Alman basını koalisyon ortağı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri Strache'nin adının karıştığı video skandalını, ABD-İran gerilimini ve Google'ın Huawei ile işbirliğini sınırlandırmasını yorumluyor.Avusturya'da Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache’nin İbiza’da kendini bir Rus milyarderin yeğeni olarak tanıtan bir kadına, partisi FPÖ’ye yapılacak bağışlar karşılığında, ülkedeki kamu ihalelerinden pay vermeyi taahhüt ettiği gizli kamera görüntülerinin açığa çıkması sonrası hükümet krizi yaşanıyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung skandalı şöyle yorumluyor:
"(Avusturya Başbakanı) Kurz bu durumu kendi seçmedi, skandal birden bire patlak verdi. Strache’nin ve İbiza’daki iş ortağı Gudenus’un istifası sonrasında koalisyona devam edecek olsaydı kendini koşulsuz bir şekilde FPÖ’ye zincirlemiş olacaktı. Bu durum ise bir sonraki skandalda ona inandırıcı bir ayrılığı nasıl mümkün kılabilirdi? Ancak tekrar tekrar karşımıza çıkan hesaba katması gereken bir nokta var: İbiza’daki görüntülerin arasından kasıtlı olarak Kurz’un sonunu getirebilecek parçaların yayınlanması ya da FPÖ’nün sağ kanadından gelecek provakasyonlar. Kurz sağcıların partneri olduğu dönemin ve onlarla yapılan ittifakın sona ermesi sonrasında da muhalefet partileri SPÖ, Neos ve Yeşiller tarafından daha fazla sevilen bir politikacı haline gelmedi. Erken seçim Kurz açısından partisinin (Avusturya Halk Partisi) oylarını artırması için bir şans."
Oberhessische Presse Avusturya'daki hükümet krizine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Başbakan Kurz koalisyonun sona erdirilmesini 'Artık yetti' diyerek gerekçelendirdi. Konu sadece FPÖ’lü Başbakan Yardımcısı Heinz-Christian Strache’nin karanlık işlerini yoluna koymaya çalıştığını gösteren skandal video değil. Strache büyük bir çabayla tuzağa düşürüldü. Diğer partilerden tüm politikacılar ahlaksız teklifleri sertçe geri çeviriyorlar mı bilmiyoruz. Ancak bu video, karşıtlarıyla uğraşırken gözünü kırpmayan ve bağımsız medyanın sesini kısmak ya da tamamen susturmak isteyen bir partiye ilişkin genel resmin bir parçası. Bu durum Kurz için FPÖ’lü politikacıların pek çok densizliğinden sonra bardağı taşıran son damlaydı."
Badische Zeitung İran ve ABD arasında tırmanan gerginlikte tarafların karşılıklı açıklamalarına ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Karşılıklı sözlü sataşmalar Trump’ın nükleer programını sone erdirmesi için ateş ile tehdit ettiği Kuzey Kore ile yapılan halat çekme yarışını andırıyor. Bunun ardından yaşananlar İranlı sertlik yanlılarını düşündürmeli. 'Roket adam' denilerek alay edilirken, Trump ile buluştuğu için Kim Jong-Un akil bir devlet adamı olarak kutlandı. Durum değişmiyor, Pyongyang nükleer silahlardan arınmanın uzağında. Çok laf az icraat yapıldı. Bu en azından şimdiye kadar böyle oldu."
Rhein Neckar Zeitung ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen hafta Amerikan şirketlerinin "ulusal güvenlik tehdidi teşkil eden" ülkelerden telekomünikasyon ürünleri almasını engelleyen kararnameyi imzalamasının ardından Google’ın Çin merkezli Huawei ile işbirliğini sınırlandırmasına ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Bir kez daha ABD Başkanı giriştiği iktidar savaşının ne ekonomi ne de tüketiciler üzerindeki sonuçlarını umursuyor. Bu durum bir kez daha gösteriyor ki ticari olarak iç içe geçmiş olan dünyamızda yaptırımlar ve ticari kısıtlamalar hiçbir zaman sadece karşı tarafa değil tüm taraflara zarar veriyor."
DW/MY,HT
© Deutsche Welle Türkçe