Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında, Özel’in açıkladığı müzik listesi üzerine başlayan tartışma, ikilinin yazışmalarıyla tatlıya bağlandı. Ünlü piyanist, Özel'in listesinde yer alan Berlin Filarmoni Orkestrası'nın hangi parçalarını dinlediğini sorgulamış ve bu eleştirisi sosyal medyada geniş yankı bulmuştu.
Say, Özel ile yaptığı yazışmalar sonucu konunun medyada eksik ve hatalı yansıtıldığını belirterek, Özel'in sanat ve sanatçılara olan desteğini vurguladığını ifade etti. Say ayrıca, Özel'in yakın zamanda kendi konserine katılma sözü verdiğini ve ileride yüz yüze bir görüşme planladıklarını duyurdu.
TIKLAYIN - Fazıl Say, Özgür Özel'in en çok dinlediği 15 şarkılık listeyi eleştirdi: Oy potansiyeli malum; "her kesime bir şarkı" listesi olmuş
Fazıl Say, sanatçıların karşılaştığı zorluklara da değinerek, Batı'da ve Türkiye'de yaşanan önyargılarla mücadele etmelerinin yanı sıra, popüler kültürün rüzgarına karşı sanatlarını savunmanın yorucu olduğunu belirtti. Say, özellikle Filistin'deki sivil ölümlerine karşı çıkışının ardından yaşadığı zorluklara ve Türkiye'de müziği geniş kitlelere yayma çabalarına dikkat çekti. Türkiye'de ve dünya genelinde sanatçı olmanın zorluklarına vurgu yaparak, gerçek sanatın ve kültürün korunması gerektiğini vurguladı.
İşte ünlü piyanistin o paylaşımı:
“CHP Genel başkanı Özgür Özel ile dün uzun uzun yazıştık.
Konu tatlıya bağlandı.
Basın eksik ve hatalı aktarmış müzik listesini, bundan kendisi de rahatsızmış, kültür sanata ve sanatçılara verdiği değerden bahsetti, sıkça konserlere gittiğini , ilk fırsatta benim konserime de geleceğini anlattı.
Ben de, kendisini seçimde ilk tebrik edenim, sonuçta konu malum, “kızgın” bir yazı yazmıştım bu müzik konusuna.
Buluşup yüz yüze konuşacağız.
sıkıntı yok.
Anlatacaklarım elbette ki var.
Dostlar;
Şunu anlamanız lazım;
Batıda önyargılar ile karşılaşıyoruz, yetmiyor, kendi ülkemizde de çok fazla yanlış önyargıyla karşılaşıyoruz.
Tüm ömrümüz sanatımızı savunmak, bu fırtınalı popüler kültür karşı rüzgarına. Çok yorucu bu.
Kültür için, biz sanatçılar için çok zor bir yüzyıl, tutunması zor, çok yıpratıcı.
30 yıl önce “Türkiye’de piyano var mı?” Diye soran bir batı önyargısında başladı zorlu yürüyüşüm.
Düşünün ..
Değiştirmediğim Pasaportum , çalışma vizelerim hayatım boyumca “alt sınıfa” sürükledi beni. Onların pasaportunu alsaydım ne kolay ilerlerdi, ısrarla özümde kalmış biriyim.
Dünyada da. Türkiye'de de.
Filistin'de sivillerin öldürülmesine karşıyım deyince anında konserlerim iptal oldu.
Şu dünyada hiç bir sanatçı gık diyemedi bu konuda aylardır.
Bu kadar zor. Ürkütücü…
Türkiye’de müziği, geniş kitlelere yaymak için çok fazla şey yaptım, üreterek, çok çalışarak, binlerce konser, sayısız albüm, şarkılar, genç nesile destek, piyano eserleri, Oratoryolar , senfoniler, bu ülkenin kültür mirasını yaşatmak için, Anadolu'da ve tüm dünyada;
yine de bir yere kadar.
Bu “öteki” olmak,
filanca kesim ,
o kesim bu kesim…
Olmuyor.. Geçit yok..
Çok da sıkıldık ve yorulduk bundan.
Kendi aramızda da maalesef
Koltuk sevdalısı 3-5 vizyonsuz-yeteneksiz, gelir, kıskanır,
suyunu keser.
Bu böyledir.
Bu çetrefil yoldan ilerlerken, çok sık üzüntüler yaşadığımı bilmenizi isterim.
Burada,
Kimsenin umurunda olmayan şeyler yazıyorum.
Anlaşılmadığımı da alttaki yorumlarda okuyacaksınız.
Sonuç:
Ne dünya sanatçısı olmak kolay. Ne de Türkiye’de sanatçı olmak kolay. Çok emek gerekir. Çok “umut” gerekir.
Son olarak
Yunus’un sözü;
“Bilmeyen ne bilsin bizi,
Bilenlere selam olsun”