Namık Durukan
Suriye’de savaşın bitirilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye rejimi Başkanı Beşar Esad’a yaptığı görüşme teklifi, Rusya’nın girişimleri ile olumlu yönde ilerliyor. Görüşmenin gerçekleşmesi için Türk silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’den çekilmesini talep eden Şam yönetimi, talebinde geri adım atarak, ön koşul olmaktan çıkardı. Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Esad’ın açıklamasını olumlu olarak değerlendirmesi iki ülke arasında kapanmak üzere olan diyalog kapısını tekrar araladı. Normalleşme sürecini ileriye taşımak için Türkiye ile Suriye rejimi arasında yakında bir toplantı yapılacağı açıklandı.
Suriye’de 2011 yılında başlayan ve 13 yıldır aralıksız devam eden iç savaşın bitirilmesi amacıyla Ankara’nın Şam’la görüşme talebine yönelik girişim, Rusya’nın rejim üzerinde baskısını arttırması ile olumlu yönde ilerliyor. Daha önce TSK’nın Suriye’den çekilmesini “Ön koşul” olarak öne süren Şam rejimi, geri adım atarak tutum değiştirdi.
25 Ağustos’ta Suriye Halk Meclisi’nde yaptığı konuşmada Türkiye ile normalleşme sürecine ilişkin tonunu yumuşatan Beşar Esad, görüşmelere ön koşulsuz olarak yeşil ışık yaktı. Ankara ile üst düzeyde müzakerelere başlamak için Türkiye’nin Suriye topraklarında askerlerini çekme zorunluluğu olmadığını ifade eden Esad, Türkiye’nin Suriye’nin egemenliğini garanti altına alması kapsamında gelecekteki müzakerelerin belirlenmesi için yol haritası imzalanmasını talep etti.
Esad’ın olumlu mesajı ardından BBC’ye açıklama yapan Suriye rejiminin eski Türkiye Büyükelçisi Nidal Kabalan, Türk kuvvetlerinin Suriye'den çekilmesinin "normalleşmenin ön şartı değil, müzakerelerin sonucu" olduğunu açıklayarak, Ankara ile Şam arasındaki normalleşme çabalarına ilişkin olumlu gelişmeler yaşandığını aktardı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad ile kişisel tanışıklığı olduğunu, bakanların da birbirini tanıdığını bildiğini söyleyen Kabalan, önümüzdeki süreçte karşılıklı adımların atılması durumunda dışişleri bakanları seviyesinde bir görüşme beklediğini belirtti.
“Şam, Ankara’dan çekilme taahhüdü istiyor”
Esad’ın TSK’nın, Suriye'den çekilmesinin Ankara ile müzakerelerin yapılması için bir ön koşul olmadığı yönündeki açıklamasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamalarına yanıt olduğunu vurgulayan Kabalan, şöyle konuştu:
“Buna, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda istekli olduklarını ifade eden son açıklamalarının neden olduğunu düşünüyorum. Rus ve Iraklı arabulucular tarafından iletilen mesajlar da Türk Cumhurbaşkanı'nın bu konuda ciddi olduğu yönündeydi. Devlet Başkanı Esad'ın bu açıklamalara (Erdoğan’ın açıklamaları) karşılık verdiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı'nın birkaç gün önce Şam'daki Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada vurguladığı husus, Türk güçlerinin Suriye'den çekilmesinin bir ön koşul değil müzakerelerin bir sonucu olması gerektiği ancak böyle bir çekilme için Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası garantörlerle sağlam bir taahhütte bulunması gerektiğidir.”
“Sahada ordu dışında silahlı güç kalmayacak”
14 yıllık süreçte gelinen aşamada Suriye’nin önceliğinin artık değiştiğini belirten Kabalan, ordu dışında hiçbir silahlı gücü sahada kabul etmediklerini ve tam kontrolün hedeflendiğini söyledi. Kuzeydoğu Suriye’yi kontrol eden Kürt grubu PYD/DSG’yi, “Ayrılıkçı oluşum hayali müzakere konusu değil” sözleri ile eleştiren Kabalan, “Suriye'nin hiçbir parçası Kürtlere ya da başka bir etnik kökene verilmeyecektir. Yerel yönetim konularında, kamu ve sivil hizmet gibi bazı konularda işbirliği yapmak için müzakere edebiliriz. Suriye'nin herhangi bir yerinde herhangi bir ayrılıkçı oluşum hayalinin bu toplantılar sırasında tamamen ortadan kaldırıldığına inanıyorum. Bu bir müzakere konusu değil” dedi.
“Bazı silahlı gruplar Libya veya başka bir Afrika ülkesine gönderilebilir”
Suriye rejimine muhalif silahlı grupların ne olacağına yönelik soruyu da yanıtlayan Kabalan, bazılarının başka ülkelere gönderilmesi konusunda bir mutabakata varıldığını iddia ederek şöyle devam etti:
“Bunlar terörist gruplar. Amerikalılar, Türkler, Katarlılar ve diğerleri tarafından verilmiş silahlardan oluşan cephanelikleri var. Dolayısıyla bu terörist gruplarla mücadele etmek zorundayız. Türk ve Suriyeli yetkililer arasında bu grupların Libya ve bazı Afrika ülkeleri gibi başka yerlere nakledileceklerine dair bir anlaşmaya varıldığına ya da en azından bir mutabakata varıldığına inanıyorum. Bunu reddeden grupların ise ortadan kaldırılması gerekecek. Terör eylemi gerçekleştirmemiş olanlarsa muhtemelen Suriye ordusuna entegre edilebilir. Benimkisi bir bilgi değil bir izlenim ama geçmişte Dera’da bu yaşandı. Bulundukları ya da faaliyet göstermek istedikleri bölgelerde, belirli bir rolle Suriye ordusuna entegre edilebilirler.”
“Mutabakata varılan tek mesele”
Kürt meselesinin bölgeyi tehdit eden bir mesele olduğuna dikkat çeken Kabalan, “İran etkileniyor, Irak etkileniyor, Türkiye etkileniyor ve kesinlikle Suriye de bazı Kürt grupların ayrılıkçı planlarından etkileniyor. Bu mesele muhtemelen İran, Türkiye, Irak ve Suriye arasında bu dört ülkenin toprak bütünlüğüne zarar verecek bölgesel bir Kürt devletinin kurulmasını engellemek üzere mutabakata varılan tek meseledir” diye konuştu.
Rejimin bazı talepleri
Kabalan, normalleşme sürecinde Suriye’nin gündemindeki bazı taleplere ilişkin başlıkları ise şöyle sıraladı:
“Türk askerlerinin Suriye’den çekilmesi, İdlib ve Halep kırsalındaki silahlı gruplara verilen desteğin sona erdirilmesi, terörist grupların ortadan kaldırılması ve bu grupların kontrolündeki yerlerin Suriye devletine devri, stratejik M4 ve M5 karayollarında Suriye kontrolünün sağlanması, sınır kapılarının açılması, Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasında Ankara’nın yardımı, mültecilerin dönüşü...”
“Çok yakın gelecekte yapılacak”
Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmanın mimarlarından olan Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, iki ülke arasındaki normalleşme çarkını döndürmek için yakın zamanda bir toplantı için planlama yaptıklarını açıkladı. Daha önce zorlu bir süreç sonrası yapılan toplantılardan sonuç alınamadığını aktaran Lavrov, "Suriye hükümeti normalleşme sürecinin devam ettirilmesinin Türk kuvvetlerinin Suriye'den çekilmesine ilişkin prosedürlerin belirlenmesini gerektirdiğine inandığından, ilerleme konusunda anlaşamasak da görüşmeler faydalı oldu. Türklere gelince, onlar da buna hazırız ancak henüz belirli bir kriter üzerinde anlaşmaya varılmadı. Şimdi yeni bir toplantıya hazırlanmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Çok yakın gelecekte yapılacağından eminim. Şam ve Ankara'daki ortaklarımız arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesiyle hiç şüphesiz ilgileniyoruz" diye konuştu.
Türkiye’nin talepleri:
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarında dayandırılan bilgiye göre ise Türkiye, Suriye ile ilişkilerin 2011 öncesine dönmesi için dört koşu önü sürüyor. Bu koşullar şöyle ifade ediliyor:
“Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve birliğini muhafaza etmek üzere terör unsurlarından arındırılması; Suriye’nin kendi halkıyla, kendi halkının meşru talep ve beklentileri temelinde 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde gerçek bir ulusal uzlaşı sağlaması; Bununla bağlantılı olarak güvenli ve onurlu geri dönüşler için gerekli koşulların oluşturulması; İnsani yardımların kesintisiz şekilde sürmesi.”