Spor

Eski Fenerbahçeli Pierre Webo: Türkiye'nin en büyük kulübü Galatasaray

05 Eylül 2023 10:23

Bir dönem Türkiye'de forma giyen Pierre Webo, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe'de de top koşturan Webo, Türkiye'nin en büyük kulübünün Galatasaray olduğunu ifade etti.

Ülkemizde Fenerbahçe, Başakşehir, Ankaraspor ve Gaziantep formaları giyen Pierre Webo, gündeme dair birçok ilginç açıklama yaptı.

Fanatik'e konuşan Webo, dönemin Başkanı Aziz Yıldırım hakkında ilginç, Başakşehir'de yanında çalıştığı Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk hakkında ise iddialı ifadeler kullandı.

Webo'nun açıklamalarının satır başları şu şekilde:

"İyi başlangıç yaptım"

Türkiye'ye geldiğinde ilk olarak İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da oynadın. Türkiye'deki kariyerin harika başladı. İlk maçında Galatasaray'a ikinci maçında Trabzonspor'a gol attın, ardından Fenerbahçe'ye iki gol attın. Nasıl bir motivasyonun vardı? Hedefin Türkiye'deki büyük takımlarda oynamak mıydı?

"Öncelikle başlangıç iyi oldu. Çok iyi bir takım, çok iyi bir ortam ve çok iyi bir hoca vardı. Abdullah Avcı çok iyiydi. Benim için en önemli şey bulunduğum ortamda eğlence ve keyif olması, bununla birlikte futbolcuların iletişimlerinin iyi olması. İBB'de de tüm bu unsurlar vardı. Ben de o ortamda iyi başlangıç yaptım, iyi günler geçirdim. Büyük takımlara da goller attım."

"Baskı kurup hakemleri etkileyebiliyorduk"

Daha sonra Fenerbahçe'ye transfer oldun. Son şampiyonluk sezonunda sen de vardın. Sizler için nasıl bir sezondu?

"Fenerbahçe'deki şampiyonluk sezonunda çok iyi bir takım ve çok iyi oyuncular yoktu aslında sadece çok da iyi, çok da güçlü karakterler vardı o takımda. Volkan gibi, Emre gibi, kendimi de dahil edebilirim bu karakterlere. Maç içerisinde baskı kurabiliyorduk, hakemleri dahi etkileyebiliyorduk çünkü çok güçlü karakterde oyunculardık. Bruno Alves de öyleydi ya da Mehmet Topuz'u örnek verebilirim maç sonralarına, antrenmanlarına köpeğini getiriyordu, eğleniyorduk o sezon. Sadece futbol değildi olay, ortamımız çok iyiydi ve bunlar birleşince şampiyonluk geldi."

"Aziz Yıldırım kaybedince..."

Aziz Yıldırım gibi bir karakterle çalıştın. Onunla unutamadığın bir anın var mı? Şampiyonluk günü, derbi sonraları, olumsuz sonuçlar... Bu tip günlerden sonra neler olurdu?

"Öncelikle Aziz Yıldırım mükemmel bir başkan. Türk futbol yapısını, Türk ekosistemini çok iyi bilen biri. Harika bir insan, her zaman yanımızdaydı. Maçtan önce bizimle konuşurdu, güler, eğlenirdik. Büyük maçlar öncesinde de güldürür, bizi rahatlatırdı, üzerimizden baskıyı alırdı. Aziz Yıldırım çok yardımcı oluyordu herkese. 'Şampiyon olmak için bu maçı kazanmamız lazım' derdi, biz de motive çıkar oynadık. Sadece saha içi değil, saha dışında da mükemmel bir insandı. Zaten Fenerbahçe'de oynuyorsanız maçları kazanmak zorundasınız. Maçları kaybettikten sonra tabii Aziz Yıldırım başkandan önce çok büyük bir taraftardı, büyük tutkusu vardı. Kaybettiğimiz bazı maçlar sonrasında o taraftar kimliğiyle karşısındaki insanı bile öldürmek isteyebilirdi. Ama bunu tutkusundan yapardı, bazı derbiler sonrasında gelir, 'Bu böyle olmaz! Kaybetmemeliyiz, kaybetmemek lazım böyle maçları' derdi. Böylesine mesajları çok net verirdi."

"En iyisi Belözoğlu"

Fenerbahçe'de İsmail Kartal'la da çalıştın. Şu anda İsmail Kartal, Fenerbahçe'nin hocası. Bu sezon Sarı-Lacivertliler'in ligde ve Avrupa'da şansını nasıl görüyorsun?

"O takımla, şuanki takımı karşılamak hiç doğru olmaz. Tamamen farklı yapıda takımlar. Bizim takımımızda çok kaliteli, çok baskın oyuncular vardı. Şu anda da çok kaliteli oyuncular var ama yine de jenarasyon farkı var. Örneğin o dönem bizim takımda Emre Belözoğlu vardı. Türk tarihinin en yetenekli, en iyi oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Mesela onu biriyle kıyaslamam asla doğru olmaz. Takımın kimyası da çok önemli. Bizim kimyamız tutmuştu ve şampiyon olmuştuk. Bu sezon da çok iyi kadro kuruldu. Çok önemli isimler var takımda; örneğin Dzeko... Çok iyi bir forvet, iyi bir karakter. Fenerbahçe'de oynuyorsanız ve şampiyon olmak istiyorsanız maçın başından sonuna kadar savaşmak zorundasınız. Galatasaray ve Beşiktaş da iyi kadrolar kurdu. Genel olarak Türkiye Ligi'nde sadece kalite yetmiyor, şampiyon olmak için, diğer takımlarla baş etmek için savaşmanız gerekiyor."

"Galatasaray, Türkiye'nin en büyük kulübü"

Okan Buruk'la, Başakşehir'de şampiyonluk yaşadın. Ardından Okan hoca geçen sezon Galatasaray'la da şampiyon oldu. Okan hocayı bir teknik direktör olarak nasıl değerlendiriyorsun? Sence Okan Hoca Avrupa'ya gidebilir mi? Orada başarılı olabilir mi?

"Okan Buruk kariyerimde tanıdığım en müthiş insanlardan birisi. Sadece çok iyi bir hoca değil, aynı zamanda mükemmel bir karakter. O kadar iyi bir hoca ki çalıştığı takımlara da bunu yansıtıyor. Her takımını başarılı yaptı. Avrupa'da başarılı olabilecek bir hoca. Ancak kupalar kazanmak için Avrupa'ya gitmesine gerek yok. Yerel kupaları zaten kazanıyor hoca ve Galatasaray. Galatasaray'ın ayrıca 1 Avrupa Kupası da var. Neden daha fazlası olmasın? Sevilla 7 kez kazandı. Okan hoca da bunları yapabilecek bir hoca. Galatasaray'la, Avrupa Kupası kazanabilir. Galatasaray da tırnak içinde söylüyorum bunu maalesef (gülerek) Türkiye'nin en başarılı ve en büyük kulübü."

"Arda Güler için beni aradılar"

Arda Güler, Real Madrid'e transfer olduğunda İspanyollar senin de fikrini sordular. Arda Güler hakkında neler söyledin?

"Arda Güler çok büyük bir yetenek ve çok büyük bir potansiyeli var. Bunu ortaya çıkarmak için de büyük çaba sarf ediyor. Futboldan pek anlamayan birisi bile Arda Güler'i izlediğinde yetenekli olduğunu anlar. Tabii ki İspanya'da yıllarım geçti, hâlâ orayla iletişimim devam ediyor. Oradaki yetkililer, Barcelona ve Real Madrid çalışanları bana Arda Güler'i sordu. Ben de onun çok büyük bir yetenek olduğunu ve gelecekte çok daha iyi yerlere gelebileceğinden bahsettim. Sadece Arda Güler değil, farklı oyuncuları da bana soruyorlar, ben de burayla ilgili bilgileri veriyorum. Ben iyi futbolcunun ya da potansiyeli olan oyuncunun, iyi futbolcularla antrenman yaptığı zaman daha çok gelişeceğini düşünüyorum. Bu anlamda Real Madrid, Arda Güler için çok büyük bir şans. Vinicius da Madrid'e gittiğinde sanırım 17 yaşındaydı, iyi oyuncularla idman yaparak bu günlere geldi. Arda'nın da böyle bir dönüşüm ve gelişim yaşayacağına inanıyorum."

"O gün tüm Türkiye yanımdaydı"

Bir de konuşmak ister misin bilmiyorum ama Başakşehir-PSG maçından bahsetmek istiyorum. O maçta ırkçılık yapıldı hakem tarafından. O gün hakkında neler söylemek istersin?

"Sadece benim için kötü bir gece değildi, bütün insanlık için kötü bir geceydi. Böyle bir olayın içinde bulunduğum için kendimi çok kötü hissediyorum, asla böyle bir olayla gündeme gelmek istemezdim. Dünya gündeminde de bayağı yer aldı ama artık bu ırkçılığa bir son vermemiz gerekiyor. FIFA bu konuda bir şeyler yapıyor, çözmek için uğraşıyor ama bütün insanlık elini taşın altına koymalı. Irkçılık aptal işidir, sadece aptallar böyle aciz duruma düşer. Futbol eğlence işidir, insanların kin ve nefret kusacağı bir alan değildir. Türkiye'de kesinlikle ırkçılık yok, bunu net şekilde söyleyebilirim fakat Avrupa'da zaman zaman yaşanıyor. Son dönemde İspanya'da da yaşandı. Vinicius da ırkçılığa maruz kaldı. Artık buna son verelim. O dönem Okan Buruk hoca ve Göksel Gümüşdağ başkan hep benimle birlikteydi, hep yanımda oldular ve o kötü anları beraber aştık. Takımdaki herkes, hatta Türkiye'deki herkes o an benimle birlikteydi, hep beraber savaştık."

"Çok büyük oyuncular"

Icardi, Dzeko, Aboubakar, Webo... Sıralama yapsan nasıl yaparsın?

"Aralarındaki en kötü isim Webo (gülerek). Aboubakar benim kardeşim, Dünya Kupası'nda Kamerun'u uçurdu. Icardi geçen sezon neler yaptı burada. Dzeko da 3 ay önce Şampiyonlar Ligi finali oynadı. Çok çok büyük oyuncular, çok büyük kariyerler. En kötüsü Webo."