Jandarma Genel Komutanlığı, bazı haber sitelerinde yer alan "Tayfun Kahraman'a hastanede kötü muamele" şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Komutanlıktan yapılan açıklamada, çeşitli internet haber sitelerinde Tayfun Kahraman'a hastanede kötü muamele şeklinde haberler yer aldığı ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için açıklama yapılması ihtiyacı doğduğu belirtildi.
Açıklamada, Kahraman'ın Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan hükümlü olarak bulunduğu kaydedildi. Kahraman'ın, 28 Ağustos'ta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Polikliniği'nde tedavisi yaptırılmak amacıyla hastaneye sevk edildiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Tüm sevk ve tedavi işlemleri yürürlükteki kanun, yönetmelik ve yönergelere uygun olarak yapılmıştır. Muayene ve sevk faaliyeti süresince adı geçen hükümlünün kelepçesinin sıkılması ve tehdit edilmesi gibi bir olay yaşanmadığı gibi şahısla ilgili herhangi bir darp raporu da bulunmamaktadır. Bahse konu haber ile ilgili olarak ortaya konulan gerçek dışı iddialar kamuoyunu yanıltmaya ve Jandarma Genel Komutanlığının itibarını olumsuz etkilemeye yöneliktir. Asılsız ve maksatlı paylaşım yapanlarla ilgili olarak adli süreç başlatılacaktır."
Meriç Kahraman duyurdu: "Eşim Tayfun Kahraman MS hastalığı kontrolüne giderken kelepçeyle 6,5 saat fiziki zarar verildi
Ne olmuştu?
Gezi davasından 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilen şehir plancısı Dr. Tayfun Kahraman, 2015 yılında ilk teşhisi konulduğundan beri, merkezi sinir sistemini etkileyen MS (multiple skleroz) hastalığıyla mücadele ediyor. Eşi Meriç Kahraman, dün akşam son kontrolüne giderken eşinin kötü muameleye maruz kaldığını söyleyerek yaşananları sosyal medya (X) hesabından duyurdu. Meriç Kahraman konuyla ilgili şunları söyledi:
Tayfun Kahraman'a yapılan "kelepçeli işkenceye" ilişkin eşinden yeni açıklama
"Bugün, 29 Ağustos 2024’te, eşim ve kızımın babası Dr. Tayfun Kahraman MS hastalığı nedeniyle rutin nöroloji kontrolüne giderken, kendisine eşlik eden kolluk güçleri, sabahtan itibaren 6 buçuk saat boyunca, kelepçesini bileklerindeki kan akışını durduracak ve fiziki zarar verecek şekilde niye sıktı? Talimatı kim verdi?
Eşim, zarar gördüğünü söylediğinde inadına kelepçesini daha da sıkarak eziyet etmelerini ve bileklerinin yara içinde kalmasına yol açtıklarından haberiniz var mı?
Yasa ve mevzuat gereği, doktor muayenesinde kolluk güçlerinin bulunması yasak olduğu halde, doktorun ve Tayfun Kahraman’ın hukuku hatırlatıp çıkmalarını istemelerine rağmen muayenehaneden çıkmamalarını talimat alarak mı yaptılar? Yasaları tanımayan bu kişiler, gücünü kimden alıyor?
Bu şahıslar; haksız muamele ve eziyet karşısında tutanak tutulmasını isteyen eşimi tehdit etme cüretini nereden buluyorlar?"
Tayfun Kahraman'a "kelepçeli işkence" yapıldığı açıklamasının ardından, sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldı!
Gerçek Gündem'den Altan Sancar'ın haberine göre, Meriç Kahraman'ın yaptığı açıklamaların ardından, Dr. Tayfun Kahraman'a "kelepçeli işkence" yaptıkları öne sürülen kişiler hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma , Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ise idari soruşturma başlatıldı. Öte yandan Meriç Kahraman, bugün yaptığı paylaşımda eşinin sağlık durumu hakkında yeni bilgiler vererek, Tayfun Kahraman’ın durumunun şu an için iyi olduğunu belirtti. Meriç Kahraman, dün yaşananlar için de şunları ifade etti:
“Arayan, soran herkese teşekkürler, cevap veremediklerim de oldu, bu nedenle bilgilendirmek isterim: Bugün Tayfun ile görüştük. Sağlık durumu şu an iyi. Dün kendisine yapılanı elbette sindirmiş değil, bunu normal karşılayıp ‘olur böyle şeyler’ diyecek değiliz. Kimse de bunu söylemesin. Yaşanan her şeyin tutanağı var, şahitleri var. Soruşturma açıldığına dair haberleri basından bizler de öğrendik. Avukatlarımız takip ediyor. Sonuna kadar da takip edeceğiz. Eşim Tayfun Kahraman'ın özgürlüğü, şahsi bir mesele değil. Hukuk ve adaletin kırıntısı varsa bir gün bile içeride olması bütün ülkeye zulümdür, zarardır. Masumiyetimizi tartıştırmayız, haysiyetimize dokundurmayız, bir adım geri atmayız.”