27 Ekim 2024 13:04
T24 Politika
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Sayın Öcalan, hukuki ve siyasi zemin oluşursa Kürt meselesinin diyalogla demokratik bir yolla çözülmesi için her türlü rolü üstleneceğini belirtmişti. Biz de buradan iktidara bu tartışmaları yapan ama ne yapacakları belli olmayan, ne dedikleri belli olmayan sadece söz kuran pratikte herhangi bir gelişmeye sebebiyet vermeyen bu anlayışa diyoruz ki bu meselenin en önemli çözüm ayaklarından birisi, başmüzakerecisi Sayın Öcalan'dır. Açın İmralı kapılarını sayın Öcalan'ın düşünceleri, fikirleri halklarla Türkiye emekçileriyle kendi partisiyle buluşsun" dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin (ESP) TMOOB İnşaat Mühendisleri Odası'nda yapılan 4. Olağan Genel Kongresine katıldı.
Kongrede, HDP eski Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın mesajları okundu. Bakırhan da, yakın zamanda Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret ettiklerini belirterek, selamlarını iletti. Bakırhan, şunları söyledi:
"Hem ülkemizde hem dünyada sistem ciddi bir kriz yaşıyor. Dünyayı tek kelimeyle tanımlar mısınız derseniz bir ‘belirsizlik’ diye tanımlarım. Bu krizi örtmek, pastadan en büyük payı almak için çatışma ve savaşlarla kendilerini ayakta tutmaya çalışıyorlar. Yanı başımızda Orta Doğu'daki savaşı hep beraber izliyoruz. İsrail'in Filistin karşısındaki katliamlarını izliyoruz. Orta Doğu’da savaş ve çatışma iklimi belli ki bir süre daha böyle devam edecektir. Bunun diğer bir sebebi enerji ve ticaret yollarını kontrol altına almak istenmesi. Buradaki gelişmeleri yakınen takip etmek gerekiyor.
Bu kriz ve kaos içerisinde Türkiye iktidarı da rahat durmuyor. Bir taraftan farklı şeyler tartışılırken daha dün Rojava'da onlarca sivil, saldırılarda yaşamını yitirdi. Bu saldırılarla, katliamlarla yol alınmadığının en iyi örneği Rojava'daki gelişmelerdir. Eğer bu saldırılarla bir yol alınsaydı bugün Orta Doğu dünyanın en huzurlu ülkesi olurdu. Dünyanın en zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip, açlık ve yoksulluk içerisinde yaşaması özgürlükten ve demokrasiden yoksun olmasının sebebi Rojava'ya yapılan saldırı gibi tekçi milliyetçi; ötekini, farklı olmayanı kabul etmeyen anlayıştır. Bu saldırıların kimseye faydası yok. Orada tırnak içerisinde terör örgütü yok. Hastaneler bombalanıyor, çocuklara süt üreten fabrikalar yok ediliyor. İktidarı uyarmak istiyorum bu yol değil, çözüm değil. Bir kaos var ama bu kaostan çıkacağız. Bu kaostan çıkış yolunu bu salonlarda, sokaklarda fabrikalarda direnen, mücadele eden halklarla emekçilerle birlikte çözüp mücadeleyle Orta Doğu'nun daha demokratik kardeşçe bir arada yaşadıkları bir Orta Doğu yaratmanın mücadelesini üçüncü yolla birlikte vereceğiz.
AKP ve özellikle MHP Genel Başkanı ve yöneticileri her gün çağrılar yapıp duruyorlar. Bu tartışmaların birçok nedeni var. En önemlisi bugün buradaki mücadelemiz, birliğimizdir. Kısaca hepsinin toplamının çözülmeyen Kürt sorunu olduğunu ve Türkiye'deki mevcut anlayışı yürütemeyecek bir noktaya geldiğini belirtmek istiyorum, asıl sebebi Kürt sorunudur. Bu kriz ve kaostan çıkış yolu Kürt sorunu meselesinin çözülmesidir.
Biz de Kürt ve Türklerin birbirlerini sevme hakkına saygı duyulmasının farz olduğunu düşünüyoruz. Kürt ve Türklerin tarihsel işbirliklerinin çok önemli süreçlere sebebiyet verdiğini ve Türkiye halklarına kazandırdıklarına defalarca şahitlik yaptık. Şimdi bu tarihsel Kürt ve Türk ilişkilerinin demokratik bir anlayışa kavuşması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Kürtlere tanınacak her hakkın Türklerin kaybı olacağı endişesinden artık kurtulmamız gerekiyor. Türk kazandıkça Kürt kazanır. Kürt kazandıkça, Türkiye halkları emekçileri kazanır. Her iki halk kazandıkça Türkiye kazanır.
Biz barışı ve çözümü kimseden beklemiyoruz. Barışı da çözümü de getirecek bir yüzyıldır çözülmeyen Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünü sağlayacak olan bu salondaki gençlerin, kadınların emekçilerin mücadelesidir. Önümüzdeki günlerde bu meseleyi siyasal ikballeri için araçsallaştıran anlayışa karşı barışı toplumsallaştırma gibi büyük bir görev ve sorumluluk önümüzde duruyor.
Geçen gün sayın Öcalan ile milletvekilimiz Ömer Öcalan bir görüşme gerçekleştirdiler. Sayın Öcalan, hukuki ve siyasi zemin oluşursa Kürt meselesinin diyalogla demokratik bir yolla çözülmesi için her türlü rolü üstleneceğini belirtmişti. Biz de buradan iktidara bu tartışmaları yapan ama ne yapacakları belli olmayan, ne dedikleri belli olmayan sadece söz kuran pratikte herhangi bir gelişmeye sebebiyet vermeyen bu anlayışa diyoruz ki bu meselenin en önemli çözüm ayaklarından birisi, başmüzakerecisi Sayın Öcalan'dır. Açın İmralı kapılarını sayın Öcalan'ın düşünceleri, fikirleri halklarla Türkiye emekçileriyle kendi partisiyle buluşsun. Madem çözümden bahsediyorsunuz, çözüm sürecinin de henüz ortada olmadığını belirterek, buyrun açın, Sayın Öcalan çözüm konusunda hukuki ve siyasi zemin oluşturursanız biz de büyük bir rol oynayacağını yüzyıldır pranga olarak Türkiye halklarının ayağına vurulan bu sorunun demokratik yollarla çözüleceğine inanıyoruz." (ANKA)
|
Öne çıkan haberler...TIKLAYIN - İmralı görüşmesinin perde arkası; iki kritik şart ortaya çıktı TIKLAYIN - Kulis: Asgari ücret ve emekli aylığına AKP'nin düşündüğü zam oranı ne kadar? TIKLAYIN - 140 bin dolara 12 dakikalık uzay seyahati TIKLAYIN - İmralı görüşmesinin perde arkası; iki kritik şart ortaya çıktı TIKLAYIN - Son seçim anketinde çarpıcı sonuç: Erdoğan tüm rakipleri karşısında kaybediyor |
© Tüm hakları saklıdır.