Fakat beğensinler beğenmesinler, dolar zaten ülke ekonomisinde o kadar büyük bir etkiye sahip ki, başka bir sonuca varmak zor gibi görünüyor.
Anlatılanlara bakılırsa, paralarını bahçeye gömenler, duvarlarına gizli bölmeler yapanlar, hatta kombinin içinde saklayanlar var ve zaman zaman birikimlerini bu yüzden talihsiz kazalar sonucu kaybedebiliyorlar.
Bütün bunlar Arjantin'in kökü derinlerde olan yapısal ekonomik sorunlarının sonucu ve bütün kronik hastalıklar gibi bu hale de bir günde gelmedi.
1970'ler ve 1980'lerin travması geri geldi: Hiper enflasyon
Arjantinlilerin dolar saplantısını anlayabilmek için hiper enflasyonun ülke ekonomisini yıkıp geçtiği 1970 ve 1980'lere bakmak gerekiyor.
Kontrol edilemeyen fiyat artışları ücretleri ve tasarrufları bir anda eritince insanlar kendi ülkelerinin para birimine güvenini kaybetti.
Ceplerindeki pesolar o kadar hızlı değer kaybediyordu ki, kimse onları tutmak istemiyordu.
Sıradan bir Arjantinli için bu durumla baş etmenin iki basit yolu vardı. İhtiyaç malzemelerini toptan alıp depolamak veya Amerikan doları almak. Çünkü her ikisi de cebindeki paradan daha değerli kalacaktı.
Arjantin şimdi aynı sorunla yine karşı karşıya. Yıllık enflasyon yüzde 115'i buldu. Bu da yoksulluk sınırının altına düşen insan sayısını inanılmaz artırdı.
2017 yılında Arjantin nüfusunun yüzde 25'i yoksulluk sınırının altında yaşıyordu, şu anda bu oran yüzde 40'a kadar çıktı.
Hükümetlerin dolar talebini kısma girişimleri
Kendisine saygısı olan hiç bir hükümet bu durumun sonsuza kadar sürmesine göz yumamaz diyebilirsiniz. Haklısınız da.
Arjantin hükümetleri de pesoya güveni yeniden oluşturmak için bir çok girişim başlattı. Kimi zaman pesoyu destekledi, kimi zaman piyasada dolar alımını asgariye indirmeye çalıştı. Ama tüm bu girişimler sonunda başarısız oldu.
Bu çabaların en iddialısı 1991'de gündeme getirilen Konvertibilite Planı idi. Bu plan pesonun değerini bire bir dolara eşitliyordu.
Önceki hükümetler para basarak enflasyonu iyice körüklemişlerdi. Fakat bu kez Arjantin Merkez Bankası her bir pesonun karşılığını, kasalarındaki 1 dolarla garanti edecekti.
Böylece insanlara, ellerindeki pesoları istedikleri zaman aynı miktarda dolarla değiştirebilecekleri fikri aşılanarak, bir süre sonra dolara çevirmeye gerek duymayacakları umuluyordu.
Plan bir süre tıkır tıkır işlediyse de başka yan etkilere yol açtı ki, bunlar da 2001-2002 yıllarında yaşanan dev ekonomik çöküntüye sebep oldu.
Kendisini hiç bir esnekliği olmayan bir döviz kuru rejimine kilitleyen Arjantin'in kamu borçları kontrolsüz bir şekilde büyüdü ve pesoyu dolara bağladığı için ekonomi politikasını ABD'ninkine emanet etmiş gibiydi.
Ülkede 10'dan fazla dolar kuru var
Bu krizden sonraki yirmi yıl boyunca Arjantin korumacı sol hükümetlerle kendisini sürükledi.
Bu hükümetlerin pesonun itibarı sorununa yaklaşımı da dolar almayı güçleştirmek oldu.
Şimdi ülkede almak isteyenin kim olduğuna ve niçin almak istediğine göre değişen 10'dan fazla farklı dolar kuru uygulanıyor.
Resmi kur ile bir dolar alabilmek için 287 peso ödemeniz gerekiyor ama bir ay içerisinde sadece 200 dolar almaya izin var ve döviz alımında caydırıcı yüksek vergiler ödeniyor.
Bunun ötesindeki farklı kurlar gerçekten çok karmaşık. Örneğin ülkeye gelen yabancı rock müzisyenleri için özel hazırlanmış bir döviz kuru, şarap ve diğer bazı tarım ürünleri ihracatını teşvik etmek için ayrı bir kur var.
Orca pahalılığına, engellere ve tuhaflıklara karşın Arjantinlilerin dolar talebi düşmüyor. Taksi şöförlerinden otelcilere herkes sunduğu hizmet ya da sattığı mallara karşı dolar almayı tercih ediyor.
Bu durum ülkede doların para birimi haline gelmesini arzulanabilir hatta kaçınılmaz gösteriyor olabilir. Fakat böyle olmak zorunda değil. Arjantin'in güçlü komşusu ve rakibi Brezilya da benzer sorunlarla karşı karşıya kaldı ama farklı bir yol seçti.
Brezilya 1993 yılında Arjantin'in örneğini izleyip parası realin değerini dolara bağladı.
Fakat Brezilya'ya mahsus o ezeli esneklikle realin dolar karşısındaki değerine belli sınırlar içinde dalgalanma imkanı vererek kendisine bir manevra alanı yaratmış oldu.
Diğer ekonomik ve kültürel faktörler de Brezilya lehineydi ve bankalara güvensizlikle dolar arzusu Arjantin'e benzer bir şekilde büyümedi.
Brezilya'da hiç bir esnaf ya da kafe sahibi, isterseniz yalvarın, dolarla ödeme almaz.
Bu günlerde her iki ülke para birimleri de dolar karşısında 1990'lı yıllarda benimsedikleri bire bir kurunun çok uzağında.
Fakat Brezilya'da bir dolar almak için beş real ödüyorsunuz, Arjantin'de ise ne ödeyeceğiniz bile belli değil.
Arjantin dolarizasyona mı gidiyor? Olursa bunu yapan ilk Güney Amerika ülkesi olmayacak. Ekvador 2000 yılında doları para birimi olarak benimsedi ve enflasyonu bu şekilde düşürdü.
Üstelik bunu uygulamak Arjantin ve Brezilya devlet başkanlarının yakınlarda öne sürdüğü diğer öneriden daha kolay olabilir: İki ülkenin, "sur" (güney) ya da "gaucho" (çoban) adlı bir tek para birimine geçmesi.