Spor

Hidayet Türkoğlu'nun eşi: Kafalarda hep bir B planı var; herkes kaçarsa bu ülke kime kalacak?

"Umut ederek beklemeliyiz"

29 Ocak 2017 12:50

Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun eşi Banu Türkoğlu, "Bana 'Bu neyin aklı, en kaotik dönemde ne işin var burada?' diye bakan gözleri görüyorum ama zor zaman diye herkes kaçarsa bu ülke kime kalacak?" dedi. 

"Herkesin kafasında bir B planı var" diyen Türkoğlu, "İnsanlar B planları için bu kadar güç ve çaba harcayacaklarına, Türkiye için ne yapabilirim, nasıl ülkemizi bu durumdan kurtarırız hesapları yapsalar B planına ihtiyacımız kalmayacak! Biz B planına odaklanmış yaşamıyoruz. Umut ederek bekliyoruz"

Sabah'tan Bahar Onat'ın sorularını yanıtlayan (29 Ocak 2017) Banu Türkoğlu'nun açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

- Amerika'da 16 yıl yaşadınız. Buraya dönüş kararı sizin için zor olmadı mı?

- Hidayet "Hadi gidiyoruz" dediğinde, istemedim. Ona "Basketbolu bıraktın ama burada da çok iyi işler yapabilirsin, neden gidiyoruz?" dedim. O bana, "Bir bilgi birikimim var, bunu ülkemdeki insanlara aktarmak ve ülkeme hizmet etmek istiyorum" dedi. Utandım. Bu çok güzel bir amaçtı. O bana bunu dedikten sonra direnmek çok manasız olacaktı. Direnmedim de... Biz de gelmeliydik. Geldik. Güzel bir amaç için buradayız.

- Türkiye'nin zor bir zamanına denk geldiniz üstelik...

- Bana "Bu neyin aklı, en kaotik dönemde ne işin var burada?" diye bakan gözleri görüyorum ama zor zaman diye herkes kaçarsa bu ülke kime kalacak?

- Hidayet Türkoğlu'nun kalbi hep buradaydı zaten değil mi?

- Türkiye'yle bağları hiç kopamadı onun. Hep aklında İstanbul, hep aklında Türkiye, hiçbir zaman Amerikalılaşmadı. Ben oraya gittiğimde yaşım daha küçüktü ve adapte olabilmiştim. Ama yurtdışında yaşayan birinde illa vatan özlemi oluyor. Buraya gelip o havayı solumak istiyor insan. Ama bunu; yemeklerini özlüyorum, boğazı özlüyorum diye basite indirgeyemem. Başka bir şey buraya dair özlem... Yurtdışındayken buranın insanını, hissini, ülkenin kendisini özlüyorsun. Vatana dönmek ayrı bir coşku.

- Eşiniz şimdi federasyon başkanı. Sporcu eşi olmak mı, başkan eşi olmak mı kolaymış?

- Spor hayatı çok kolaymış. Çok planlıydık. Bundan sekiz ay sonra ne olacağını bile biliyorduk. Hangi saatte evde, hangi saatte çıkacak belliydi. Bu pozisyonda öyle bir şey yok. Yani alıştığımızdan farklı bir durum.

 

"Ben de namaz kıldım ve..."

 

- Siz Türkiye'ye döner dönmez 15 Temmuz yaşandı. Siz o geceyi nasıl atlattınız?

- Antalya'daydık. Eşim Cumhurbaşkanı'yla ertesi gün bir açılışa katılacaktı. Hayatımın en kabus gecesiydi. Bir tarihe tanıklık ettik. Çok korktum. Eşim çok soğukkanlıydı, "Hiçbir şey olmayacak, her şeyin üstesinden geleceğiz" dedi. Bir ara gözüm kapıda, o kapı iteklenerek açılır mı? Ben bu korkuları yaşarken, eşim "Sen git yat ve bunları düşünme" dedi. Ben de namaz kıldım ve "Allah'ım uyandığım gün şu andan daha iyi olur" diye yattım.

- Şimdi neler hissediyorsunuz?

- Herkesin kafasında bir b planı var. İnsanlar b planları için bu kadar güç ve çaba harcayacaklarına, Türkiye için ne yapabilirim, nasıl ülkemizi bu durumdan kurtarırız hesapları yapsalar b planına ihtiyacımız kalmayacak! Biz b planına odaklanmış yaşamıyoruz. Umut ederek bekliyoruz. 15 Temmuz'u minimum hasarda atlatmış bir ülke olarak, herhalde pek çok şeyin altından kalkabiliriz, bizi çok daha güzel günler bekliyor.


Söyleşinin tamamı için tıklayın

"
"