10 Aralık 2014 16:04
2015 yılı bütçe görüşmelerinde 12 yıllık AKP hükümetlerini eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir büyüme masalıyla 12 yıl bu milleti uyuttular. Rakamları vereceğim, rakamlar yanlışsa Sayın Başbakan desin ki yanlış. Ben de gider ilgili kamu kuruluşuna sorarım. 1946-2002. 43 yılda ortalama büyüme yüzde 5.1. Darbeler oldu, ekonomik krizler, ambargolar oldu. 2003-2014? Ortalama büyüme yüzde 4.7" dedi.
Kılıçdaroğlu, "2008'de kişi başına milli gelir, 10,444 dolar. 2014'ü veriyorum, 10,537 dolar. Kaç lira artmış? 93 dolar. Hangi ekonomi politikasından bahsediyorlar? Hangi yüzle, bu bütçeye oy verin diyorlar. Bütün cumhuriyet hükümetlerinin harcadığı paradan 1 trilyon dolar daha fazla para harcadılar. Ortalama büyüme yüzde 4,7. En son açıklanan çok daha kötü, o bu rakama dahil edilmedi" diye konuştu.
CHP lideri, "Başbakan Yalova'da ağaçlar kesiliyor diye çağrı yaptı. Doğru, haklı. Doğru bulmadığımızı söyledik. Ama ben cevabını verdim. Peki siz neden kaçak saray konusunda konuşmuyorsunuz. Sayın Arınç konuştu 'israf' dedi. En çok sizin konuşmanız lazım. Başbakanlık binazı yapılmak üzere protokol imzalandı ve uygulamaya geçirildi. Başbakanlık binası olarak yapılan binayı hangi gerekçeyle Cumhurbaşkanına teslim ettiniz. Başbakanken yaptı, giderken binayı da götürdü. Kaçak sarayda yolsuzluklar da mevcut. Belediyenin öngördüğü fiyatlarla müteahhide verilen rakamlar arasında büyük farklar var" ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de 2015 yılı bütçe görüşmelerinde konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Bir, bütçenin hazırlanmasında hukuka uyuyor muyuz? İki, bütçenin kullanılmasında hukuka uyuyor muyuz? Nasıl hazırlandığını, harcamaların nasıl yapıldığını sağlıklı değerlendiriyor muyuz?
Değerli arkadaşlar, 2006'dan bu yana, orta vadeli mali program zamanında ilan edildi mi? Edilmedi. Duyurulmadı. Bu yasayı sizler çıkarmadınız mı? Vatandaşın uyması lazım mı, uyması lazım. Hükümetin ayrıcalığı var mı, hayır yok.
Eylül ayının ilk haftasında yayınlanır diyor, bu kadar basit. Yayınlandı mı, yayınlanmadı.
Hükümete soruyorum. Hangi gerekçeyle yayınlanmadı. Eğer makul bir açıklama getirmiyorlarsa parlamentonun itibarıyla oynuyorlar.
İkinci konu. Kullanılması. Bütçeye yüzde 2 ödenek koyuyoruz, Maliye Bakanı için. Olur ya deprem olur, sel olur. Maliye Bakanı müdahale etsin diye. Olması gerekir. Peki ödenek kaç liraydı arkadaşlar? 949 milyon lira. 36 milyar lira kullandılar. Parlamentodan geçen 949 milyon lira, 36 milyar lira kullanıyorlar. Parlamentonun itibarı tartışma konusu olmaz.
Yeni bütçe getirirsiniz, parlamentoya bilgi verirsiniz. Hem kul hakkı yiyeceksiniz, hem hesabını vermeyeceksiniz. Olmaz. Biz doğruyu söylemeyeceğiz de kim doğruyu söyleyecek. Kayıt dışı bütçe var, 36 milyar onlardan birisi. Döner sermaye var. Kaç lira biliyor musunuz? 35 milyar lira. Bu bütçede var mı, yok. Niye yok. Hangi gerekçeyle yok. Siz millete hesabı yeri geldiğinde vermeyecek misiniz? Size yetki veriliyor bütçeyi kullanın diye, babanızın çiftliği gibi kullanamazsınız.
35 milyar lira eski parayla 35 katrilyon lira, bütçenin denetimi dışındadır. Sadece bu mu, hayır. Dernek var , vakıf var, kurumlar var, kuruluşlar var, yardım yapılıyor. Ne kadar yardım yapılıyor, bilmiyoruz. Niye bilmiyoruz? Biz yasama organı değil miyiz? Hesap verilmiyor.
Sonra da burada bütçeyi kabul edeceğiz. Özellikle de TOKİ. Hesabını bilen var mı? Neden çıkadılar bütçeden?
Bütçe bir üçüncü ayağı... Paranın nasıl harcandığını da bilmemiz lazım. Yasalara uygun olarak harcanıyor mu, harcanmıyor mu? Kim denetleyecek, TBMM adına Sayıştay. En nihayet 157 rapor geldi bu sene. Bu raporlarda birden fazla sıkıntı var.
Bu raporlar Sayıştay tarafından kuşa çevriliyor. Sayın Başkan, TBMM adına kamu harcamalarını denetleyen kurum özel bir çalışmayla denetçilerin raporlarını kuşa çeviriyor. Buna engel olun. Buna engel olun. Milletvekillerin denetim elemanlarının raporlarını görme hakkı vardır. Makaslanıyorsa hangi gerekçeyle makaslandığını bilmemiz gerek. Hangi gerekçeyle belli bölümler çıkarılıyor, bilmem gerek.
Eğer Sayıştay'ın üzerinde vesayet, siyasi baskı varsa, TBMM adına sağlıklı denetim yapamaz ve bunun baş sorumlusu Sayın Başkan'dır.
Size örnek... Orman Su İşleri Bakanlığı'nın bütçesi. Milli parkların kiralanmasıyla ilgili büyük olaylar var. Rapor var, Denetim Kurulu'ndan geçiyor, parlamentoya gelecek. Fakat bir karanlık el tekrar devreye giriyor. Aynı kurul raporu yeniden inceliyor, kuşa çeviriyor, bizim önümüze kuruyor. Bunun muhattabı hükümeti değil, Sayın Çiçek soruyorum. Sayıştay'a sahip çıkmayan parlamento.
Sayın Çiçek, hangi gerekçeyle milli parklarla ilgili hangi gerekçeyle ikinci kez komisyona gelip makas yiyor.
Raporların bir kısmındaki ifadeyi aynen okuyorum. Gerekli mali tablolar alınamadığı için denetim yapılamadı. Sayın Başbakan da herhalde duyuyor değil mi, denetim yapamıyoruz diyor Sayıştay.
Hangi gerekçeyle bu mali tablolar denetim elemanına verilmiyor? Hangi gerekçeyle hangi kurumlar hangi tabloları vermedi. Hükümet biliyor.
Sayın Davutoğlu'na birinci sorum. Hangi bakanlıkların mali tabloları denetim elemanlarına ibraz edilmedi, hangi gerekçeyle ibraz edilmedi?
Hükümetin bütçe politikası var mı? Ekonomi politikası var mı? Neyi hedefliyor? Hedefleri göstereceğim.
Hükümet, 12 yıl geçmiş, yapısal reformlardan söz ediyorlar.12 yıldır sanki başka bir iktidar vardı, şimdi yapısal reformlardan söz ediyorlar.
Katma değeri yüksek üretmekten söz ediyorlar, 12 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Ekonomi politikasının temel amacı Türkiye'ye refahı getirmek.
Bir büyüme masalıyla 12 yıl bu milleti uyuttular. Rakamları vereceğim, rakamlar yanlışsa Sayın Başbakan desin ki yanlış. Ben de gider ilgili kamu kuruluşuna sorarım.
1946-2002. 43 yılda ortalama büyüme yüzde 5.1. Darbeler oldu, ekonomik krizler, ambargolar oldu. 2003-2014? Ortalama büyüme yüzde 4.7.
Başbakan istirham ediyorum, bu rakamlar yanlışsa gel söyle. Doğruysa büyüme masalıyla bu ülkeyi aldatmayın. 2008'de kişi başına milli gelir, 10,444 dolar. 2014'ü veriyorum, 10,537 dolar. Kaç lira artmış? 93 dolar. Hangi ekonomi politikasından bahsediyorlar? Hangi yüzle, bu bütçeye oy verin diyorlar.
Bütün cumhuriyet hükümetlerinin harcadığı paradan 1 trilyon dolar daha fazla para harcadılar. Ortalama büyüme yüzde 4,7.
En son açıklanan çok daha kötü, o bu rakama dahil edilmedi.
Vatandaş refah içinde mi? Kredi kartı borçları eğer yanlışsa, Başbakan düzeltir. 2002, hani bu yazar kasanın atıldığı, gecelik faizlerin yüzde 1.500'lerde olduğu dönem. Borç 4,3 milyar liraydı. Ekim 2014, 4 milyar kaça çıkmış? 73,9 milyar liraya çıkmış. Artış yüzde 1604.
Bankalarda tüketici borcu ne vatandaşın. 2002, 2,3 milyar lira. Ekim 2014, 2 milyar 273 milyar liraya çıkmış. Vatandaş borç batağında, nefes alamıyor. Ülkedeki gelişmeleri izleyemiyor. Akşam eve nasıl gideceğim, tencere kaynayacak mı, vatandaşın derdi bu. Bu rakamlar yanlışsa, emin olun çıkacağım özür dileyeceğim. Doğruysa hükümet çıksın bu milletten özür dilesin. Borçtaki artış yüzde 11,954. Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümet yaşatmadı bunu.
Dolar milyarderi sayısı Japonya'dan fazla. Birileri zengin oluyor, birileri malı götürüyor. Ama millet sefalet içinde. Saray'ın bahçesinden bakanlar yeşillik görüyor ama bütün Türkiye böyle değil.
Eğitim sistemi bilgi toplumuna taşınmanın temel şartıdır. Norveç nasıl ileriye gitti, eğitim sisteminde neler yapıldı, bakılmalı. 4+4+4 sistemini getirdik. Hiçbir planda yoktu. Sizlerin içinden değerli arkadaşlarımız kalktı teklif verdi, hiçbiri eğitimci değildi. Eğitim sistemi hallaç pamuğu gibi atıldı. Kendi çocuklarını denek yapan hangi ülke vardır. Yazık günah değil mi bu ülkeye? Bilim insanları var, neden tartışılmıyor?
Mantıklı neyi getirdiniz de biz karşı çıktık? İran bilimsel yayınlarda bizi geçti, bu ayıp bu hükümete yeter. Biz güney kore'den önce otomobil ürettik, şimdi 3 markaları var. Bizi nasıl geçti? Biz eskiden beri ilk 20'nin içindeyiz. 3 ülke atak yapsa ilk 20'den bile çıkabiliriz.
İleri teknoloji sayısı genel imalat içinde düşüyor. hani bizim üniversitelerimiz vardı? Hani bilgi üretiyorduk. Tüketime gelince koşuyoruz, üretime gelince duruyoruz. Ar-Ge'ye yatırım yapan ülkelerden neyimiz eksik. O ülkelerden siyasetimiz eksik. Siz aklın zenginleşmesine karşı çıkan bir hükümetle karşı karşıyasınız.
Neden işsizlik var, hükümet kanadından kimsenin çocuğu işsiz değil. Bunların bir eli yağda bir eli balda. Sorun nerede biliyor musunuz. Sorun Ermenek'teki Recep amcada. Recep amcanın yırtık ayakkabılarında.
Sayın Başbakan size ikinci sorum olsun, bonzai tüketimi neden bu kadar artı. Siz mi teşvik ediyorsunuz? Maneviyatçı diyorsunuz, aile yapısı neden bu kadar sarsılıyor. Uyuşturucu bataklığına Türkiye neden sürükleniyor? Bütçenin hesabını vermiyorlar. Sonra kalkıp başarılıyız diyorlar. Sizin hükümet başarılı değil, kimse kusura bakmasın.
Taşeron işçilik sizin zamanınızda patladı. Örgütlenme sıfır, işçiler patronun iki dudağı arasında. hangi düzenden bahsediyoruz biz. Biz bunları dile getirmeyeceğiz de kim getirecek. Biz ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. İşverenler nasıl örgütleniyorsa, işçiler de örgütlenmeli. Biz ücret sendikacılığına karşıyız. Ama hak aramak için işçilerin örgütlenmesinden yanayız.
Dünaynın en garip işlerinden biri. Hükümet yetkilileri, törenle icra dairesi açtılar. Vatandaşı icraya vericen binayı törenle açacaksın. İnsan utanır. Cezaevi yapımlarına hız verilecek diyor. Bu kadar icralı insan tabi cezaevine gidecek. 2002'den bu yana cezaevlerindeki insan sayısı 3 kat arttı. Cezaevlerinde yer yok. Türkiye'nin gerçeği bu, bu gerçeği neden gözden kaçırıyorsunuz.
Yandaş işadamlarına her türlü övgü sunuluyor. Yandaş şirketlerin tahsil edemediği alacaklar için "Çiftçinin bizden alacağı var, ben bu parayı sana vereceğim. Çiftçiye bu parayı vermeyeceğim" dendi.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez devlet yandaş işadamlarının tahsilatçısı konumuna getirildi. Bir devlet yandaşın tahsilatçısı oldu mu? Hükümetin burada oturacak yeri, yatacak yeri bile yok. Bu kararname oybirliğiyle iptal edildi. hangi gerekçeyle yandaş şirketlerin tahsilatçılığı için devleti tahsikatçı durumuna getirmek istediniz. Bu sizin vicdanınızı hiç sızlatmıyor mu?"
2 Trakya büyüklüğünde alan hangi gerekçeyle ekilmiyor? Milli gelirin yüzde 1'i oranında çiftçiy destek verilir. Şu ana kadar hiç yüzde 1 bulmadı. Hangi gerekçeyle vermiyorsunuz. Bunlar saman ithal ettiler.
Hangi gerekçeyle yaş üzümde 5 liralık fiyatı 2,5 liraya indirdiniz? Mazot mu gübre mi ucuzladı? Narenciye üreticisine sorun 25 kuruşa alıcı bulamıyorlar. manavda 2-2,5 lira. Bu dümen nasıl oluyor. Ben üreticinin hakkını savunmak zorundayım. Benim görevim budur. Eskiden mazotta dünya ikincisiydik. Şimdi birinciliği elde ettik, Norveç'i geride bıraktık. Hangi gerekçeyle bu kadar pahalı mazotu çiftçiye veriyorsunuz. Benzin istasyonlarını vergi dairesine çevirdiniz. Maliye Bakanı vergi dairelerini kapatsın.
Bu ekonominin bir karnesi daha bozuk. Ekonomik Sosyal Konsey. 3 ayda bir toplanacaktı. En son 5 Şubat 2009'da toplandı. Neden toplanıyor. Bir vatadandaş kanuna uymadığı zaman içeri atılıyor, hükümet uymayınca ne yapılıyor. İşçi ve çiftçi perişanken neden toplanmıyor. Davutoğlu "Beni muhatap alın" diyor. Ama kaygılarımız var. Üzerinizdeki siyasi vesayetten kurtulacaksınız.
Sayın Başbakan siyasi vesayetten kurtulun. Davulu boynunuza astılar, tokmak başkasında. Tokmak orada, davul burada olmaz. Türkiye'de çift başlı yönetim olmaz.
Çiftçiye kredi açılacaksa, memura bir avantaj sağlanacaksa açıklayacak olan Başbakandır, Cumhurbaşkanı değil. İki koltuk da boş görünüyor. Böyle şey olmaz.
Sayın Putin geldi, Erdoğan ile toplantı yaptı. Doğalgaz indirimi görüşüldü ve açıklandı. Enerji Bakanı yüzde 6 yetmez dedi. Bu konuda pazarlığı kim yapıyor. Eleştirilerin temel mantığı bulunduğunuz koltuğa sahip çıkın. Müdahale edilmesine izin vermeyin. Yoksa Başbakanlığınız tartışma konusu olur.
Davutoğlu "Kadim şehirlerimizde dikey değil yatay mimariyi geçerli kılacağız" diyor. İstanbul Zeytinburnu'da 16/9 Kuleleri... Sultanahmet Camii'ne bir hançer gibi saplanmış. Eski Başbakan 'Tıraşlamadılar ben de küstüm' dedi. Mahkeme kararı çıktı. Şimdi siz Başbakansınız. Bu dairelerin fiyati 1 ila 4 milyon lira arasında. Sizinle birlikte çalışan Nihat Zeybekçi'nin de burada dairesi var. Onu tıraşlarsanız işte gerçek başbakan diyeceğim. Tıraşlamazsanız kusura bakmayın.
Başbakan Yalova'da ağaçlar kesiliyor diye çağrı yaptı. Doğru, haklı. Doğru bulmadığımızı söyledik. Ama ben cevabını verdim. Peki siz neden kaça Saray konusunda konuşmuyorsunuz. Sayın Arınç konuştu 'israf' dedi. En çok sizin konuşmanız lazım. Başbakanlık binazı yapılmak üzere protokol imzalandı ve uygulamaya geçirildi. Başbakanlık binası olarak yapılan binayı hangi gerekçeyle Cumhurbaşkanına teslim ettiniz. Başbakanken yaptı, giderken binayı da götürdü. Kaçak sarayda yolsuzluklar da mevcut. Belediyenin öngördüğü fiyatlarla müteahhide verilen rakamlar arasında büyük farklar var."
© Tüm hakları saklıdır.