DİĞER
“Bugünlerde Netflix’e bir senaryo öneriyorsanız kadın başrollü olması ve/veya içinde eşcinsel ya da trans karakterlere yer verilmesi kabul şansını artırıyor ve bu da pozitif ayrımcılığın ‘pozitif’ yüzü elbette. Ancak bugüne kadar ilgi görmüş, beğenilmiş anlatıları alıp sadece erkek kahramanı kadınla değiştirdiğinizde işin rengi pozitif ayrımcılıktan ‘purplewashing’e uzanıyor.”
"1853’e tarihlenen mektubun Tanzimat Fermanı’nın ilanının ve onu takiben gerçekleşen sosyal gelişmelerin övüldüğü giriş bölümünde bir tür tebliğ yapılmaktadır. Comte, Reşit Paşa’ya Pozitivizm İlmihali ve Pozitif Siyaset Sistemi isimli kitaplarını da gönderdiğini söyledikten sonra, Batı dehasına ait saydığı pozitivizmin tüm 'medeni halkların ortak ihtiyacını giderecek çözümler taşıdığını' savunur."
"Banu Özyürek’in öykülerinde bir boşluk motifi durmaksızın yinelenir. Karakterler yaşamayı öğrenmeye, neredeyse her öyküde karşımıza çıkan o meşhur “boşluk”ları doldurmaya çalışırlar."
Şiir, öykü, roman, sosyal bilimler araştırması, karikatür ve fotoğraf olmak üzere altı dalda dokuz isim 2019 Yunus Nadi Ödülleri'ne değer görüldü
Poz'daki metinler, okura defalarca kullanılmış, taşlaşmış söyleyiş biçimlerinin dışında, özgün bir poz verirken, bir yandan da her güçlü edebiyat gibi şunu soruyor: Ne yaşadığınızın farkında mısınız? Neyi yaşam sandığınızın?
İnsanın yurdu, dönemediği, "keşke"si, yuvası, travması, sevinci ve insanoğlunun en saf hâli. En saf olduğu içindir belki çabuk geçisi ve belki de insanın kendinden memnuniyetsizliği, şikâyetidir çocukluğunu özlemesi...
Avcı-toplayıcı toplumlardan bugüne, bereketli-bereketsiz topraklar, soy ve kimlik üzerine yapılan savaşların, olup bitenlerde hiçbir sorumluluğu bulunmayan kurbanlarıdır çocuklar...
© Tüm hakları saklıdır.