Uzun süre kendisinden söz edilmeyen mübadele, seksenli, doksanlı yıllarda yeniden hatırlandı. Pek çok yazar, sanatçı “Aslında benim ailem de Yunanistan’dan geldi” diyerek kendi göç hikayesini anlattı. Sadece hikayeler anlatılmadı, karşılıklı ziyaretler de düzenlendi. Çünkü 90’lı yıllar Türk toplumunda Kürt sorunu ile birlikte uyanan bir kimlik arayışının da yaşandığı yıllar oldu. Belki de azınlıklara eziyet çektiren çoğunluktan olmak istememenin bir yoluydu köklerini aramak. Tarih ile yüzleşmek açısından Türkiye ve Yunanistan arasında çok fark var. Yunanistan kısa süre sonra kurduğu Küçük Asya Araştırmaları Merkezi çerçevesinde mübadillerin hikayelerini harfi harfine kayda almış. Araştırmacılar köy köy dolaşıp mübadiller ile söyleşiler yaparak, sadece hikayeleri değil beraberinde getirdikleri her objeyi kayıt altına almışlar. Türkiye’de ise sanki sözleşmiş gibi kimse konuşmamış, araştırmamış, biriktirmemiş. Bugün tarihçiler bile mübadeleyi incelemek için Yunanistan’a gitmek zorunda kalıyor. Bu podcast dizisi ile biz kapalı kalan tarihe elimizde kalanlar ile küçük bir kapı araladık.