CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, TBMM Adalet Komisyonu’nda 9. Yargı Paketi’ne ilişkin konuşmasında soyadı düzenlemesini eleştirdi. Bankoğlu, düzenlemenin hukuka, Anayasa'ya, kadın hakları ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek, "Ailelerin derdi soyadı değil; geçim. Siz aile bütünlüğü sağlansın istiyorsanız; üzerinize vazife olmayan işlerle uğraşmayı bir bırakın. Önce üzerinize vazife olan işleri halledin" dedi.
Bankoğlu, TBMM Adalet Komisyonu’nda 9. Yargı Paketi’ne ilişkin yaptığı konuşmada teklifte yer alan soyadı düzenlemesini eleştirdi. Bankoğlu, şunları söyledi:
"Eğer sizin bütünlüğünü korumak istediğiniz aile; aile içi şiddetle, ensestle, cinsel saldırıyla, çocuk istismarıyla, çocuk yaşta evlilikle, dağılmıyor da kadının soyadını kullanmasıyla dağılıyorsa, yok olsun daha iyi. Oysa aile; sevgiye, saygıya, ortak özen ve özveriye, eşitliğe dayalı bir kurumdur. Ayrıca bugün yoksulluk ve ekonomik zorluklar aile içi geçimsizliklerinin en büyük sebebi. Yani, ailelerin derdi soyadı değil; geçim. Siz aile bütünlüğü sağlansın istiyorsanız; üzerinize vazife olmayan işlerle uğraşmayı bir bırakın. Önce üzerinize vazife olan işleri halledin, ülke ekonomisini soktuğunuz çukurdan, milleti mecbur bıraktığınız yoksulluktan bir kurtarın. Eğer aile bütünlüğünü koruma isteğinizde samimiyseniz, ki değilsiniz, ailelerin maddi durumlarını iyileştirirsiniz. Eğer samimiyseniz, ki değilsiniz, yıllardır eş durumundan tayin bekleyen insanları kapı önünde bekletmezsiniz. Eğer samimiyseniz, ki değilsiniz, vergi muafiyetini, 'mazbut vakıf' adı altında ne idüğü belirsiz vakıflara değil, ailelere tanırsınız.''
"Önce üzerinize vazife olan işleri halledin"
Soyadı düzenlemesinin, kadınların özgürlüğünü kısıtlamak olduğunu belirten Bankoğlu, şöyle konuştu:
''Gelelim, çocuğun hangi soyadını kullanacağı meselesine. Evlilik birliği içerisindeki çocuğun soyadı babasının soyadıdır. Daha eşitlikçi ve net bir düzenleme yapılacaksa eğer, bunun da birçok yolu var. Avrupa’daki veya ABD’deki gibi, eşlerden her birine birbirinin soyadını alma veya iki soyadını da beraber aile soyadı olarak seçme hakkı pekâlâ verebiliriz. Ayrıca, bugün evli bir kadın eşinin soyadını alabilecekken, aynı özgürlük erkeğe tanınmamaktadır. İddia ediyorum, bana burada bir taneniz, bu soyadı alma zorunluluğunun neden erkeğe değil de kadına yüklenen bir külfet olduğunu mantıklı bir şekilde açıklayamaz! Kadınların özgürlüğünü kısıtlamak yerine, erkeklere de aynı özgürlüğü versenize.
Derdiniz, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma girişiminizle ince ince döşediğiniz çağdışı ataerkillik. Derdiniz, hukuk. Derdiniz, Anayasa, anayasanın teminatı olan Anayasa Mahkemesi kararları. Derdiniz, sırtınızı dayadığınız üç beş tarikattan gelecek oy! Evlilik sonrası ayrı, boşanma sonrası ayrı, sadece ve sadece kadının uğraşacağı soyadı işlemleri, sizinse bu işlemlerden alacağınız ücretlerse apayrı bir mesele. Evliliğin ve ailenin her türlü külfetini, yasama eliyle kadına yükleyerek; siz değil aileyi korumak, insanları aile kurma fikrinden soğutursunuz.''
"Hukuk bir gün herkese olduğu gibi size de lazım olur"
Bu öneri bir kere eşitliğe, ifade özgürlüğüne, dolayısıyla Anayasamızın 10. maddesine aykırı. Yine, “Aile eşler arasında eşitliğe dayanır,” diyen Anayasa 41’e aykırı. Kararlarıyla bağlı bulunduğumuz, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararına aykırı. Dolayısıyla Anayasa 153’e aykırı. İmzacısı olduğumuz CEDAW madde 16’ya aykırı. Dolayısıyla, Anayasa madde 90’a ayrıca aykırı. Yani, neresinden baksak elimizde kalan bir hukuk garabeti, aykırılıklar paketi. Hesaba katmadığınız veya katmak istemediğiniz şey şu: hukuk bir gün herkese olduğu gibi size de lazım olur.'' (ANKA)