T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Muhtarlar Buluşması'nda konuştu. Konuşmasında, İsrail saldırısı altındaki Filistin ve Lübnan'dan da bahseden Erdoğan, "Gezi olaylarında 1 ay boyunca Taksim'de kamp kuranların hiçbirini Filistin ve Lübnan'da göremedik. Sustular, korktular, İsrail'i desteklemek üzere savunageldikleri tüm değerlerini ayakların altında ezdiler. İsrail hükümetini alkışlamak dışında hiçbir şey yapmadılar" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"10 yıl önce cumhurbaşkanı olarak seçildiğimizde Tük demokrasisi tanıştırdığımız yeniliklerden biri muhtarlar toplantısıydı.
Daha önce muhtar deyince burun kıvıranlar, toplantılarımız sayesinde geç de olsa mecburiyet ve mahcubiyetten dolayı da olsa yaptığımız işlerin gerçek değerini anlamaya başladı.
Bizim için aslolan sonuçtur. Elitist zihniyetin muhtarlarımızda vücut bulan halk iradesi karşısında diz çökmesi hiç kuşkusuz önemli bir kazanımdır. Çünkü muhtar demek millet demektir; sandık, yani demokrasi demektir. Muhtarlar demokrasi binamızın temel yapı taşlarındandır.
Ülkemizde birileri hala anlamasa da milletin teveccühüne mazhar olmak dünyada ulaşılabilecek en şerefli payelerden biridir. İster muhtar, ister meclis üyesi, ister belediye başkanı, ister milletvekili, isterse Türkiye Cumhurbaşkanı olsun, bu durum değişmez.
"Demokrasinin yüzü muhtarla başlar, reis-i cumhurla sona erer"
Demokrasinin halka dönük yüzü muhtarla başlar, devletin başı olan reis-i cumhurla sona erer.
Vatandaşın tercihi ile göreve gelenler ne kadar hürmete layıksa halkın oyuyla seçilmiş olan siz muhtarlarımız da aynı saygıyı hak ediyorsunuz.
"Onlar seçilmenin, halktan oy almanın ne manaya geldiğini idrak edemiyorlar"
Bizim sizinle yakın diyaloğumuzu eleştirenlerin anlayamadığı işte budur. Onlar seçilmenin, halktan oy almanın, milletin emanetini taşımanın ne manaya geldiğini idrak edemiyorlar. Biz bunun emeğini, zorluğunu ve değerini çok iyi biliyoruz. Bunun için de muhtarlarımızın ve muhtarlık kurumumuzun üzerine titriyoruz.
"Hiç kimse benim muhtar kardeşlerimi ezemez"
Bulunduğu yere atanan tüm kamu görevlileri, devletin imkanlarını millete hizmet için kullanmakla mesul ve mükelleftir. Dolayısıyla hangi konumda olursa olsun makamının gücünü kullanarak hiç kimse benim muhtar kardeşlerimi ezemez, hor ve hakir göremez.
Yerel yönetimler dahil bütün kurumlarımızın kapısı muhtarlara açıktır ve öyle olmalıdır.
"Bu fakir eski Türkiye'yi iliklerine kadar yaşamış bir kardeşinizdir"
Ne dediler benim için? Muhtar bile olamaz. Bu manşetleri attılar. E ne oldu? Eski Türkiye'nin tekrar hortlatılmasına izin veremeyiz. Bakınız bu fakir eski Türkiye'yi iliklerine kadar yaşamış, adaletsizliği, hukuksuzluğu, ayrımcılığı bizzat tecrübe etmiş bir kardeşinizdir.
Yarım asrı geçen siyaset yolculuğumuzda pek çok zorluklarla karşılaştık. Halkın seçtiklerine tepeden bakan bürokratik oligarşiyi gördüm. Elistist, seçkinci, halka rağmen halkçılık yapan jakoben zihniyeti gördüm. Türkiye'yi ve Türk demokrasisini paçasından aşağı çeken tüm bu marazlarla mücadele ettim.
"İsrail'i desteklemek üzere savunageldikleri tüm değerlerini ayakların altında ezdiler"
Netanyahu denilen gözü dönmüş caninin elinde Avrupa, ABD, BMGK adeta oyuncak olmuş durumda. Bir tanesi çıkıp 'bu alçaklık' diyemedi. Kadın hakları kuruluşlarının gıkı dahi çıkmadı. Gezi olaylarında 1 ay boyunca Taksim'de kamp kuranların hiçbirini Filistin ve Lübnan'da göremedik. Sustular, korktular, İsrail'i desteklemek üzere savunageldikleri tüm değerlerini ayakların altında ezdiler. İsrail hükümetini alkışlamak dışında hiçbir şey yapmadılar.
Sinvar için başsağlığı mesajı
Sadece örnek mücadeleleriyle değil, şehadetleriyle de destanlaşan Filistin direnişinin tüm önderlerini, mensuplarını, Gazze topraklarını mübarek kanlarıyla sulayan tüm kahramanları bugün bir kez daha selamlıyorum. Filistin'in seçilmiş son başbakanı İsmail Haniye kardeşimden sonra geçtiğimiz günlerde şehit düşen Hamas lideri Yahya Sinvar'a da Allah'tan rahmet diliyorum.
"Ana muhalefetin başını çektiği kimi çevreler bizi, olayları abartmakla itham ediyor"
Biz İsrail yayılmacılığına dikkat çektikçe önlerine konulan onca delile rağmen ana muhalefetin başını çektiği kimi çevreler bizi, olayları abartmakla itham ediyor. Siyonizm tehlikesini her dile getirdiğimizde İsrailli yöneticilerin gösterdiği haritalara bakmak yerine bunun iç politika ile ilgili olduğunu söylemekten utanmıyorlar. İsrail'den daha fazla İsrailcilik yapan, İsrailli yetkililer susarken onlar adına konuşan, onlar adına canhıraş bir şekilde İsrail'i savunan, tabiri caizse mankurtlaşmış bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Bizim siyaset tavrımızda mesele Türkiye olunca iç politika-dış politika diye bir ayrım söz konusu değildir. Muhalefetin gevşekliği, rahatlığı, umursamazlığı bizi alakadar etmez. Onlar rakı masalarında geyik muhabbeti çevirirken biz bölgemizdeki ateşi söndürmenin mücadelesini veriyoruz. Onlar belediyeleri arpalığa dönüştürmenin kavgasına tutuşmuşken biz, bölgemizdeki tehlikelerden ülkemizi nasıl uzakta tutarızın hesabını yapıyoruz.
"Muhalefet de bizim kadar, Cumhur İttifakı kadar istekli olmalı"
Çözüm önerileri noktasında hepimiz aynı düşünmek zorunda değiliz ama meseleleri konuşmak için aynı zeminde buluşmak durumundayız. Sadece istemezük diyerek, eleştirerek bir yere varılamayacağını herkesin görmesi gerektiğine inanıyoruz.
Kuru hamaset yapmanın da öfke diline sarılmanın da doğmamış çocuğa don biçmenin muhalefet dahil kimseye faydası dokunmaz. İç cephemizin güçlendirilmesine dönük attığımız adımlarda muhalefet de bizim kadar, Cumhur İttifakı kadar istekli olmalı, takoz koymak yerine bu çabalara samimiyetle sahip çıkmalı, yapıcı katkıda bulunmalıdır."