Frankfurter Allgemeine Zeitung, IŞİD ile mücadelede Kuzey Irak'taki peşmergelere eğitim ve silah yardımı yapan Almanya’nın şimdi de bölgeye 100 asker gönderme planını irdeliyor:
„Dünyanın en güçlü ordusu ile ona destek veren birkaç ülkenin hava saldırıları dahi teröristlerin dehşet yönetimini çökertemedi. Berlin’de de biliniyor ki çare ancak piyade birliklerinin savaşa sürülmesinden geçiyor. Ancak Batı'da hiç kimse askerini bölgeye göndermek taraftarı değil. Çözüm peşmergelerin eğitimi ve silahlandırılmasında yatmakta. Bu da sadece Kuzey Almanya ya da Güney Danimarka’daki askeri eğitim sahalarında değil, bizzat savaşın hüküm sürdüğü topraklarda da gerçekleştirilmeli. Eğitimler ile güçlenen Kürtlerin IŞİD ile başa çıkacağının garantisi yok. Buna rağmen onlara mümkün olduğunca yardım edilmeli. Onlar yalnızca kendileri ve bazı komşuları için değil aynı zamanda Batı için de savaşıyorlar.“
Aynı konuyu sayfalarına taşıyan Märkische Oderzeitung gazetesinin yaşanan gelişmelere bakışı şu şekilde:
„IŞİD tarafından tehdit edilen insanların, daha fazla katliam, tecavüz, köleleştirme ve kafa kesme olayları yaşanmaması için destek görmeye hakları var. Ancak Alman hükümetinin kartları açık tutması gerekiyor. Savaşan taraflardan birine destek vermek, diğer tarafı karşınıza almak demektir. O halde Almanya bu savaşın içindedir. Bir kez daha… Savunma Bakanı eğitim verecek olan personelin Almanya’nın çıkarları için bölgeye gittiğini ve bu sayede İŞİD’in faal olduğu yerde durdurulabileceğini söylüyor. Ancak gerçek şu ki buna rağmen terör bize ulaşabilir. Ve bu eğitim misyonu yakında pekala farklı hallerde genişletilebilir.“
Rusya’da yaşanan ekonomik kriz ve Ruble’nin değerindeki aşırı düşüş Tagesspiegel gazetesince şöyle yorumlanıyor:
„Almanya’nın Rusya politikasının hedefi hiçbir zaman bu ülkeyi dize getirmek değil, Putin’i farklı bir siyaset izlemeye yönlendirmekti. Hem onun hem de ülkesi Rusya’nın köşeye sıkıştığı zaman nasıl bir tepki vereceğini abartmamak lazım. Ancak sakin bir kafayla bunun üzerinde düşünülmeli. Ukrayna’daki Maydan örneğinde olduğu gibi iktidara karşı bir devrim olasılığı Rusya’da yok denecek kadar az. Rus halkının acı eşiği oldukça yüksek. Sistem içinde, Putin’i bertaraf edip yerine Batı yanlısı değil daha da milliyetçi bir ismi getirebilecek bir darbe daha olası. Tabii ki Putin yeni bir sorun yaratarak ve kendini Rusya’nın büyük savunucusu olarak göstererek, böylesi bir darbenin önüne geçebilir.“
Küba ile Amerika Birleşik Devletleri arasında diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik adımları, Berliner Zeitung gazetesi şu değerlendirme ile okuyucusuna aktarıyor.
„Defalarca sıcak savaşın eşiğine gelinen yaklaşık 55 yıllık soğuk savaşın ardından Amerika Birleşik Devletleri komşusu ile olan ilişkilerini normalleştirmek niyetinde. Büyükelçiler atanacak, karşılıklı ekonomik ilişkiler geliştirilecek. Jimmy Carter ve Bill Clinton’ın da denediği ancak Washington’daki şahinler tarafından engellenen siyaseti Obama mutlu sona ulaştırmak istiyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nı sert bir şekilde eleştirenler de bu durumda onun Nobel Barış Ödülü’nü pek de haksız yere almadığını itiraf edebilirler.“