Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazi içine yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın kaç odalı olduğu tartışmalarına son noktayı koydu. Erdoğan, "Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapılıyor. Yalanlar.. Sanki burası benim kişisel sarayım. Dünyayı da gezmemiş, bilmiyor. Devlet yönetimi nedir anlamaz. Çünkü SSK’yı nasıl batırdığını bilirsiniz. 1000 odalı değil. Yanlış biliyorsunuz. 1150 küsür odası var" dedi.
Erdoğan, "Ben alışılmış Cumhurbaşkanı değilim. Olmadım, olmayacağım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASKON Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
1,5 yıl içinde darbeci zihniyetler ortada
"Rehavete kapıldığımız anda elimizdeki o kor ateş, yani asil duruş kaybolur. Ekonomide rehavete tahammülümüz yok, milletin kararının devlet iradesine yansıtılmasında rehavete tahammülümüz yok. 1980 müdahalesinin devletin ve milletin üzerinden nasıl silindir gibi geçtiğini biliyoruz. 12 Eylül, 28 Şubat zihniyeti, henüz silinmiş değil. Sadece son 1,5 yıl içinde o darbeci zihniyetin farklı maskeler için nasıl millete ve ülkeye saldırdıklarını gördük, yaşadık.
Son 1,5 yıl için yaşanan bazı hadiseler küçük, önemsiz göstermeye çalışıyor.
Kimi yazarlara, çizerlere, sözüm ona düşünürlere bakın. Yaşanan hadiseleri meşrulaştırmak için tek dil kullandıklarını görüyoruz. Eğer Gezi olayları kontrol edilmemiş, bastırılmamış olsaydı. Sokaklar şiddete teslim olmuş olsaydı acaba bugün Türkiye neredeydi. Dikkat edin bu soruyu sormazlar cevabını vermezler. Ama bu sorunun cevabı mısırda, Ukrayna’da verildi. Mısırda sokak olayları bahane edildi, kanlı bir darbe yapıldı. Ama mısır bunu başardı. Hem seçilmiş cumhurbaşkanı hapse atıldı, hem de binlerce masum katledildi. 18 yaşındaki Esma kurşunlarla şehit edildi. İşte Rabia denen olay kökeni itibariyle bu. Bu hareket bir kenara konulamaz. Binlerce insan Mısır zindanlarında siyasi tutuklu olarak tutuluyor. Bunların demokrasiyle alakaları yok. Bunlara sahip çıkanlarında ne kadar anti demokrat oldukları ortaya çıkıyor. İşte Ferguson işte Arizona olayları. Bizim burada polisimi vatandaşı mı öldürdü, silah mı çekti. Polisi öldürürken, polis kendini savunmayacak mı? İşte sonra o paralel yargı 8 seneye mahkûm ediliyor. Çok art niyetli bir bakışın olduğu dünya.
Yalova'dakiler ağaç değil mi?
Ne dediler, ağaç dediler, Yalova’dakiler ağaç değil mi, Kadıköy’de başlayıp Taksim meydanına gelen zat, oradaki 12 tane ağacın yeri değiştirildi, kesilmedi o ağaçlar. Ama Yalova’dakiler kesildi. Neredesin sen? Nerede o çevreciler, nerede o Taksim'de yürüyenler. Asırlık çınarla ağaçtan sayılmıyor. Neredesiniz tencere tavacılar? Koşun bakalım. ODTÜ’nün en iyi bölümüne restoran yapmak için kestikleri ağaç değil mi? Gezi olaylarında dertleri gerçekten ağaç olsaydı, Yalova için, ODTÜ için, Bakırköy için sokağa çıkarlardı. Sadece biri gerçek niyetlerini açık etmişti. Ne demişti “Mesele sadece ağaç değil, siz hala anlamadınız mı” demişti.
17 ve 25 Aralık operasyonları gayesine ulaşsa bugün Türkiye nerede olurdu? Eğer o girişim başarıya ulaşmış olsa Türkiye nerede olurdu? Dönemin başbakanı ifadesini kullanıyorlardı. Darbe esnasında ve sonrasında muhalefet partilerine bile iletilmişti. Basına da ne manşet atacakları belirlenmişti. Muhalefet partilerinin medyanın üzerinde şantaj baskısı var. Kasetlerin telefon kayıtları tehditleri var. Ben burada cevabını vermek zorundayım.
Böyle bir siyasetçi olabilir mi?
Kılıçdaroğlu hafta içi çıktı, edebe adaba uygun düşmeyecek ifadeler kullandı. Böyle bir siyasetçi olabilir mi? Hem engelli kardeşlerimize hem bize hakaret ediyor. Ancak kaset ve şantaj böyle birini partinin başında tutabilir. Başka türlü normal şartlarda engellilerle yapılan toplantıda “zihinsel engelli” ifadesini kullanan biri o koltukta oturamaz. Böyle bir genel başkanlık da ancak kasetle mümkün olur. Zaten o kaset olmasaydı, bundan genel başkan falan olmazdı. Onları şantajla esir aldılar.
30 Mart’ta 10 Ağustos’ta millet bu oyunu gördü. Diğer parti mensuplarının da bu oyunu göreceğine inanıyorum. Bu malum çevreler bir kampanya yapıyorlar. Derneklerin teşekküllerin hedef yapıldığı iddia ediliyor. ASKON genel kurulunda açık açık ifade ediyorum, vatanına ihanet içinde her yapının gözünün yaşına bakılmaz. Paralel yapı böyle bir yapı, üzerine gittik, gidiyoruz. MGK’da bu kararı aldık.
Alçakça bir yalan
Bütün vakıfların, cemaatlerin hedef alınacağı da alçakça bir yalandan başka bir şey değildir. Hukukun dışına çıkmadığı sürece herkes faaliyetleriniz özgürce yerine getirir.
17-25 Aralık darbe girişimlerinde başarısız olanların hedeflerinden vazgeçmediği ortadadır. Seçim sistemini etkilemeye dönük olarak milli iradeye yönelik girişimler de bu mahiyettedir.
Bizim içimizden de onlara uyanlar çıktı
2010’da 26 maddelik bir anayasa paketi kanunu çıkardık. Maddelerden biri de siyasi partileri kapatmayı önleyecek maddeydi. O zaman muhalefet salonu terk etti. Bizim içimizden de maalesef onlara uyanlar çıktı. 330’u yakalayamadık.
Partilerin kapatılmasının önüne geçmek için paketi hazırlayıp getiren biziz. Buna karşı çıkan CHP, MHP ve BDP, şimdiki adıyla HDP. Bizim içimizden de o zaman bazı ihanet edenler çıktı. Şimdi de onların yerleri belli. Nerede olduklarını biliyorsunuz.
Barajlar kalksın dedik, yanaşmadılar
Barajlar kalksın diyorlar. Onu da teklif ettik. 5’e insin, sıfırlayalım dedik. Ona da yanaşmadılar. Ana muhalefetin başındaki akşam başka, sabah başka. Türkiye’de yalanı en güzel kim söyler diye sordukları zaman vereceğiniz cevap anamuhalefetin başı. Malzeme yok. O yüzden şimdi Cumhurbaşkanı ile uğraşıyor.
Ben alışılmış cumhurbaşkanı değilim, olmayacağım
Bazıları cumhurbaşkanı buna cevap verir mi diyor. Ben alışılmış cumhurbaşkanı değilim. Olmadım, olmayacağım bunu böyle bilinsin.
1150 küsur odası var
Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapılıyor. Yalanlar.. Sanki burası benim kişisel sarayım. Dünyayı da gezmemiş, bilmiyor. Devlet yönetimi nedir anlamaz. Çünkü SSK’yı nasıl batırdığını bilirsiniz. 1000 odalı değil. Yanlış biliyorsunuz. 1150 küsür odası var.
İtibardan tasarruf olmaz
Kendi mimarimizle orada projeyi uyguladık. Bunlarda büyük düşünmek diye bir şey yok. Adımlarımızı büyük düşünerek atıyoruz. İstanbul dendiğinde akla Dolmabahçe gelir, Topkapı Sarayı gelir. Turistlere buraları gösterirler. Cumhuriyete yönelik yaptıklarımızdan acaba ne gösteriyoruz. Bu bir ufuk meselesi. İtibardan tasarruf olmaz. Gelenler gidenler oraya bakıyor.
Cumhurun temsilcileri muhtarlar gelsin
Bu adımlarla beraber ben vatandaşımızı buraya almaya başladım. Ankara Saray’da engelliler köyü var. Bunu biz yaptık 2005’ten sonra. Orayı ziyaret ettik. Demek ki bunu hazmedememişler. Onlar ‘cumhurbaşkanım saray nasıl bir saraydır’ dediler. O zaman ben de ‘Yarın sizi oraya alalım’ dedim. Ertesi gün geldiler, gezdiler, gördüler. Bu hazmedilemiyor. Aynı gün Kültür Sanat ödüllerini verdik. Tüm davetlilere yine orada yaklaşık 500 kişiye orada ikramda bulunduk. Yeni yıllar beraber Türkiye’deki tüm muhtarlarımızı oraya davet edeceğiz binli, ikili gruplar halinde. Cumhurun temsilcileri gelsin kendi sarayını görsün. Burası benim sarayım değil, milletin sarayı. Milletin sarayını hazmedemiyorlar.
İsteseler de, istemeseler de...
Koltukların hesabı var falan diyorlar. Buckingam sarayı restorasyona giriyor. 5 milyar paund. Yaklaşık 7-8 milyar dolar. Bu sarayların sayısı belli mi orada. Buna benzer ne saraylar var. Geçenlerde Türkmenistan’daydık. Astana yüzlercesi ile dolu bunların. Bunlar Türkiye’nin büyümesinin düşmanı. İsteseler de istemeseler de biz Türkiye’yi büyütmeye devam edeceğiz.
Bu mantıkla enflasyon düşmez
Faiz belasından bu ülkeyi kurtarmaya mecburuz. Büyümeyi sağlamak için yatırım yapmamız lazım, üretim sağlamamız lazım. Biz yüzde 63 faizlerde kalsaydık bugün buralara gelemezdik. Bu mantıkla enflasyon düşmez. Faiz enflasyon sebep netice ilişkisidir. Enflasyon sebep değil neticedir. Ama enflasyonu sebep olarak gösterip faizi netice olarak gösteriyorlar. Kimi aldatıyorsunuz ya. Yatırımcı ülke bu faiz oranlarını düşürmeye mecburdur.
4,6’ya geldik faizde. İniyoruz 2’ye doğru falan. O arada Gezi olayları başladı. Bu manidar değil mi. Çünkü Türkiye’nin sıçrayacağını gördüler. Türkiye’de en çok kazanan sektör finans sektörüdür. Bu oyunu biz bozacağız. Eski Türkiye’nin tekelleri tek tek ortadan kalkıyor.
On yıllar boyunca yüzümüzü Ortadoğu’ya dönmemizi engellediler. Ortadoğu’nun tüm zenginliklerini sömürdüler. Biz yüzümüzü oraya döndüğünde eksen kayması, yeşil sermaye dediler, bataklık diyerek üzerimize gelmeye kalktılar.