talebinin reddine karar verdi.

Mahkeme, Demirtaş'a TCK'nın 301'inci maddesinde düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak" suçlamasından 1 yıl 6 ay ve TCK'nın 216'ncı maddesinde düzenlenen "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamasından " 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

Demirtaş'a toplamda 3 yıl hapis cezası veren mahkeme, daha sonra takdiri indirim hakkını kullanarak, her iki suçlamadan verdiği cezayı ayrı ayrı 1 yıl 3'er aya indirdi. Mahkeme 2 yıl 6 aya düşürdüğü cezada başkaca indirim yapmadı. Mahkeme ayrıca cezada erteleme yoluna gitmedi.

 

 

 

 

"
"