Dünya Süt Günü nedeniyle Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi yaptığı açıklamada, perakende süt fiyatlarındaki yüksekliğin tüketiciyi kayıt dışı çiğ süt alımına yönelttiğini, kontrol dışı çiğ süt tüketiminin kolera, veba, sıtma, tifo gibi hastalıklara neden olabileceğini belirtti.
Her bireyin günde ortalama iki bardak süt tüketiminin B12, B2 vitamini, kalsiyum, fosfor ve magnezyum gereksiniminin karşılanması için önemli olduğunu belirten Oda, Türkiye'deki süt üretimindeki sorunlara da dikkat çekti.
Ulusal Süt Konseyi tarafından çiğ süt tavsiye fiyatının (15 Kasım 2019 – 31 Aralık 2020 döneminde %3,6 yağlı ve %3,2 proteinli çiğ süt için) 2,30 TL/L olarak belirlendiğini vurgulayan Oda, bu fiyatın market raflarından tüketiciye ulaşana kadar 2-3 katına çıktığını kaydetti.
Fiyatlardaki yüksekliğin tüketicileri kayıt dışı üretime yönlendirdiğini belirten Oda, "Sokakta satılan sütler kayıt dışı olup satın alınmamalıdır. Ambalajsız olarak satılan bu sütlere, dayanma süresinin uzatılması amacıyla kimyasal maddeler katılabilmekte, yağı alınarak su ilave edilebilmekte veya değişik hileli işlemler uygulanabilmektedir. Bu sütler tüketiciye ulaşana kadar soğuk zincir sağlanamadığından mikroorganizma yükü artabilir. Uygun olmayan çiğ süt tüketimi birçok önemli sağlık riskini beraber getirmektedir. Veba, kolera, tüberküloz, sıtma, tifo ve malta humması çiğ sütten geçen çok önemli hastalıklardır" dedi.
Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi süt fiyatları arasındaki farkın düşürülmesinin tüketicinin sağlıklı süte erişimine hizmet edeceğini belirterek şu tavsiyelerde bulundu:
- Süt üreticilerinin bir araya gelmesini sağlayacak teşvikler oluşturulmalı
- Kooperatifler desteklenmeli
- Yerel yönetimler süt ile ilgili süreçlere dahil olmalı, sütün tüketiciye ulaştırılmasında etkili ve sonuca odaklı organizasyonlar planlanmalı.
- Hayvancılık yeniden ayağa kaldırılmalı
"Medyadaki bilgi kirliliği büyük sorun"
Açıklamada kimi basın yayın organlarında spekülatif bilgiler verildiğine de vurgu yapıldı:
"Basın ve yayın organlarında, izlenebilirliğin en yüksek olduğu yayın saatlerinde konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından hiçbir bilimsel temeli olmayan, spekülatif ve bir o kadar da tehlikeli, tüketiciyi yanlış bilgilendirip, yönlendiren "medyatik" birtakım insanlar tarafından işlenmiş sütün tüketilmemesi gerektiği konusunda yoğun çaba sarf edildiği görülmektedir. Gıdada bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi için basın yayın organları bu konu hakkında hassas davranmalıdır. Tüketicinin doğru haber alma hakkının önüne geçecek yanlış uygulamalardan vazgeçilmelidir."