Hassan, B'tselem araştırmacılarına ilerleyen günlerde verdiği ifadede "Geçmişte hapishanede 13 yıl geçirdim ama hiç böyle bir deneyim yaşamadım" diyor.
Huriye'ye göre doktorlar mahkumu kurtarmaya çalıştı ancak kısa bir süre sonra öldü.
BM'nin geçen hafta yayımladığı rapora göre "IPS (İsrail Hapishane Hizmetleri) ve mahkum kuruluşlarının yaptığı duyurular "7 Ekim ve 15 Mayıs arasında 17 Filistinli'nin IPS gözetimi altında öldüğüne" işaret ediyor.
Bu arada, İsrail Ordusu'nun hukuk birimi ise 26 Mayıs'ta ordunun gözetimi altındaki 35 Gazzeli mahkumun ölümünün araştırıldığını duyurmuştu.
Sari Huriye, yine herhangi bir suçlama yöneltilmeden salıverildikten sonra Megiddo'da tanık olduklarını anlamlandırmaya çalışıyor.
"Ben bir İsrailliyim. Bir avukatım. Hapishanenin dışındaki dünyayı görmüştüm. İçeri girince bir başka dünya gördüm" diyor.
Vatandaşlığına ve hukukun üstünlüğüne güveninin sarsıldığını söylüyor ve "Bu deneyimden sonra hepsi yıkıldı, gitti" diye konuşuyor.
Filistinli mahkumlara yaygın kötü muamele iddialarını ilgili kurumlara sorduk.
İsrail Ordusu "gözaltındakilerin sistematik eziyete maruz bırakıldığı iddialarını doğrudan reddettiklerini" söyledi.
Açıklamada "Kötü muamele ya da gözaltı koşullarından memnuniyetsizlikle ilgili somut şikayetler, ordunun ilgili kurumlarına iletiliyor ve uygun bir şekilde ele alınıyor" denildi.
Hapishane Hizmetleri ise "Bahsettiğiniz iddialardan haberimiz yok. Bildiğimiz kadarıyla böyle olaylar yaşanmadı" dedi.
7 Ekim'den bu yana İsrail, uluslararası hukukun gerektirdiği gibi Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) Filistinli mahkumlara erişimine izin vermiyor.
Erişimin neden reddedildiğine dair bir açıklama yapılmadı. Ancak İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun hükümeti ICRC'nin Gazze'de tutulan İsrailli rehinelere erişememesine duydukları öfkeyi birçok kez dile getirdi.
İsrail İnsani Haklar Derneği (ACRI), hükümeti "uluslararası hukuka bilerek karşı gelmekle" suçladı.
Geçen hafta, aralarında parlamenterlerin de bulunduğu İsrailli aşırı sağcı göstericilerin, Sde Teiman askeri üssünde Gazzeli bir mahkuma cinsel tacizde bulunmakla suçlanan askerlerin gözaltına alınmasına şiddete başvurarak karşı çıkmasıyla, Filistinli mahkumlara muamele konusunda öfkeli bir tartışma yaşanmıştı.
Protestocuların bir kısmı, İsrail'in aşırılık yanlısı Güvenlik Bakanı İtamar Ben Gvir'in yandaşlarıydı. Gvir, İsrail hapishanelerinin yönetiminden de sorumlu.
Ben Gvir sık sık, bakanlığı döneminde Filistinli mahkumların koşullarının kötüleşmesinden övündü.
Bakan, parlamentodaki bir tartışmada "Benim dönemimde bütün koşulları değiştirdiğimiz için gururluyum" demişti.
B'Tselem'e göre şu anda bildirilen kötü muamele konusunda Ben Gvir ağır bir sorumluluk taşıyor.
Yuli Novak "Bu sistemler İsrail'in gördüğü en sağcı, en ırkçı bakanın eline verildi" diyor.
Novak'a göre 7 Ekim'den sonra İsrail'in mahkumlara muamelesi, ülkedeki ahlaki düşüşün tehlikeli bir göstergesi.
"Travma ve endişe her gün her birimizle. Ancak bunu insani olmayan bir şeye dönüştürmek bence trajik."