Almanya Pazartesi günü geniş kapsamlı sınır kontrollerine hazırlanırken İçişleri Bakanı Faeser, sınırlarda uzun kuyrukların oluşmayacağının sözünü verdi. Polis Sendikası ise endişeli.Almanya'nın düzensiz göçe karşı devreye sokma kararı aldığı sınır kontrolleri 16 Eylül Pazartesi başlıyor. Hükümetin aldığı karar, Almanya'nın bir süredir Avusturya, İsviçre, Çekya ve Polonya sınırlarında yaptığı kontrollerin Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Belçika ve Danimarka'yı da kapsayacak şekilde tüm kara sınırlarını kapsayacak şekilde genişletilmesini öngörüyor.
İlgili planı geçen hafta kamuoyuna açıklayan Almanya İçişleri Bakanı Nancy Feaser, plana yöneltilen eleştirileri bir kez daha geri çevirdi. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Bakan, "(Bu planla) Avrupa'ya zarar verecek ulusal anlamda tek taraflı kararlar almıyoruz, aksine komşularımızla yakın iş birliği içinde hareket ediyoruz" ifadelerini kullandı. Bild am Sonntag'a konuşan Bakan, rastgele yapılması planlanan kontrollerin sınırlarda uzun kuyruklara ve tıkanmalara neden olmayacağının da sözünü vererek "uzun kuyruklar değil, mevcut durumun gerektirdiği akıllıca kontroller" taahhüdünde söyledi.
Bakan Faeser ilk etapta altı aylığına öngörülen kontrollerle düzensiz göçün geri püskürtülmesi, kaçakçıların durdurulması, suçluların işinin zorlaştırılması ve İslamcıların tespit edilip durdurulmasının hedeflendiğini ifade etti.
Polis Sendikası'ndan "istifa dalgası" uyarısı
Polis Sendikası ise, Faeser'in aksine kontrollere ilişkin endişeli bir bekleyiş içinde. Daha önce de uygulamaya ilşkin yeterli personel kapasitelerinin olmadığının altını çizen Polis Sendikası'nın (GdP) Federal Polis ve Gümrüklerden Sorumlu Başkanı Andreas Roßkopf, Federal Polis Teşkilatı'nın pazartesiye kadar güçlerini toplamakla meşgul olacağını kaydetti.
Almanya Redaksiyon Ağı'na konuşan Roßkopf, polisin uzun vadede büyük bir yükün altına gireceğine ilişkin uyarıda bulundu. Şimdiden genç polis memurları arasında istifa oranının yüzde 25'i aştığına işaret eden Roßkopf, "Yakında daha fazla polis memurunun hayallerinin mesleğini artık böyle göremeyecekleri tehlikesine" işaret etti.
Ek kontrollerin büyük bir yük olacağı uyarısında bulunan bir başka isim de Federal Hükümetin Polisten Sorumlu Yetkilisi SPD'li Uli Grötsch oldu. Deutschlandfunk'a konuşan Grötsch, halihazırda kontrollerin gerçekleştirildiği iki bin 400 kilometreye, bin 200 kilometrenin daha ekleneceğini belirterek bunun için acilen daha fazla personele ihtiyaç olduğunu kaydetti. Grötsch polislere ayrıca kış koşullarında otoban dinlenme noktaları gibi yerlerde yapılacak kontroller için gerekli ekipmanların sağlanması gerektiğine de dikkat çekti.
Plan üye devletlerin tepkisini çekmişti
Federal Hükümet'in planı, Almanya'nın komşularının yanı sıra diğer AB üyelerinin de tepkisine neden oldu. Polonya Başbakanı Donald Tusk, Almanya'yı "fiilen Schengen'i askıya almakla" suçlarken Yunanistan lideri Kiryakos Mitsotakis de düzensiz göç sorununa, "Schengen bölgesinde serbest dolaşıma getirilen kısıtlamalar" ve "Schengen Antlaşması'nın tek taraflı olarak feshedilmesiyle çözüm bulunamayacağı" yönündeki sözleriyle tepki gösterdi. Avusturya da daha önce Berlin'in planına karşı çıkarak Almanya'nın geri göndereceği kişilerin kabul edilmeyeceğini duyurmuştu.
Muhalefetten toplu geri çevirme çağrısı
Muhalefet ise Federal Hükümet'in planını "yetersiz" olduğu gerekçesiyle eleştiriyor. Ana muhalefet partisi olan Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) lideri Friedrich Merz, sınır kontrollerinin getirisinin değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Bild am Sonntag gazetesine konuşan Merz, "Federal Hükümetten, yıl sonunda aldıkları önlemin gerçekten düzensiz göçle gelen göçmenlerin sayısını belirgin biçimde azaltıp azaltmadığına dair dürüst bir bilanço beklediğini" ifade ederek hemen etkisini gösterecek tek uygulamanın "sınırlar geri çevirmeler" olabileceğini savundu.
Federal Hükümet, CDU ve kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik'in (CSU) talep ettiği Almanya sınırlarında toplu geri çevirme uygulamasına Avrupa hukukuyla bağdaşmadığı gerekçesiyle karşı çıkıyor. Hükümet bunun yerine, Dublin kurallarına göre, başka bir Avrupa Birliği (AB) ülkesinin sorumlu olduğu sığınmacıları sınırda tutarak işlemlerini yapmayı ve mümkün olan en kısa sürede o ülkeye geri göndermeyi planlıyor.
AB ülkelerine iltica hukukunu düzenleyen Dublin Anlaşması'na göre sığınmacılar ilk ayak bastıkları üye ülkede iltica başvurusunda bulunabiliyor.
DW,epd / SÖ,ET
DW Türkçe'ye VPn ile nasıl erişebilirim?