Prof. Dr. Haluk Özener, "Burası bir deprem bölgesi. Her an 7 üzeri deprem olabilir. Ne zaman olur? Kimse bilmiyor. Bizim yer bilimleri camiası olarak yapacağımız çalışmalar orta ve uzun vadeli. En kısa vadede yapılması gereken, bina yapı stokunun güvenli hale getirilmesi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hızlı tarama yöntemiyle binaların güvenliği ve mevcut durumunu tespit eden çalışması var. 6 Şubat'tan önce ve sonra yapılan başvurular arasında devasa fark var. Bu da bizim toplumumuzun yumurta kapıya dayandıktan sonra aksiyon almasından kaynaklanıyor. Şu an yapılması gereken şey toptan yapı stokunun kalitesine bakılması" dedi.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Japon bilim insanları ile birlikte 5 yıl önce Marmara fayının farklı özelliklerini anlamak için ölçümlere başladı. Yer hareketleri sürekli olarak kaydedilerek, yer sarsıntılarının büyüklüğü, süresi, merkezi ve zamanı saptamaya yarayan sismometreler ile veriler toplanıyor. Marmara Denizi'nin bin 200 metre dibinde olan cihazlar, 6 ayda bir denizin farklı noktalarına yerleştiriliyor. Çalışmaların 5 yıldır devam ettiğini belirten Prof. Dr. Özener, araştırmanın detaylarını anlattı.
Prof. Dr. Özener, Marmara'daki deniz tabanına kurulmuş sismometrelerle Marmara'daki fayın özelliğini analiz ettiklerini belirterek, "Bu çalışma Marmara'da yapılan onlarca çalışmadan sadece bir tanesi. Dolayısıyla çok değerli bilim insanlarımız var, onların yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi" dedi. Prof. Dr. Özener, şöyle devam etti:
"Biz 5 yıl boyunca Japon ve Türk ortaklığı ile Türk ve Japon projesi olarak farklı üniversitelerin de katılımıyla, hocalarımızın desteğiyle proje yürüttük. Türk tarafının liderliğini ben yapmıştım. 5 senelik proje sonucunda Marmara'daki deniz tabanına kurmuş olduğumuz deniz tabanı sismometreleri, açılım ölçer cihazlarla Marmara'daki fayın özelliğini, kayma miktarını hangi fay parçasının hangi derinlikte deprem yarattığını, hangi fay parçasının daha suskun olduğunu ortaya çıkarmıştık. Bilimsel çalışmalarımızın sonuçlarını paylaşıyoruz. Farklı farklı deniz tabanında çalışmalar var. Gemiler ile fayın lokasyonları haritalanıyor. Bizim yaptığımız çalışmalar da bunların üzerine veri toplamak. Marmara Denizi'nin bin 200 metre dibinde olan cihazlarımız var. Cihazları atıyoruz 6 ay sonra alıp verileri topluyoruz ve farklı yerlere koyuyoruz. Dolayısıyla fayın boydan boya özelliklerini anlama şansımız oldu. Çalışmalar hâlâ devam ediyor. Hâlâ Marmara deniz tabanında bu cihazlarımız veri topluyor. O verileri mart ayında alacağız. Daha sonra değerlendireceğiz ama uzun soluklu işler." (DHA)