Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel’in yorum sütunlarında saldırıya ilişkin şu
satırları okuyoruz:
"IŞİD ve El Kaide’nin kan izleri turistlerin kaldığı her yerde bulunabilir. İster
Müslüman ister Hristiyan olsun, herkes terörün kurbanı olabilir. Terörün önceliği
yoktur. Terör, yerlisini de yabancısını da, yaşlısını da gencini de vurabilir. Bu
hedefsizlik radikal İslamcı şiddetin bir karakteristiğini oluşturuyor. Zira körükörüne
stratejisi ile ulaşılmak istenen hedef, bomba ve intihar saldırılarının masum insanları
öldürdüğü her yerde kamusal yapıların çökertilmesidir."
Ulusal çapta yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung’un konuya ilişkin
yorumunda ilginç bir bağlantı dikkat çekiyor:
"İstanbul Sultanahmet’teki saldırının iki hedefi vardı: Türkiye ve Almanya. Alman
Tornado keşif uçaklarının görevine başlamasından 4 gün sonra İstanbul’da bir grup
Alman turistin öldürülmesi, bir tesadüf olmaz. Saldırının bir diğer hedefi de Türkiye.
Çünkü Tornado uçakları İncirlik Hava Üssü’nden kalkıyor. Bununla birlikte Türkiye
bir süredir kendini 'İslam Devleti' olarak adlandıran örgütün Suriye sınırından
geçişlerine izin verilmeyeceği açıklamasını ciddiye alıyor. Türkiye’nin büyük
kentlerinde terör, Güneydoğusunda savaş: Ülkedeki şiddet girdabı son altı aydır
derinleşiyor…"
Frankfurter Rundschau gazetesinde ise Türkiye’nin yanlış Suriye politikasının
bumerang gibi dönüp geldiği değerlendirmesi yapılıyor.
"İlk önce IŞİD’i destekleyen, mensuplarını Türkiye’deki hastanelerde tedavi
eden ve
Türkiye-Suriye sınırından geçişlerine göz yuman Türkiye Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın yanlış Suriye politikası, bir bumerang gibi tüm gücüyle dönüp geri
geliyor. Türkiye gerçi 2 milyon sığınmacıyı kabul etti ve bunun yol açtığı sorunlarda
AB tarafından yalnız bırakıldı ve bırakılıyor. Ancak kendisinin de bu sığınmacıların
ülkeye nasıl entegre edileceğine dair herhangi bir konsepti bulunmuyor. Mülteci
kamplarında yaşamayanların çoğu kendi hallerine bırakılmış durumda. Tüm bunlara
bir de ülkenin Güneydoğusunda yeniden iç savaş benzeri bir duruma bürünen PKK
terör örgütü ile çatışmalar ekleniyor. Kendi hatasından dolayı oluşan bu istikrarsızlık
ortamında terör özellikle daha kolay yol alabilir."
Basın turumuzu Magdeburg’da yayımlanan Volksstimme adlı gazetenin turizme
ilişkin yorumu ile noktalıyoruz.
"İstanbul’daki korkunç saldırı, Türkiye’yi tam kalbinden vurdu. Boğaziçi
metropolünün tarihi incileri artık güvende değil. Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan
yapılan uyarıda kalabalık mekanlardan kaçınılması tavsiye edildi. Saldırının turizme
çok yıkıcı etkileri olacak. Bir Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından Rusya’da
birçok turizm şirketi Türkiye’ye seyahat paketi satışını durdurmuştu. IŞİD’in bu yeni
saldırısı ise şimdi de Almanları ve diğer Avrupalıları Türkiye’ye seyahat etmekten
alıkoyacak. AB’nin mülteci krizinde vazgeçilmez ortağı olarak övdüğü ülkenin istikrarı
tehlikede. Güneydoğu’da PKK ile savaş azgınlaşırken, buna bir de sınır komşusundan
gelen radikal İslamcı şiddet eklendi. Terör eğer turizmin ekonomiye olan etkisini
çökertirse, ülkenin üstüne daha fazla karanlık çöker."