Dünya

10 soruda Avrupa Parlamentosu seçimleri hakkında her şey: Türkiye için neden önemli, aşırı sağ beklenen patlamayı yapacak mı?

Strazburg'daki AP binası / Fotoğraf: T24

08 Haziran 2024 00:00

Avrupa Birliği’nin ana yasama organı Avrupa Parlamentosu (AP), seçimleri başladı. Avrupa Birliği ülkelerinden yaklaşık 400 milyon seçmen, kendilerini Strazburg’da temsil edecek vekilleri seçmek için bu hafta sonu sandığa gidebilecek.

Avrupa’da güçlenmeye devam eden aşırı sağ, başarısını bu seçime de yansıtmak istiyor. Gazze ve Ukrayna’da devam eden savaş, artan hayat pahalılığı ve Avrupa’nın geleceği ile ilgili tartışmalar, seçimin kaderini belirlemede önemli rol oynayacak.

Seçim süreci nasıl işliyor?

Avrupa Birliği’nde 1979’dan bu yana 10. kez AP seçimleri düzenleniyor. Bu hafta sonu yapılan, Britanya’nın AB’den ayrılmasından sonra düzenlenen ilk AP seçimi olacak.

6-9 Haziran arası düzenlenen seçimlerde sandıklar, ilk olarak perşembe günü Hollanda’da açıldı. 9 Haziran’da sandıkların kapanmasından kısa süre sonra ilk sonuçlar duyurulmaya başlanacak.

Bir üye ülkenin AP’de kaç sandalyesi olacağını ülkenin nüfusunun büyüklüğü belirliyor. Örneğin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Malta ve Lüksemburg gibi ülkelerin nizami sayı olan 6 sandalyesi var. Mevcut olarak en kalabalık nüfusa sahip AB ülkesi olan Almanya ise 96 sandalye için seçim yapacak. Eğer Türkiye, AB üyesi olsaydı en kalabalık üye ülke olacaktı ve Almanya ile aynı sayıda sandalyeye sahip olacaktı.

Seçmenler, kendi ülkelerinde partilerin belirlediği listelere oy veriyor. Örneğin İtalyanlar, İtalya’da partilerin belirlediği İtalyan adaylar arasından seçim yapıyor ve bu seçimleri kazananlar Strazburg’da İtalya’ya ayrılan sandalyelerde 5 sene görev yapıyor. Ulusal partiler seçimlere girse de neredeyse tüm vekiller seçildikten sonra AP’de temsil edilen ulusötesi partilere katılıyor.

AP Genel Kurul Salonu / Fotoğraf: T24

Avrupa Parlamentosu’nda hangi gruplar var?

Avrupa Halk Partisi (EPP) grubu - Sıklıkla Hristiyan Demokratlar diye de anılan grup, merkez sağ görüşlere sahip ve mevcut olarak AP’deki en büyük siyasi grup. Grubun üyeleri, Alman Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ve farklı ülkelerde benzer siyasi görüşlere ait partilerin mensuplarından oluşuyor. Nisan sonundaki son oturumda AP’deki 705 sandalyeden 176’sı EPP’ye aitti.

Sosyalist ve Demokratların İlerici İttifakı (S&D) grubu - AP’de son dönem en büyük ikinci grup olan S&D; CHP ve DEM’in ilişkili üyesi olduğu ulusötesi Avrupalı Sosyalistler Partisi’nin (PES) AP grubu. Son genel kurulda 139 sandalyesi olan grubun mensupları, büyük oranda merkez sol görüşlere sahip.

Avrupa’yı Yenile Grubu - Bu grubu çoğunlukla ulusötesi partiler Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) ve Avrupa Demokrat Partisi’nin (EDP) mensupları oluşturuyor. Mevcut olarak 102 sandalyesi bulunan AP’nin en büyük 3. grubu, liberal ve Avrupa yanlısı görüşlere sahip.

Yeşiller/Avrupa Özgür İttifak (Greens/ EFA) - Geçen seçimlerde oy artırarak 72 sandalyeye ulaşan grup çevreci, solcu ve Avrupa yanlısı görüşlere sahip. Grup, iklim değişikliğiyle mücadele politikalarının en yakın takipçilerinden.

Avrupalı Muhafazakârlar ve Reformcular (ECR) - Ulusötesi Avrupalı Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi ve Avrupa Hristiyan Siyasi Hareketi’nin üyelerinden oluşan grup, AB şüphecisi (Eurosceptic) ve aşırı sağcı görüşlere sahip siyasilere ev sahipliği yapıyor. Son dönemde 69 sandalyeye sahiplerdi.

Kimlik ve Demokrasi Grubu (ID) - ID’nin üyelerini çoğunlukla Avrupa’daki aşırı sağcı partilerin kazanan adayları oluşturuyor. Grup, ECR’den daha sert AB şüphecisi tutumlara sahip. Avrupa’da aşırı sağın bayrak tutanlarından Fransız Ulusal Birlik Partisi’nin lideri Marine Le Pen, seçim kampanyasını başlatırken “AB’nin el koyduğu güçlerinizi geri alın” dedi. ID, seçimlerden kısa süre önce Almanya’nın en büyük aşırı sağ partisi AfD’yi ihraç ederek gündeme geldi. Grubun 49 sandalyesi var.

Avrupa Parlamentosu'ndaki Sol Grup (GUE/NGL) - 37 sandalyeli grup, ulusötesi birçok Avrupalı sol partinin bir araya gelmesinden oluşuyor. Grubun görüşleri, çoğunlukla S&D’nin solunda kalıyor.

Euroscepticism nedir?

Avrupa şüpheciliği, Avrupa içinde sıklıkla İngilizce tabiriyle Euroscepticism olarak anılıyor ve bu görüşe mensup kişilere Eurosceptic deniyor. Genellikle Avrupa yanlısı görüşün zıttı olarak sınıflandırılıyor. Euroscepticism şemsiyesi altında çok sayıda görüş bulunuyor. Kendini Eurosceptic olarak tanımlayan içinde direkt olarak AB kurumlarına karşı olanlar da mevcut AB politikaları konusunda kapsamlı reformlar isteyenler de bulunuyor. Yani, bir kişi Eurosceptic olarak tanımlanıyorsa, bu illâki AB’ye tamamıyla karşı oldukları anlamına gelmiyor. Yaygın düşüncenin aksine Eurosceptic’ler sadece sağ parti ve gruplarda değil, solda da bulunabiliyor.

Bu seçimlerin Türkiye için önemi ne?

Avrupa Parlamentosu seçimleri Türkiye’nin aday ülke statüsü sürse de ülkede çok yakından takip edilmiyor. Ancak sonuçlar, AB-Türkiye ilişkilerinde atılması umulan adımlar konusunda önemli rol oynuyor.

Öncelikle şu anda çok uzak bir ihtimal olsa da, Türkiye ve AB’nin tekrar üyelik müzakerelerine başlayıp tüm fasılları kapadığı senaryoda, Türkiye’nin AB’ye katılımı AP’de milletvekilleri tarafından oylanacak.

Daha gerçekçi gündemlere dönersek, Türkiye’nin vize serbestisi alması ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda da AP’nin oynayacak önemli bir rolü var. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp, T24’e yaptığı değerlendirmede konu hakkında şu ifadeleri kullandı:

“AP’nin oyu aşamalı olarak Roma Antlaşması’nda yapılan değişiklerle arttı. Bazı konularda AB Bakanlar Konseyi ile ortak alma mekanizmasına tabiler. Yani AP’nin hayır dediği bir konu, o konuda ortak karar alma prosedürü geçerliyse geçmeyecek. Vizelerin kaldırılması konusu da bu sınıfa giriyor. Şu anda mesela hepimizin üzerinde durduğu Gümrük Birliği’nin güçlendirilmesinin - velev ki bu konuda müzakereler açıldı ve tamamlandı- AP’nin onayı olmadan geçmesi mümkün değil; yeşil ışık almadan yürürlüğe giremez.”

Yani vize serbestisi konusu, Türkiye’nin belirlenen kıstaslardan kalan son altısını da tamamlarsa önce Avrupa Konseyi’ne gelecek. Burada onaylanırsa hayata geçmesi için AP’de mutlak çoğunluğun “evet” demesi gerekecek.

Nilgün Arısan Eralp

Eralp, Ekonomim gazetesinde yayımlanan makalesinde bir detaya daha dikkati çekerek, “2018 sonbaharında görüldüğü gibi, Avrupa Parlamentosu bütçe üzerindeki yetkisi aracılığıyla Türkiye’ye sağlanan ‘Katılım Öncesi Mali Yardım’ fonlarında kesinti yapabiliyor” yazdı.

Kimler oy kullanabiliyor?

Seçimlerde yaş sınırına uyan tüm Avrupa Birliği ülkesi vatandaşları oy kullanabiliyor. Belçika’da oy verme yaşı 16; Almanya, Avusturya ve Malta’da 17, diğer tüm üye ülkelerde ise 18.

Katılım ne seviyede oluyor?

AP seçimlerine katılım genel olarak düşük oluyor. 2019’daki seçime katılım, 2014’teki seçime katılımdan yüzde 8 fazlaydı ancak yine de yüzde 50.7 seviyesinde kaldı.

Ancak Avrupa’da siyasi tartışmaların ateşlenmesiyle AP seçimlerine de katılımın artabileceğine dair işaretler var. AP’nin nisan ayında yayımlanan Eurobarometer araştırmasında Avrupalıların yüzde 71’i oy vermeyi düşündüklerini söyledi.

Ana gündem maddeleri neler?

Avrupa’nın mevcut olarak en önemli gündemlerinden biri Rusya’nın Ukrayna’yı işgali. Bu sebeple savunma ve güvenlik, kampanya sürecinde sık sık gündeme geldi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında parti ve siyasetçilerin sergilediği tutumlar da bir grup seçmenin oy verme davranışında etkili olabilir.

Ekonomi, yaşam pahalılığı, göç, kamu sağlığı, iklim değişikliği ve Avrupa’nın ne yönde ilerlemesi gerektiği de üye ülkeler içinde sıkça tartışılıyor.

AP’nin görevi ne?

AB’nin ana yasama organlarından olan AP, aynı zamanda AB’nin üyeleri halk tarafından seçilen tek kurumu. AP, AB içinde önemli bir denetim rolü oynuyor. Bu sebeple AP, aynı zamanda AB’nin yürütme organı olan Komisyon’un güçlerini dengelemekle de yükümlü. Komisyon’un komiserlerini normal bir ülkedeki bakanlara benzetebiliriz. Komiserlerin tümü, aday gösterildikten sonra göreve gelmek için AP’den onay almak zorunda. AP’nin üçte ikisinin oyu, tüm Komisyon’u istifaya zorlama gücüne sahip. AP, aynı zamanda AB bütçesini denetleyebiliyor.

AP’yi başka parlamentolardan ayıran en önemli şey, milletvekillerinin yasa tasarısı sunma yetkisi bulunmaması. AB’de yasa hazırlama yetkisi olan tek kurum, Komisyon. AP, Komisyon’dan bir yasa hazırlamasını isteyebiliyor.

Bunun dışında AP, kendisi hazırlayamasa da Komisyon’un sunduğu yasa tasarılarını geçirip geçirmemekle yükümlü. Bazı senaryolarda AP’nin ekleme veya çıkarma yapma yetkisi de bulunuyor.

Eğer bir tasarı AP’den geçerse, yasalaşmadan önce AB Konseyi’nin de onayını almak durumda.

AP binasının avlusu / Fotoğraf: T24 

Aşırı sağ korkusu gerçekçi mi?

Bu seçimler sonucunda yüksek ihtimalle AP tarihinin en çok aşırı sağ üyesini içeren parlamentosu seçilecek. Hatta teknik olarak geleneksel sağ partileri bile geçebilirler, ancak bu çok uzak bir ihtimal olarak görülüyor.

Aşırı sağ Avrupa’da güç kazanıyor. Bunun da AP sonuçlarına yansıması sürpriz olmayacak. Ancak mevcut olarak yaşadıkları en büyük zorluk, kendi içlerinde birleşememeleri. Yani yüksek olasılıkla aşırı sağcı siyasetçiler çeşitli gruplara bölünecekler ve etkileri azalacak.

Avrupa’nın en güçlü aşırı sağcı siyasetçisi konumunda şu anda İtalya’nın Başbakanı Giorgia Meloni var. Meloni, görüşlerine rağmen Avrupa siyaseti içinde izole olmadı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, merkez sağ görüşlere sahip olsa bile şu anda görevde kalmak için onun desteğini almaya çalışıyor.

Avrupa’nın bir başka önemli aşırı sağcı figürü olan Fransa ana muhalefet lideri Marine Le Pen, Meloni’ye aşırı sağın bölünmemesi için AP içinde ittifak yapma önerisinde bulundu. Ancak Meloni, bu teklife mesafeli durdu ve partileri aynı şemsiye altına girmedi.

Meloni ve Le Pen

Avrupa’da aşırı sağ, kendi içinde görüş ayrılıkları yaşıyor. Avrupalı ulusal-muhafazakâr ve aşırı sağcılar göç ve yeşil politikaların geriletilmesi konusunda fikir birliğinde olsa da, Ukrayna'ya verilen destek gibi birçok konuda farklı fikirlere sahip.

Bu sebeple aşırı sağın bu dönem yasa geçirme konusunda beklenilen etkiye ulaşamaması, ancak istemedikleri yasaları engellemekte etkili olmaları bekleniyor.

Hollanda’da başlayan seçimlerde çıkış anketleri, aşırı sağın ufak bir farkla da olsa yenilgi aldığını gösterdi. Yeşil-İşçi ittifakı çıkış anketlerine göre rakibi Geert Wilders’ın Özgürlük Partisi’nden daha fazla sandalye kazanacak. Ancak sonuçlara göre Özgürlük Partisi, geçen seçime kıyasla sandalye sayısını ciddi oranda artıracak. Wilders’ın partisi, Hollanda’daki son genel seçimlerde de sandıktan birinci parti çıkmıştı.

Seçimden sonraki süreç nedir?

Seçim tamamlandıktan sonra genel kurul 16-19 Temmuz arasında toplanacak. Bu genel kurulda AP’nin başkanı seçilecek. Daha sonra AP’de daha hararetli bir müzakere süreci başlayacak ve Avrupa Komisyonu başkan adayı belirlenecek. Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen tekrar aday, ancak çıkacak sonuçlara göre koltuğu tehlikede olabilir. Von der Leyen’in aşırı sağla çalışabileceğine dair söylemleri, bazı kesimlerde büyük rahatsızlık yarattı. Sürecin sonunda koltuk, eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı ve eski İtalya Başbakanı Mario Draghi’ye gidebilir.