HaberTürk yazarı, gazeteci Nagehan Alçı, bugünkü yazısında Kayseri'deki olaylara ve Türkiye'de Suriyeli sığınmacılara karşı artan gerginliğe değindi. Kayseri'deki olayların, kamyonlarla şehre getirilen kişiler tarafından başlatıldığını ve bunun, Türkiye ve Suriye'de tehlikeli bir fay hattının kaşınmaya çalışıldığının bir göstergesi olduğunu öne sürdü. Sığınmacılara yönelik öfke ve bıkkınlığın, bu gerginlikleri körükleyen bir araç olduğunu belirtti.
Alçı, Türkiye'deki göç politikalarında yapılan hatalara işaret etti ve bu hataların, uzun süredir Türkiye'de yaşayan sığınmacıların omuzlarına yüklenmesinin ne kadar yanlış olduğunu vurguladı. Ayrıca, hükümetin Suriye politikasında özeleştiri yaptığını ancak bunun göçmen karşıtlığını ve yabancı düşmanlığını meşrulaştırmaması gerektiğini savundu.
Yazısında, Suriyelileri savunduğu için eleştirildiğini ancak temel insan haklarını savunmaya devam edeceğini ifade etti. Göçmenleri topluca geri göndermenin veya otobüslere koyma fikrinin kabul edilemez olduğunu, Esad ile görüşmeler yapılmasının doğru olabileceğini, ancak bu durumun Suriyelilerin topraklardan silineceği anlamına gelmeyeceğini dile getirdi.
İstanbul'daki Suriye Tv ziyaretini anlatarak, oradaki meslektaşlarının tedirginliklerini paylaştı. Kayseri olaylarından önce Suriye'de Türk tırlarına yönelik tepkileri izlediklerini ve bu durumun onları da üzdüğünü aktardı. Suriyelilerin Türkiye'deki artan gerginlikleri hissetmeye başladığını ve bu durumun kendilerini tedirgin ettiğini dile getirdi.
Alçı, "Kamyonlar ve öfke silahı" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Suriyelileri istemiyoruz" diyenler Kayseri’deki vandalizm olaylarını başlatanların kamyonlarla toplanarak şehre bir gün önce getirildiğini görünce yapılmak isteneni anladılar mı bilmiyorum.
Ancak çok tehlikeli bir fay hattı hem Türkiye hem Suriye’de kaşınmaya çalışılıyor.
Suriyeli sığınmacıların varlığından rahatsız olanların öfke ve bıkkınlık duyguları bu oyunun en büyük silahı.
Yapmayın, alet olmayın…
Göç politikalarında yapılan yanlışlıklar oldu. Kontrolsüzce ve çok sayıda sığınmacı geldi. Entegrasyon ve dağılım konusunda hatalar yapıldı. Ancak bu yanlışları Türkiye’de yaklaşık 14 yıldır yaşayan sığınmacıların omuzlarına yüklemek doğru mu? İnsani mi?
Hükümet de Suriye politikasında özeleştiri yapıyor ama bu özeleştiri göçmen karşıtlığı üzerinden siyaset yapanları, yabancı düşmanlığını körükleyenleri, nefret dalgasını yükseltenleri haklı çıkarır mı?
Hayır! Hayır! Hayır!
Bana Suriyelileri savunduğum için kızan çok insan var. Kim kızarsa kızsın, isterse milyonlar karşımda olsun gücüm yettiğince temel insan haklarını haykırmaya devam edeceğim!
Bu tip göç hareketlerinde göçmenleri topluca geri gönderemezsiniz, onları otobüslere koymaktan bahsedemezsiniz, Esad ile görüşülse bile-ki görüşülmesi doğrudur- tüm Suriyeliler bu topraklardan yok olmayacaklar.
Mesele Suriyeli meselesi değil. Sorun bir etnisitenin kriminalize edilmesi."
Yazının tamamını okumak için tıklayın