Politika

CHP'li Ağbaba: Dünya yapay zekayla uğraşırken siz "Papaz eriği imam eriğine nasıl döner" diye uğraşıyorsunuz

11 Temmuz 2024 14:18

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulu’nda Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ni eleştirdi. Teklifle, öğretmenlerin Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı öğrenci yetiştirme hedefinin kaldırıldığına işaret eden Ağbaba, “Dünya yapay zekayla uğraşırken siz ‘Papaz eriği imam eriğine nasıl döner’ diye uğraşıyorsunuz. Atatürk'ün ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ diye bir anlayışı var ama siz bu anlayışı ortadan kaldırmak istiyorsunuz, siz hurafelere dayandırmaya çalışıyorsunuz, siz sahte, dine zarar veren hoca eliyle eğitimi teslim almaya çalışıyorsunuz. Atatürk geçen her şeyden nem kapıyorsunuz, ürküyorsunuz, korkuyorsunuz Atatürk’ten; bu kadar korkmamanızı dilerim” dedi.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi ile ilgili söz aldı. Konuşmasında AK Parti’nin uyguladığı eğitim eğitim politikalarını eleştiren Ağbaba, eğitimin bilimden uzaklaştırıldığını söyledi.  Ağbaba, kanun teklifinin 5. maddesiyle öğretmenlerin görev tanımlarının değiştirildiğini belirterek, “1739 Sayılı Kanun’da var olan Atatürk inkılap ve ilkelerini ve Atatürk milliyetçiğine bağlı öğrenci yetiştirme hedefini kaldırıyor. Aslında, en başından beri iktidara geldiğinizde bunu biraz gizlemiştiniz ‘Gömlek değiştirdik’ demiştiniz ama bu maddeyle gerçek yüzünüz de ortaya çıkıyor" diye konuştu.  

"Atatürk'ün Millî Eğitim bakanlarına bir bakın, bir de sizin atamış oldunuz bakanlara bakın"

Ağbaba, şunları söyledi:

"Atatürk'ün Millî Eğitim bakanlarına bir bakın, bir de sizin atamış oldunuz bakanlara bakın. Cumhuriyetin yetiştirdiği millî değerlere sahip olan, tek hedefi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak olan bakanlara bir bakın. Bir taraftan Hüseyin Vasıf Çınar, Şükrü Saraçoğlu, Reşit Galip, Mustafa Necati gibi bakanlar var; diğer tarafta, Cumhuriyet ile sorunu olan, tarikatlara kucak açan, karma eğitimi tartışmaya açan ‘tarikat, tarikat’ diyen bakanlarınız var. 

Bir tarafta dünya klasiklerini dilimize kazandıran, çevirilerini yaptıran Hasan Ali Yücel gibi bakanlarımız varken, bir taraftan tarikatlara yakın, vakıflarla protokol imzalayan, kamu taşınmazlarını babaların malları gibi vakıflara veren bakanlarınız var. Bir tarafta dönemin çok ilerisinde eğitim anlayışına sahip olan, Köy Enstitülerini kuran İsmail Hakkı Tonguç gibi efsaneleri varken, bir tarafta istismarcı Millî Eğitim müdürünü ödüllendirerek Şanlıurfa'ya İl Millî Eğitim müdürü atayan bakanlarınız var.

 Bir tarafta Atatürk'ün, Cumhuriyetin yetiştirdiği Aziz Sancar, Nobel Ödülü alan hocalar, Orhan Kemal, Yaşar Kemal gibi halkçı, aydın yazarlar var; bir tarafta da maalesef, Millî Eğitim Bakanlığına tarikat ve cemaat uzantılı hocalar var. Bir tarafta Atatürk'ün kurduğu kurumlarda eğitim almış, cebir konusunda uzmanlığını Arf Teoremi olarak kanıtlayan Cahit Arf gibi hocalar var; bir tarafta ise papaz eriğini imam eriğine çevirme projeleri yapan hocalarınız var. Bir tarafta 1948'de harika çocuk yasasıyla Suna Kan, İdil Biret gibi yetenekli çocuklar için kanun çıkaranlar var; bir tarafta ise 2018'de rektör olması için özel kanun çıkarılan bir Millî Eğitim Bakanınız, Yusuf Tekin’iniz var.

"Bizim tek kurtuluşumuz, tek rehberimiz bilimdir"

Dünya yapay zekâyla uğraşırken siz "Papaz eriği imam eriğine nasıl döner?" diye uğraşıyorsunuz, insanlar uzayla uğraşırken, siz sahte hocalarınızın kerametleriyle uğraşıyorsunuz, insanlar teknolojiyle uğraşırken siz tarikatlarla protokol imzalıyorsunuz. Osmanlı neden yıkıldı, bilir misiniz? Bilimden uzaklaştığı için. Matbaa iki yüz yıl geriden getirildi, biz bu geç gelişmişliğin yüz yıl açığını Atatürk'ün devrimleri sayesinde kapattık fakat diğer yüz yıllık gecikme halen daha kapanmış değil. 

Atatürk'ün ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ diye bir anlayışı var ama siz bu anlayışı ortadan kaldırmak istiyorsunuz, siz hurafelere dayandırmaya çalışıyorsunuz, siz sahte, dine zarar veren hoca eliyle eğitimi teslim almaya çalışıyorsunuz. Bizim tek kurtuluşumuz, tek rehberimiz bilimdir, akıldır. Siz Atatürk’ün adını müfredattan kaldırsanız ne olur, kaldırmasanız ne olur. Siz millî bayramları kutlamayı yasakladınız, andı yasakladınız; şu anda en coşkulu bayramlar olarak kutlanmaya devam ediyor yani silemezsiniz.

"Uyuşturucu artık okulları teslim almış durumda"

"Müfredatta Atatürk ilke ve inkılapları yok; laik, demokratik devlet ilkelerine göre yetiştirme yok. Peki, ne var? "Hayasızlık" "müstehcenlik" gibi subjektif kavramlarla öğretmenleri terbiye etmeye çalışan bir anlayış var. "Ahlaki değerler" deniliyor. Ahlaki değerler nedir? Eğer buradaki kıstas sizin yaşantınıza göre ise, hele hele bu sahte, sahtekar hocalarınızın yaşantısına göre ise ‘veleddalin amin’ demek lazım ve bu nesli maalesef bitirirsiniz.

Bu ülkede kızlı erkekli folklor oynadı diye cezalandırılan, halayların yasaklandığı dönemde müdürler var ve maalesef bu müdürler terfi ettirildi. Türk Anadolu kültüründe, folklorunda kızlı erkekli oyun yok mu, halay yok mu, horon yok mu? Uyuşturucu artık okulları teslim almış durumda ama maalesef uyuşturucuyu önlemek yerine ahlak bekçiliğine indirgeyen bir anlayışla karşı karşıyayız.

‘Cennetten huri denize tükürse o tuzlu deniz bal tadında tatlı olur. Huri başındaki yazmayı sallasa herkes keyfine bayılır. Suriye’de bebekler ölüyor. Bırakın, ölsünler, ne güzel işte, cennete gidiyorlar.  Büyüyünce belki gavur olacaklar, ateist olacaklar. Barbi bebekler insanı tahrik eder ve bu oyuncaklar doğru değildir. Satranç mekruhtur, haramdır, Allah’ın istemediği bir şeydir. İmam Şafii İmam Azam’a edebinden hürmeten dört gün boyunca annesinin karnında kalmış’ diyor.  Bakın, her gün devletten maaş verdiğiniz, koruma verdiğiniz adamlar; bunlar sizin yetiştirmeleriniz, sizin önünü açtığınız maalesef din düşmanı adamlar bunlar. Yoksa bunlara koruma veren siz, bunlara maaş veren siz. Maalesef bu adamları yetiştiren siz ve körpe çocuklarımızı bu sapıklara teslim eden de sizsiniz.

Bu yasayla beraber birkaç şey yapılmak isteniyor. ‘Mülakat kaldırılacak’ dediniz, söz verdiniz ama bir siyasi sahtekarlıkla, üçkağıtçılıkla akademiyi getiriyorsunuz, maalesef mülakatı katmerliyorsunuz. Ve bu akademiyle beraber yine bir sahtekarlık var: 1 Milyonun üzerindeki atanamayan öğretmeni yok ederek yeni akademiyle bir yol izliyorsunuz, bir üçkağıt yapıyorsunuz ve maalesef öğretmenlik okulu mezunlarının da öğretmen olma hakkını elinden alıyorsunuz. Bu bir üçkağıtçılık, bu bir sahtekarlıktır. Seçimde ne söz verdiyseniz tersini yapmaya devam ediyorsunuz. Ama bu mücadele, öğretmelerin mücadelesi sürecek ve inşallah Atatürk'ün yolunda, Atatürk'ün izinde yeni kanunları çıkaracağız."(ANKA)

 

"
"