Kars’ın Hacıveli köyünde yaşayan ve genç yaşında ailesinin işletmesini devralan 24 yaşındaki Hilal Erben, kırsalda üretim yapmaya duyduğu bağlılığı ve bu yolda karşılaştığı zorlukları Dünya Kadın Çiftçiler Günü vesile ile Türkiye İş Bankası'nın düzenlediği toplantıda anlattı.
Çiftçiliği ve hayvancılığı meslek edinme sürecinde aile içi çatışmalardan köyde karşılaştığı önyargılara kadar birçok engelle mücadele ettiğini belirten Hilal, "Bu derenin suyunu içiyorsam bu toprağa minnet borcum var," diyerek kırsalda kalma kararının ardındaki nedeni vurguladı.
Çocukluğundan itibaren kırsalda yaşamış olan Hilal, zorluklar ve emekle geçen bir gençlik sürecini dile getirdi.
"Köyde kalmak istediğimde annem üç yıl benimle konuşmadı."
Hilal Erben
“İlkokul ve ortaokulu köyde okudum, lise hayatım Kars Merkez’de geçti, ama küçüklüğümden beri kendi başımın çaresine bakmayı bilenlerdenim,” diyen Hilal, tüm eğitimini tamamladıktan sonra köyünde üretim yapmaya karar verdi. Bu süreçte ailesinin beklentilerinin aksine kendi yolunu çizmeye çalışan Hilal, köyde kalma kararının ailesi tarafından dahi kolay kabul edilmediğini belirtti:
“Köyde kalmak istediğimde annem üç yıl benimle konuşmadı. ‘Kız olup, köyde ne yapacaksın? Oku, hayatını kurtar’ dedi. Ama ben bu topraklardan kopmak istemedim. Babam bana hep öğretti; bu toprağa minnet borcumuz var, biz bu toprakların üniformasız askerleriyiz. Evet, belimizde silahımız yok ama elimizde yabalarımız var."
Hilal Erben'in konuşmasının tamamını dinlemek için TIKLAYIN
Erben, eğitimini başarıyla tamamlayarak Atatürk Üniversitesi’nde Laborant Veteriner Teknikerliği bölümünden onur öğrencisi olarak mezun olduktan hemen sonra iş hayatına hemen atıldığını söyledi.
Ancak şehirde çalışma fikrini reddedip köyde kalarak hayvancılık yapma kararını verdi.
Babasına ait olan işletmeyi devralarak, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 'Uzman Eller' projesinden aldığı 100 bin TL’lik hibe ile dört simental düve satın aldı. Artık kendi işletmesine sahip olan Hilal, sadece üretim yapmanın ötesinde köydeki kadınları da sürece dahil etmeye karar verdi.
"Bütün çiftçilerin o nasırlı ellerinden öpüyorum."
İl Tarım Müdürlüğü’nün düzenlediği süt hijyeni ve sağım derslerine katılarak kadınların sertifika almalarını destekledi. Ancak çevresinden gelen eleştirilere karşı koyması gerektiğini ifade eden Hilal, "Kendi köyümden insanlar bile ‘Bu kızın çıkarı olmasa böyle şeyler yapmaz’ dedi. Halbuki ben köyümün delisiyim, toprağımın delisiyim,” ifadeleriyle köyüne olan bağlılığını dile getirdi.
Kırsal kesimde karşılaştığı ön yargılarla mücadele eden Hilal, hayvancılığın kadınlar tarafından da yapılabileceğini göstermek için tüm gücüyle çalışmaya devam ettiğini ifade etti. Köyde kadın olarak tek başına hayvancılık yapmanın zor olduğunu belirterek, “Babamın değil, kendi ahırımda çalışıyorum. Elim nasırlı, yüzümde güneş lekeleri var. Bu kadar emek veriyoruz, her şeyin yükünü üstleniyoruz, ama hâlâ ‘Babamın ahırında çalışıyorum’ sanıyorlar. Oysa ben bu mesleği sonuna kadar hak ediyorum,” sözleriyle hem gururunu hem de yaşadığı hayal kırıklığını paylaştı.
Köyde gençlerin kırsalı terk etmesinin nedenlerini sorgulayan Hilal, kırsalda sigorta ve iş güvencesi olmamasının gençlerin motivasyonunu kırdığını ifade etti.
"Köyde iki türlü başarılı olursunuz; ya boyun eğersiniz ya da başkaldırırsınız. Ben köydeki herkese başkaldırdım çünkü bu mesleği görmüyorlardı," diyen Hilal, kırsaldaki gençlere destek verilmesi gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “Bu ülkenin temel taşı köylerdir. Köyde imkanlar göründüğünden çok daha fazla. Sadece görmek isteyen görsün. Biz gençlere inanın; gerçekten üretkeniz ve çabalıyoruz. Yeter ki bir omuz verin.”
Hilal, kırsal kalkınmada gençlerin rolüne vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı:
“Emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Bu ülkenin köylüsü milletin efendisidir; köy hayvancılığı yaşatır. Bütün çiftçilerin o nasırlı ellerinden öpüyorum.”