30 Ekim 2024 10:18
T24 Haber Merkezi
Denizli’de kendisini büyü bozan, cin çıkartan ‘hoca’ olarak tanıtan Mehmet Çelik, musallat olduğu ailenin üç kızını da cinsel istismara maruz bıraktı. Bu ailenin şikayetinden sonra yeni istismar olayları ortaya çıkan Çelik, doğaüstü güçleriyle Saray’a ve istihbarata çalıştığı yalanıyla insanları dolandırdı. Kadınların istismarı farketmesi ve savcılığa başvurmasıyla soruşturma başladı.
Gazeteci Timur Soykan, Denizli'de kendisini "hoca" ve MİT çalışanı olarak tanıtan Mehmet Çelik'in 11 yıl boyunca insanları kandırdığını, istismara uğradığını farkeden kadınların şikayetiyle olayın savcılığa taşındığını kaleme aldı. Soykan'ın yazısı şöyle:
41 yaşındaki Mehmet Çelik, Uşak Eşme’nin Dervişler Köyü’nde yaşıyordu. Hiçbir dini eğitimi olmayan, ilkokul terk adam, köyde çiftçilik ve hayvancılık yapıyordu. Evliydi ve 13 yaşında bir kızı vardı. Peygamber soyundan geldiğini, dokuz ilmi olduğunu, büyüleri bozup cin çıkardığını etrafa yaymıştı. Ayrıca istihbarat servisine çalıştığını söylüyordu. Saray rejimine tezgahını uydurmuştu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı düşman ülkelerin cinlerinden ve büyülerinden korumak için görevlendirildiğini, doğrudan Saray’a bağlı çalıştığını anlatıyordu. 11 yıldır insanları kandırıyordu.
Size anlatacağım olay ise Temmuz 2021’de başladı. Mağdurların isimlerini zarar görmemeleri için değiştireceğim.
Denizli’nin zengin esnaflarından Veysel ve eşi Zehra’nın üç kızı vardı. Büyük kızı Hatice (31) 8 yıldır Hasan ile evliydi ve çocukları olmadığı için dertliydiler. Ortanca kızı Fatma (26) ise 1.5 yıl önce evlenmiş ve 7 ay önce boşanmıştı. Küçük kızı Ayşe ise henüz lise öğrencisiydi, 17 yaşındaydı. Mütedeyyin bir aileydiler. Fatma boşandıktan sonra bunalıma sürüklenmişti. Temmuz 2021 tarihinde panik ataklar yaşıyordu ve psikolojik sorunları artmıştı.
Fatma, Ankara’daki bir psikologdan online destek alırken aile, onun için ‘üfürükçü hoca’ arayışına girmişti. Baba Veysel ve yanında çalışan damadı Hasan, bir personellerinin önerisi üzerine Mehmet Çelik ile tanıştı. ‘Hoca’ olduğunu söyleyen Mehmet Çelik, evlerine bakması gerektiğini söyledi. Ertesi gün yanında 21 yaşındaki Leyla ile gelmişti ve Leyla’yı eşi olarak evdekilere tanıtmıştı. Evde güya inceleme yaptıktan sonra aileye döndü ve “Bu evin duvarlarında domuz yağı sürülmüş, çok güçlü bir büyü var. Hepiniz tehlike altındasınız. Bu büyüyü Fatma’nın eski eşinin annesi yapmış” dedi. Zaten eve gelmeden önce aile hakkında bilgi toplamıştı. Bunları kullanarak onları şaşırttı.
Aileye bu büyülerin bozulmaması halinde ölümler, hastalıklar yaşayacaklarını söyledikten sonra şöyle konuştu:
“Bu büyülerin çözüm yolu Erhan’dan geçiyor. Erhan, İranlı bir papaz ve aynı zamanda psikiyatrist, bu kişi Ankara’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yapılan büyükleri çözmekle görevli. Ben de onunla birlikte Cumhurbaşkanımızı büyülerden koruyoruz. Biz kalp gözümüz açık olduğu için her şeyi görebiliyoruz. Bu nedenle devlet bizi Milli İstihbarat Teşkilatı’nda haber almada görevlendirdi. Ben astral seyahat yapabiliyorum ve bu yeteneğimi devlet kullanıyor.”
Mehmet Çelik, bu senaryo ile de yetinmedi. Çocukken ermiş dedelerin kendisine el verdiğini ve onlarla konuştuğunu anlattı. Bu dedelerin kendi vücuduna girerek insanlarla konuştuğunu söylüyordu. Hatta bazen dedeler bedenine girmiş gibi rol yapıyordu. Ayrıca olağanüstü güçleriyle devlet adına define işleri yaptığını söylüyordu.
Dolandırıcının çeşitli gösterilerinden ve korku salmasından sonra aile kendilerine büyü yapıldığına inanmıştı. Mehmet Çelik yanında Leyla ile sık sık evlerine ve işyerlerine geliyordu. Arapça kağıtlar yazarak başlarının üzerinde gezdiriyor, muskalar veriyordu, sadece üç dua biliyordu ve bunları okuyordu. Aynı zamanda Saray’a bağlı istihbaratçı rolünü de her geçen gün derinleştiriyordu. Hatta 1990’larda Susurluk Çetesi ile birlikte gündeme gelen ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım ile birlikte çalıştığını söylemişti.
Bir gün aileye küçük kızları Ayşe’nin lisede bir sevgilisi olduğunu ve sevgilisinin Ayşe’yi kaçırıp İstanbul’a götürmeyi planladığını anlattı. Bunu sorduklarında Ayşe doğruladı. Aile Mehmet Çelik’e tamamen inanmaya başladı. Oysa Mehmet Çelik, Ayşe’nin arkadaşlarından bu bilgiyi edinmişti. Ertesi akşam evin yakınında içlerinde gençlerin olduğu arabalar park etmişti.
Mehmet Çelik bu kez, “Bu gençler, Ayşe’yi kaçıracaktı. Üst düzey kişileri devreye sokarak bunu engelledim. Bu işin içinde eski damadınız ve Veysel’in kardeşi var. Erkek evladınız olmadığı için mallarınıza çökmek istiyorlar. Büyük bir kumpas ile aileyi dağıtmayı planlıyorlar. En güvenli yer Kuşadası. Dayı’nın yani Yeşil’in adamları sizi orada koruyacak” dedi. Bunun üzerine anne, baba, üç kızları ve damat hemen eşyalarını toplayarak üç otomobil ile Kuşadası’na doğru yola çıktı. Mehmet Çelik ve eşi olduğunu söylediği Leyla da onların yanındaydı. Bir akaryakıt istasyonunda mola verdiklerinde Mehmet Çelik, “Buradaki araçların çoğu Ayşe’yi kaçırmak için geldi. Mafyayı tutmuşlar. Hemen buradan gidiyoruz” dedi. Aile panik halindeydi ve Kuşadası’ndaki bir otele yerleştiler. Burada bir hafta kaldılar. Dolandırıcı, büyüleri bozma ve onları koruma karşılığında defalarca 20 bin TL ile 50 bin TL arasında paralar istemişti.
Mehmet Çelik, ailenin ortanca kızı Fatma’ya eski kayınvalidesinin yaptığı büyülerin onunla bütünleştiğini ve büyüler bozulmazsa psikolojik rahatsızlıklarının her gün artacağını ve ‘kafayı yiyeceğini’ söylüyordu. Düğününde takılan altınların haram olduğunu anlatıp onları bozdurarak kendisine 50 bin TL vermesini istedi. Bu sırada derin devletin adamı olduğunu anlatıyor ve “Bana bağlı bir hacker var, onların bilgisayarlarına sızdı ve eski eşin ile amcanın planlarını öğrendim” dedi.
Bu sırada Mehmet Çelik ve Leyla’nın telefonlarından Fatma’ya ‘Evlat’ diye başlayan WhatsApp mesajları geldi. Bu mesajlarda kendilerinin ‘dede’ olduğu ve Mehmet Çelik’in bedenine ruhen geçiş yaparak Fatma’yı ve ailesini korudukları yazıyordu. Mesajlarda “Mehmet Çelik bedeni ile geçiş yapabildiğimiz özel biridir. İnsanların sorunlarını çözmekle görevlidir” deniliyordu. Bu sırada “Hızlı cevap ver” denilerek evlilikle ilgili üç soru soruldu ve Fatma soruları anlayamadan ‘evet’ diye yanıt verdi.
Bir süre sonra Mehmet Çelik, Fatma’ya WhatsApp mesajlarında ‘evet’ yazması nedeniyle Allah dostlarının şahitliğinde evlendiklerini, karı koca olduklarını söyledi. Fatma uzun süre bunu kabul etmeyince dolandırıcı, “Eski eşin ve annesi, sizin ailenize büyü yapmaya devam ediyor. Senin yüzünden kardeşin hastalanacak, annen yakın zamanda felç olacak. Senin hastalığın artacak” diye mesajlar attı. Bu sırada yine ‘Evlat’ diye başlayan güya dedelerin yazdığı mesajları sabaha kadar gönderiyordu. Bu mesajlarda “Evlat, anneni ve aileni kurtarmak senin elinde. Mehmet Çelik ile evliliğin Allah rızasıyla yapıldı, helaldir” yazıyordu.
Mehmet Çelik, Eylül 2021’de her şeyin sona ermesi için Denizli Çınar’daki bir apartta gelmesini söyledi. Fatma’nın ifadesine göre; Mehmet Çelik burada dedelerin huzurunda evli olduklarını, büyülerin bozulması için cinsel birliktelik yaşamaları gerektiğini anlattı. Önce engel olmaya çalıştığını anlatan Fatma daha sonra korkarak buna izin verdiğini ifade etti. Akşam evine dönen Fatma’nın telefonuna yine ‘Evlat’ diye başlayan mesajlar geldi. Bu mesajlarda “Sen Allah yolunda yürüyen bir kızsın. Onunla mı şeytanla mı evleneceksin. Mehmet’e karşı gelirsen akli dengeni yitireceksin. Herkese böyle bir şans gelmez” yazıyordu.
Birkaç gün sonra Mehmet Çelik, Fatma’yı ablası Hatice’nin evine çağırdı. Ablası ve eniştesi de tamamen dolandırıcının etkisine girmişti ve Fatma’ya onunla evlenmesi gerektiğini söylüyorlardı. Mehmet Çelik, “Benim eşim olduğumu kabul etmezsen bir kişi ölecek. Sen mi yoksa beşer gün arayla annen ile baban mı ölür, bilemem” dedi. Fatma ifadesinde; korkuya kapılarak kabul ettiğini, aynı apartta dini duygularının sömürülmesi ve korkutulması sonucu Mehmet Çelik ile iki ay boyunca 4-5 kez cinsel ilişkiye girmek zorunda kaldığını anlattı. Bir süre sonra Mehmet Çelik’in kendisine çıplak fotoğraflar göndermesini istediğini de anlatan Fatma, “Annem ve babama ilişkimizi söylemekle beni tehdit etti. Ben de fotoğrafları göndermek zorunda kaldım. Aynanın karşısına geçerek çıplak fotoğraflarımı çekmemi ve göndermemi istemişti. Korkarak dediklerini yaptım” dedi.
Kasım 2021’de Fatma’yı eniştesi Hasan aradı ve küçük kardeşini de yanına alarak evlerine gelmesini söyledi. Eve ulaştıklarında Hasan öfkeliydi, ablası Hatice ise ağlıyordu. Eniştesi onlara önce “Oyuna geldik” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Ablanızın WhatsApp mesajlarını okudum, Mehmet Çelik ile ilişkisi var.”
Hatice de bunu doğruladı. Fatma ve Ayşe şoke olmuştu. Hatice’nin telefonunda da ‘Evlat’ diye başlayan ve ‘dedeler’den geldiği söylenen mesajlar vardı.
Hatice daha sonra ifadesinde şunları söyleyecekti:
“Aile olarak Mehmet Çelik’e inanmıştık. Eşimle benim çocuğum olmuyordu ve bu konuda da bize yardım edeceğini söylemişti. 2021 yılının Eylül ayının sonlarına doğru bana Mehmet Çelik’in telefonundan ‘Evlat’ diye başlayan mesaj geldi. Mesajda “Senin hataların var, seni kurtaracağım. Sen onu ikna et ve onunla (Mehmet Çelik) cinsel ilişkiye gir” yazıyordu. Ben mesajın dedelerden geldiğini sanıyordum. “Şu an buna hazır değilim, süre istiyorum” diye yanıt yazdım. Gelen yanıtta “O zaman onu sizden uzaklaştırıyoruz” diyordu. Ben de paniğe kapılarak ‘Evet’ yazarak durumu kabul ettim.
Birkaç gün sonra evdeyken eşime ‘Evlat’ diye başlayan mesaj geldi. Devamında “Isparta Ağlasun’a gitmen gerekiyor orada dedelerin kabrini ara” yazıyordu. Eşim bunun üzerine hemen evden çıkıp Ağlasun’a gitti. Kısa süre sonra Mehmet Çelik’ten “Evlat, o seni bedenini görmeden kabul etmez” şeklinde mesaj geldi. Çıplak fotoğraflarımı istedi ve gönderdim. Mehmet Çelik “Gel beni Eşme’den al, hızlı hareket et” yazdı. Gidip onu aldım ve onun tarifi ile Denizli’deki bir aparta gittik…”
Hatice ifadesinin devamında; ailesinin başına kötülükler gelmesinden korktuğu için Mehmet Çelik ile cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Evine döndükten sonra kendisine “Evlat, bu olayın birkaç kez daha olması gerekiyor. Ona aşık olduğunu, onu istediğini söyle. Bu bir silsile bundan sizin kurtulmanız için bunun olması gerekiyor” diye mesaj geldiğini söyledi. Bir ay içinde aynı apartta Mehmet Çelik ile 6-7 kez cinsel ilişkiye girdiklerini anlattı.
Bu sürecin ardından eşi, Hatice’nin telefonundaki mesajları bulmuştu. Hatice’nin kardeşleri Fatma ile Ayşe’yi eve çağırmış ve durumu onlara da anlatmıştı. Fatma da Mehmet Çelik’e çıplak fotoğraflarını gönderdiğini ve onunla cinsel ilişkiye girdiğini söyledi. Ablası zaten biliyordu. Ancak henüz 17 yaşındaki küçük kız kardeşleri Ayşe’nin sözleriyle sarsıldılar:
“Ben de Mehmet Çelik’e çıplak fotoğraflarımı gönderdim.”
Ancak bununla sınırlı değildi. Ayşe ifadesinde şunları söyledi:
“Mehmet Çelik, peygamber efendimizin ruhunun kendisinde olduğunu söylüyordu. Bende büyü olduğunu, benim ve annemin öleceğini anlattı. O sıralarda hastalandım, sürekli kusuyordum. Annemin de tansiyonu yükselmiş, hastalanmıştı. Bana büyüleri bozması için çıplak fotoğraflarımı göndermem gerektiğini söyledi. Dediğini yaptım. Bana başkası konuşuyormuş gibi ‘Evlat’ diye başlayan mesajlar atıyordu. Bunların ‘dedeler’ olduğunu söylüyordu. Mesajlarda; Mehmet Çelik ile evlenmem gerektiği yazıyordu.”
Ayşe ifadesinin devamında; Mehmet Çelik’in kendisini Denizli Çınar’daki apart daireye çağırdığını anlattı. “Bana üzerimdeki büyüyü kaldıracağını söylüyordu. Bunu yapmazsak annemin öleceğini, benim delireceğimi anlatıyordu. Ekim 2021’de okuldan çıktıktan sonra Mehmet Çelik’in çağırdığı Denizli Çınar’daki apart dairesine gittim.” Ayşe, buradan kaçmak istediğini ancak Mehmet Çelik kendisini tuttuğunu, ağzını kapattığını ve cinsel istismara uğradığını ifade etti. “Daha sonra bana günahlarımdan kurtulduğumu söyledi” dedi.
Hasan’ın eşi Hatice’nin WhatsApp mesajlarını görmesi ve üç kız kardeşin yaşadıklarını anlatmasından sonra Mehmet Çelik’in kendilerini dolandırdığını ve istismar ettiğini anlamışlardı. Mehmet Çelik ile temaslarını kestiler ancak ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Fotoğrafları bu adamın elindeydi.
Kasım 2021’in sonlarına doğru kız kardeşlerin babası Veysel’in telefonuna 23 adet çıplak kadın fotoğrafı geldi. Bu fotoğraflarının bazıları kızlarına aitti. Fotoğrafları gönderenler şöyle yazmıştı:
“Bu resimler Denizli esnafına dağılır, anladınız mı, sen her yaptığın yeni hamlede daha fazlası insanlara ulaşacak.”
Bu mesajla baba Veysel’in sırrı da ortaya çıkıyordu. Mehmet Çelik, üç kızını istismar ettiği Veysel’i bir yandan define yalanıyla dolandırmıştı. Veysel define malzemelerini almak için Mehmet Çelik ile Talip, Ahmet, Ramazan isimli arkadaşlarına 60 bin dolar vermiş, karşılığında define bulununca pay alacağı vaat edilmişti. Veysel, bir süre sonra parayı geri isteyince Mehmet Çelik ile yanındaki şahıslar kızlarının fotoğraflarını göndererek ona şantaj yapmaya başlamıştı. Bu şantajdan sonra Veysel, eşi Zehra ve kızları savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu. Bu şikayet üzerine harekete geçen polis, şantaj için gönderilen fotoğraflardaki diğer mağdurlara ulaştı.
Şantaj için gönderilen fotoğraflardan biri 17 yaşındaki Jale’ye aitti. Onun ifadesi Mehmet Çelik’in dolandırıcılık ve istismar tezgahını nasıl organize ettiğini, ortaklarını ortaya koyuyordu. Jale’nin erkek arkadaşı olan Hakan, bir gün ona “Seni rüyamda gördüm. Hiç iyi hareketlerin yoktu, ben de endişelendim ve bir hocayla görüştüm” dedi. Üç gün sonra Jale’ye Mehmet Çelik mesaj attı. Mesajda “Sen büyülenmişsin. Bu büyüyü sana ailenden biri yaptı” yazmıştı. Mehmet Çelik, erkek arkadaşı Hakan’dan aldığı bilgilerle Jale’yi geçmişi ve geleceği gördüğüne ikna etti. Jale’yi görüntülü arayan Mehmet Çelik, “Tek kurtuluşun benim. Dediklerimi yapmazsan annen baban hapse girecek. Kardeşlerin ise sosyal hizmetlere teslim edilecek” diye bağırdı.
Jale sonrasında yaşadıklarını ifadesinde şöyle anlattı:
“Korktuğum için teklifini kabul ettim. Kıyafetlerimi çıkardım. 20 adet resim ve videoyu Mehmet Çelik’e gönderdim. Ertesi gün bir elbise, bir adet Kuran ile Denizli’deki bir kafede onunla buluşmamı söyledi. Ben bu iki gün içinde psikolojik olarak çökmüştüm. Cinlerden kurtulmak için benimle cinsel ilişki yaşaması gerektiğini söylüyordu. Aparta giderken Leyla da yanımızdaydı.”
Jale ifadesinin devamında çok ağır cinsel istismara maruz kaldı. Mehmet Çelik, dedelerin bedenini ele geçirdiğini söyleyerek farklı kişiliklere bürünüyordu. Jale yaşadıklarından sonra bunalıma sürüklendi ve uzun süre tedavi gördü.
Bu cinsel istismar sürecinde Jale, kendisini Mehmet Çelik’e yönlendiren erkek arkadaşı Hakan’ı defalarca aradı. Ancak telefonlarını açmıyor, mesajlarına yanıt vermiyordu. Soruşturma başladıktan sonra Hakan’ın itiraflarıyla ortaya çıktı. Hakan, babasının arkadaşı olan Mehmet Çelik’e Jale’den ayrılmak istediğini söylemişti. Mehmet Çelik, tuzağı kurmuş ve Hakan’a “Rüya gördüm” diyerek onu bana yönlendir” demişti.
Bu olaylar sırasında Mehmet Çelik’in yanında bulunan ve eşi olarak tanıttığı Leyla, soruşturma sonucu hem mağdur hem sanık oldu.
Leyla 2020 yılında, 21 yaşındaydı ve uykusuzluk sorunu yaşıyordu. Babasının bir arkadaşının aracılığıyla ‘hoca’ olarak bilinen Mehmet Çelik’in yanına götürülmüştü. Burada Leyla’ya cinlerin musallat olduğunu, büyü yapıldığı söyleyen Mehmet Çelik aynı yöntemleri uygulamıştı. Leyla’nın tesettüre girmesini söyleyen Mehmet Çelik, daha sonra istihbaratçı yalanlarıyla tuzağını kurmuştu. O dönem üniversite öğrencisi olan Leyla’nın bir örgüt tarafından kaçırılıp Yunanistan’a götürüleceğini söylüyordu. Bir süre sonra hurafelerle korkuttuğu Leyla’yı imam nikahıyla birlikte yaşamaya ikna etmişti. Resmi nikahlı eşi ve 13 yaşındaki kızı ile yaşadığı evden ayrılan Mehmet Çelik, Leyla ile birlikte aynı köydeki babasının evine taşınmıştı. Ailesinin Leyla’yı buradan alma girişimlerini cin ve büyü yalanlarıyla boşa çıkarttı. Genç kadını, diğer kadınları istismar ettiği ve insanları dolandırdığı tezgahlarında kullandı. Üç kız kardeş ve ailelerinin şikayetçi olmasından sonra Leyla da savcılığa giderek şikayetçi oldu. Mehmet Çelik’in kendisini de istihbarata çalıştığını ve Cumhurbaşkanı’nı koruduğunu söyleyerek kandırdığını ve istismar ettiğini anlattı. Şikayetçi olanlardan çok daha fazla kadın mağdur olduğunu söyledi. Mehmet Çelik’in faaliyetlerine ilişkin delilleri savcılığa sundu. Leyla’dan da şikayetçi olan bazı mağdurlar vardı.
Bilgi ve delilleri toplayan savcılık Mart 2021’de operasyon için düğmeye bastı. Mehmet Çelik tutuklandı. Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık, şantaj, alıkoyma, kendini kamu görevlisi olarak tanıtıp dolandırıcılık, özel hayata ilişkin görüntüleri ifşa etmek, müstehcen yayınların üretiminde çocukları kullanmak suçlamalarıyla dava açıldı. Bu suçları zincirleme olarak işlemesi nedeniyle yüzlerce yıl hapsi istendi. Mehmet Çelik hakkında hazırlanan iddianamede savcı, ‘Badeci Şeyh’ olarak bilinen Uğur Korunmaz hakkında verilen Yargıtay kararını hatırlattı. Mehmet Çelik’in 3 yıldır tutuklu yargılandığı dava karar aşamasına geldi ama kamuoyuna hiç yansımamıştı. Çelik, suçlamaları kabul etmedi.
© Tüm hakları saklıdır.