Gündem

Kocaeli'de şüpheli bebek ölümleri: Savcılık soruşturma izni istedi, Sağlık Bakanlığı bir yıldır yanıt vermedi

21 Ekim 2024 13:03

T24 Haber Merkezi

Kocaeli'de 2023 yılının mayıs ayında dördüz doğum yapan anne, üç bebeğini kaybetti, bir bebeğinin de gözlerinde görme kaybı meydana geldi. Aile konu hakkında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık Sağlık Bakanlığı’ndan söz konusu isimler hakkında soruşturma izni istedi. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın bir yıl önce istenen soruşturma iznine hâlâ yanıt vermediği öğrenildi.

Türkiye "yenidoğan çetesi" skandalını konuşurken, şüpheli bebek ölümleriyle ilgili haberlere bir yenisi eklendi. Kocaeli’de yaşayan Hamide ve Akın Okutucu çifti, uzun yıllar boyunca bebek sahibi olmaya çalıştı. Bu uğraşlar sonucunda 23 Mayıs 2023’te erken doğum yaparak dördüz bebek dünyaya getiren Hamide Okutucu’nun doğum yaptığı hastanede üç bebeği art arda hayatını kaybetti.

Ailenin iddiasına göre; Gebze’de bulunan özel G.Y. hastanesinde sağlıklı dünyaya gelen bebekler, gereksiz yere haftalarca kuvözde tutularak hastaneden mikrop kaptı. Bunun sonucunda üç bebek yaşamını yitirdi. Okutucu ailesi, dördüncü bebeği ise başka hastaneye sevk ederek kurtardıklarını iddia etti. Bunun üzerine aile avukatları aracılığıyla Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na, “Şüpheli hastanede görevli ilgili hekimler ve bölüm personelleri ile başhekim ve hastane sahiplerinin bu hususta yargılanması ve cezalandırılması talebi ile kovuşturma açılmasının talep edilmesi, başka ölümlerin önüne geçilmesi ve diğer bebeklerin hayati tehlikelerinin önlenmesi zorunluluktur” denilerek “Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme”, “Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi” ve “Görevi Kötüye Kullanma” suçlarından 10 Ekim 2023’te suç duyurusunda bulunuldu.

Üç bebeğin ölümü hakkında bir ebir aynı ifadeler

Suç duyurusunda şu bilgiler yer aldı:

“Doğum sonrasında hazırlanan raporlarda da görüldüğü üzere 4 bebeğin de sağlık durumunun normal olduğu saptanmış ve erken doğum sebebiyle küveze alınması kararlaştırılmıştır. Harici bebeklerde ilk aşamada herhangi bir sorun ve belirgin sıkıntı tespit edilmemiştir. Doğumdan sonra ilk bebek henüz daha adı bile konulmadan 25 Mayıs 2023 tarihine kadar yaşamış olup, hiçbir emare olmaksızın ‘takiplerinde brakardiye giren hastada ani kardiyak arrest gelişti. CPR başlandı. Aralıklı adrenalin IV puşe yapıldı. 45 dakika boyunca CPR uygulanan hastadan cevap alınmaması üzerine hasta 25 Mayıs 2023 tarihinde 08.27’de eksitus kabul edildi’ denilmekle bebeğin ölümü iş bu şekilde kayıt altına alınmıştır.

Daha sonra adı Erdal olarak nüfusa kaydedilen erkek bebek 23 Mayıs tarihinden 30 Haziran tarihine kadar normal yenidoğan bölümünde kuvözde kalmış ve 30 Haziran tarihinde yoğun bakım ünitesine alınmıştır. 1 Temmuz tarihinde ise ‘takiplerinde brakardiye giren hastada ani kardiyak arrest gelişti. CRP başlandı. Aralıklı adrenalin IV puşe yapıldı. 45 dk. boyunca CRP uygulanan hastadan cevap alınamaması üzerine hasta 1 Temmuz’da saat 12.10'da eksitus kabul edildi’ denilmek suretiyle ölümü rapor altına alınmıştır. Fakat bu süreçte bebeğin genel durumu ile ilgili herhangi bir sorun ve sıkıntı gözlenmeyen bebek aksine kilo almaya başlamış ve gelişim göstermiştir. İkinci bebeğin ölümüne de ilk bebekte olduğu gibi birebir aynı beyan yazılarak kopyala yapıştır yapılmak suretiyle hiçbir ayrıntı verilmemiştir.

Üçüncü erkek bebek olan Emre bebek ise aynı koşullarda kaldığı yenidoğan ünitesinde öldüğü tarih olan 5 Ağustos tarihine kadar yaşam mücadelesi vermiştir. Fakat değerleri normal seviyede seyrederken 10 Temmuz’da enfeksion değerlerini ifade eden CRP değerlerinde ciddi bir artış gözlenen Emre bebeğin iş bu tarihte CRP değeri 225 seviyelerinde seyretmiştir. Daha sonra CRP seviyeleri 100 civarında seyreden Emre bebeğin 5 Ağustos’ta ölümü üzerine 'takiplerinde brakardiye giren hastada ani kardiyak arrest gelişti. CRP başlandı. Aralıklı adrenalin IV puşe yapıldı. 45 dk. boyunca CRP uygulanan hastadan cevap alınamaması üzerine hast 5 Ağustos’ta saat 08.42’de eksitus kabul edildi.' denilmekle diğer ölümü gerçekleşen iki bebeğin ölüm beyanı ile birebir aynı olan işbu beyan yazılarak epikriz raporu hazırlanmıştır.

Tüm bu hususlar haricinde diğer dördüncü bebek olan Cemre bebek ise ölümle burun buruna kalmıştır. Diğer üç bebeğin kurtulması ve yaşama şansının yükselmesi için başa bir hastaneye sevki için uğraşmışlardır. Bu minvalde müvekkiller Cemre bebeği başka bir hastaneye 112 vasıtası ile ve bakanlık kanalıyla ‘zorla’ olsa da sevk edebilmişlerdir. Kaldı ki aksi durumda Cemre bebeğin de ölümü kuvvetle muhtemel sonuç olması kaçınılmaz değildir. Akabinde ise Cemre bebeğin sevki M. hastanesine yapılmış ve hemen müdahaleye geçilmiştir. Akabinde ise Cemre bebeğin şüpheli hastanede kolunun yandığı ve gözlerinde görme kaybı olduğu tespit edilmiiştir. Cemre bebeğin küvezde kaldığı süreçte uygulanan tedavi yöntemleri nedeniyle görme kaybı yaşadığı ve her iki gözünde de görme kaybı yaşadığı tespit edilmiştir. Cemre’nin hastanede yattığı 28. gün yani 27 Temmuz’da bebeğin yapılan tahlillerinde maya mantarları olarak tıbben tarif edilen bir enfeksiyon hastalığı ‘candida albicans’ tespit edilmiştir. Sözü edilen maya mantarı kan enfeksiyonuna sebep olmakta ve ölümcül derecede bir enfeksiyona sebep olmaktadır. Candica albicans isimli mantar sağlıksız ve temiz olmayan ortamlarda ortaya çıkmakta ve bu hususlar da şüpheli hastanenin sorumluluğunu ortaya çıkarmaktadır.”

Bakanlık henüz yanıt vermedi

Suç duyurusunun ardından olayı araştırmaya başlayan Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı, Sağlık Bakanlığı Mesleki Sorumluluk Kurulu’na yazı göndererek G.Y. Hastanesi görevlileri, doktor M.F.Ş. ve idari soruşturma sırasında tespit edilecek diğer görevliler hakkında 26 Ekim 2023’te soruşturma izni istedi. Sağlık Bakanlığı bir yıldır savcılığın istemine yanıt vermedi.

Aynı doktor aynı şikayet

Dün ANKA Haber Ajansı'nda "Yenidoğan çetesi' skandalı Anadolu'ya sıçrıyor, Niğde, Sakarya, Kocaeli, Antalya'da ihbar ve şikayetler var" başlıklı haberde yer alan "Niğde’den Kocaeli’ne iki bebek ölümü ve aynı doktor" bölümünde de yine aynı doktor M.F.Ş. hakkında iddialarda bulunulmuştu.(ANKA)

 


Ne olmuştu?

İstanbul'da gerek olmadığı halde özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin olarak Büyükçekmece Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatılmış, soruşturmayı yürüten savcı Y.E. ise makamında tehdit edilmişti. Olayın ortaya çıkması kamuoyunda infial yaratırken, 22'si tutuklu, 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı.

İddianamede neler var?

İddianamede şüpheliler için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, ölen 10 bebeğin "maktul", 5 kişinin "müşteki", Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün "suçtan zarar gören", 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu", 47 kişi de "şüpheli" olarak yer aldı.

TIKLAYIN - 'Yeni doğan çetesi' soruşturmasında iddianame: Doktorun 266 yıl hapsi istendi

TIKLAYIN - Devlet Bahçeli'nin eski koruma müdürü "yenidoğan çetesi" iddianamesinde sanık: Tapeleri ortaya çıktı

Doktor Fırat Sarı'nın lideri olduğu iddia edilen suç örgütünün sevk ve idaresini Doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK'den üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı.

TIKLAYIN - Yenidoğan çetesinin tape kayıtları kan dondurdu; "Çocuğu bugün yaşat, alem yaparız o parayı bir kurtarayım"

Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 10 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan tıbbı eksikliklere yer verildi. Buna göre, fezlekede maktul olarak yer alan bebek A.K'nin ölümüne ilişkin değerlendirmede, solunum sıkıntısı artan bebeğe devre olmadığı için entübasyonun gecikerek yapıldığı belirtildi. Tekrarlayan resusitasyonlar (solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahale) ile hastanın ertesi güne kadar yaşatıldığı belirtilen raporda, o sırada hastanede bulunması gereken Dr. D.E'nin görevinin başında olmadığı ifade edildi.

TIKLAYIN - Erdoğan'dan Soylu'ya, İmamoğlu'ndan Numan Kurtulmuş'a: Savcıyı tehdit eden Mustafa Kemal Zengin'in herkesle fotoğrafı var!

6 aylık bebek, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakıma sevk edildi

Raporda, ayrıca hasta yönetiminin hemşireye bırakıldığı da kaydedilerek, bebeğin ölümünden Dr. D.E, ile Dr. İ.G. ve hastane yönetiminin sorumlu olduğu belirtildi. Bebek M.N.O'nun ölümüne ilişkin değerlendirmede de 6 aylık bebeğin çocuk yoğun bakımı yerine, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakımına sevk edildiği, burada da doktorun haberi olmadan hemşirenin müdahalede bulunduğu anlatıldı. Bebek H.K. ile ilgili tespitte ise, hastaya kalp masajı yapıldığı esnada Dr. D.E'nin orada olmaması nedeniyle Dr. İ.G. tarafından olayın örtbas edilmesi için ölüm saati değiştirilerek, epikriz yazdırıldığı aktarıldı.

TIKLAYIN - İşte sorumlu olan 19 sağlık kuruluşu: Yenidoğan yoğun bakımındaki bebeklere, Türkiye'de uygulanmayan "hastaya pasif ötenazi" yapılmış, raporu hemşireler yazmış!

Sevk edilmeyen bebek hayatını kaybetti

Raporda, bebek Ö.H'ye kalp masajını hemşirelerin yaptığı belirtilerek, bu esnada kullanılan en önemli ilacın adrenalin olduğu, ancak Dr. İ.G'nin hemşirelere "adrenalini kapat" talimatını vererek, yanlış yönlendirme yaptığı vurgulandı.

Raporda ayrıca, bebek M.S'nin, yenidoğan temel bakımının gereklerinin yerine getirilmemesi, ameliyat edilebileceği bir merkeze sevk edilmemesi ve hastayı hayatta tutan "prostavazin" isimli ilaç tedavisinin kesilmesiyle ihmallere bağlı olarak hayatını kaybettiği kaydedildi.

Fezlekede maktul olarak yer alan diğer bebeklere ilişkin değerlendirmede de ihmallere yer verildi.

TIKLAYIN - 'Yenidoğan çetesi'ne soruşturma açıldığında İl Sağlık Müdürüydü: Bakan Memişoğlu, SGK’yla ilgili soruya "Konuşmak istemiyorum" yanıtı verdi

Dehşete düşüren telefon kayıtları

İddianamede, şüpheliler arasında geçen telefon konuşmalarına da yer verildi. Şüpheli doktor Fırat Sarı ve özel hastanede çalışan acil tıp teknisyeni şüpheli Hakan Doğukan Taşçı arasında hasta sevkleri ve denetim hakkında yapılan görüşmede, Taşçı'nın Sarı'ya "Erişkin yoğun bakıma denetime gelinmesi halinde, ruhsatın ve kuvözlerin değişmesi gerektiğini, panelin fazla olduğunu, monitörün bulunmadığını, yoğun bakım içerisinde bir çok eksiklik ve usulsüz işlemin olduğunu" söylediği iddianamede yer aldı.

Yenidoğan çetesinde yer alan doktor ve hemşirelerin ismi ortaya çıktı

​​​​​​​Reyap Hastanesindeki bebek hastaların takibini yürüten şüpheli hemşire Mehtap Sayar'ın şüpheli Hasan Basri Gök'le yaptığı telefon konuşmasında bebek hastanın tedavisinin uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, konuşma içeriğinde şüpheli Gök'ün "Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur" dediği, Sayar'ın ise "Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" dediği aktarıldı. İddianamede, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun değil örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde yapıldığı değerlendirildi.

Şüpheli doktor Şeyhmus Çelik'in hastanede olması gerekirken gitmediği, denetim olması ihtimaline karşı özellikle sabah hastanede bulunması gerektiğinin söylendiği anlatılan iddianamede, şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir'in şehir hastanesinden kabulünü yaptığı bebeği, maddi menfaat karşılığında anlaşmış olduğu Fırat Sarı'nın hastanelerine yönlendirdiği kaydedildi.

Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan "yenidoğan çetesi" açıklaması: Cezasızlık algısı oluşturulmaya çalışıyor, böyle bir şey yok

Aileler anlattı

Hazırlanan iddianamede bebeklerini kaybeden ailelerin ifadeleri de yer aldı. H.H., eşinin hamilelik sürecinde başka bir hastaneye gittiğini ancak doğum aniden başladığında doktorlarının bel fıtığı sorunu yaşadığı için başka bir hastaneye gittiklerini söyledi. Gittikleri hastanede yenidoğan yoğun bakımı servisinde yer olmadığı cevabını alan Hakan H., “112’ye bildireceklerini ve müsait hastane bakacaklarını söylediler. Yaklaşık yarım saat sonra Bağcılar’daki özel bir hastaneden bizi kabul ettiklerini söylediler” dedi.

Soruşturmaya konu olan hastanenin özel ambulansının gelerek kendilerini aldığını söyleyen H.H., “Hastaneye vardığımızda bizimle ilgilenen bir doktor yoktu. Sadece ebe vardı. Sabaha B.Y. İsimli doktor eşimi muayene etti ve sezaryen doğum gerektiğini söyledi. Hamileliğin henüz 25. haftası olduğu için bebeğin daha gelişimini tamamlamadığı bu yüzden anne karnından bir iğne yapacaklarını söylediler” ifadelerini kullandı.

"Bebeğimizi kaybettik"

Doktorun iğneyi yaptıktan sonra da 1 gün beklemek gerektiğini söyleyen H.H., “Ertesi gün eşimi doğuma aldılar. Ameliyat sonrası eşimin de çocuğumun da şu anlık durumlarının iyi olduğunu, bebeği yenidoğan yoğun bakım ünitesine alacaklarını söylediler. İki gün sonra eşimi eve bıraktığım sırada hastaneden aradılar. Doktor beyin benimle görüşmek istediğini söylediler. Yoldayken hastaneden bir daha aradılar. Doktor olduğunu söyleyen biri bebeğimin ölüm haberini verdi. Hastaneye vardığımızda da bebeğimin morgda olduğunu söylediler” dedi.

"Yenidoğan çetesi" nasıl deşifre edildi?

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün özel hastanelerin denetiminden sorumlu bir doktorun (T.E.) Ocak 2023'te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yaptığı başvuru ile olay fark edildi.

Doktor T.E., bazı özel hastanelerde doldurulması gereken yenidoğan yoğun bakım üniteleri defterlerinin boş bırakılması üzerine olayın üzerine gitti.

İddianamede yer aldığı şekliyle doktor, "Ayrıca bebeklerin dosya üzerinde gösterilen sağlık durumları ile fiili sağlık durumlarının uyuşmadığını örneğin entübe olarak kayıtlı gösterilen bebeğin gayet sağlıklı ve nefes alabilir durumda olduğunu gördük. Durumu hastane yetkililerine sorduğumuzda az önce düzeldi gibi cevaplar aldık" dedi.

Ne kadar ceza isteniyor?

İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.

Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.

İddianame, gönderildiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendiriliyor.

Savcı tehdit edilmişti

Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'nin, bu soruşturmayı yürüttüğü sırada, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edilmesine ilişkin yürütülen ayrı soruşturmada da 12 kişi jandarma ekiplerince gözaltına alınmıştı. 4 kişi serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden 5'i tutuklanmış, 3'ü hakkında da adli kontrol kararı verilmişti.

19 hastane ve sağlık kuruluşu "malen sorumlu" sayılmıştı

Fezlekede, Özel Avrupa Şafak, Özel Bağcılar Medlife, Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Silivri Kolan Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Doğa Hospital, Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist, Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Doğamed Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ, Ekip Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi, Güney Hastanesi Sağlık Hizmetleri LTD ŞTİ, Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi, Yonca Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi ile GMZ Sağlık Hizmetleri İnş. ve Tur. Ltd. Şti. de "malen sorumlu" olarak yer aldı.