Potsdam'da yayımlanan Märkische Allgemeine gazetesi Danimarka'nın başkenti Kopenhag'daki kanlı terör saldırısını ‘terörün yeni çehresi' olarak tanımlıyor:
“Kopenhag'daki saldırı terörün yeni bir boyut kazandığını gösteriyor. Artık gözü kararmış silahlı teröristler önceden haber vermeden ve tek başlarına hareket ediyorlar. Kimin, nerede, ne zaman eylem yapacağını kestirecek durumda olmayan güvenlik makamları için tam bir kâbus…. Çok daha ağır saldırılara maruz kalabileceğimizi söylemek yanlış olmaz. Örneğin karnaval geçitlerine saldırıldığında, ‘korkmadan, alıştığımız gibi devam edelim' demek saflık olur.”
Mannheimer Morgen gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:
“Sanki bitmeyen kâbusun yeni bir perdesi gibi. Terör Paris'ten sonra şimdi de Kopenhhag'da esti. Polis, Paris'e özenilen bir saldırı olduğunu söylüyor. Gerçekten de menfur saldırılar arasında benzerlik var. Alman terör uzmanları Charlie Hebdo saldırısını örnek alanların artacağını belirtiyorlar. Paris'teki saldırının ardından Danimarka'da da güvenlik önlemleri arttırılmıştı. Danimarka'ya özgürlüğün ağır bedeli ödetildi. Radikal dinci terör örgütlerinin fanatikleri kışkırtmalarına artık gerek yok. Saldırganlar kendi dürtüleriyle hareket ediyorlar.”
Märkische Oderzeitung özgür ve dışa açık toplumların tehlikede olduğunu vurguluyor:
“Kopenhag'daki iki noktaya saldıran caniler polisin yabancısı değillerdi. Bu bile böylesine gözü dönmüşleri katletmekten alıkoymaya yetmiyor. Daha sıkı denetleme yapılsa ve yasalar sertleştirilse bile bu tür saldırılar önlenemeyecektir. Almanya'nın Braunschweig kentindeki karnaval geçidinin saldırı kuşkusu üzerine iptal edilmesi de hür toplumların ne kadar kolay yara alabileceğini ve güvensizliğin ne çabuklukla bütün bir toplumu sarabileceğini gözler önüne serdi. Bu nedenle Avrupa'da neye izin verilebileceğini, neyin ise yasaklanması gerektiğini oturup konuşmak gerekir. Fikir hürriyeti bu tartışmaya dahil edilemez ve asla pazarlık konusu yapılamaz.”
Süddeutsche Zeitung borç krizindeki Yunanistan'ın alacaklıları karşısındaki talepkar tutumunu eleştirdiği yorumunda ortakları ile Yunanistan arasındaki yardım pokerinin son dakikaya kadar süreceğini yazıyor:
“Yunanistan'ın geleceği açısından son derece önemli bir tarih daha geldi çattı. Atina yönetiminin ay sonunda süresi dolacak olan ikinci yardım programının uzatılması için bugün Euro Bölgesi ülkeleriyle anlaşmaya varması. Anlaşma olmadığı takdirde kriz yönetimi kaosa dönüşür ve Yunanistan'ın temerrüde düşmesi önlenemez. Kulağa dramatik çalınmakla birlikte bu önemli tarihin de beş yıldır öne sürülen ve sonradan kaldırılan tehdit senaryolarından farkı yoktur. 2010 yılında Almanya Başbakanı Merkel, ‘bütçesini düzeltip borcunu nasıl ödeyeceği Yunanistan'ın bileceği iştir', demişti. Üç ay sonra ise Yunanistan'a yüksek faizle borç verilmesine razı olmuştu. Tabii sonradan faiz ödemeleri ertelendi, kredi taksitlerinin vadesi de uzatıldı. Yunanistan şimdi tek kuruş bile ödemiyor. Bu bakımdan Euro Bölgesi'ndeki ortaklarının bugünkü buluşmada azami taleplerinden taviz vermeleri sürpriz olmayacaktır.”