DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Türk edebiyatı anı malulüdür. Yusuf Ziya sadece Yahya Kemal’in ibaresiyle ‘bu dar hendese’yi kırmakla kalmaz. Türkçenin en lezzetli sayfalarını yazar. Öte yandan ne kadar değinmese de arkada bir kuşağın çok kayda değer tablosunu, olaylarını kısa vurgularla aktarır geçer. Kitabı boydan boya okuyanlar gene de çok şey öğrenir. Unutulmuş, artık var olmayan bir Türkçenin kıvraklığı, çarpıcılığı cabasıdır."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Tarihi dönemler, siyasi çevreler, şahsiyetler, zaman içinde soyut bir mahiyet kazanır. O dönemlerde yaşananlar ve yaşayanlar, zamanında ne ifade eder bilinmez, şahsiyetlerin her zaman pek çok çeşit olduğu unutulur, bazılarının şimdilerde etrafımızdakilere ne denli benzer olduğu düşünülemez. Hatırat, biyografi okumak bu bakımdan çok ufuk açıcıdır. Bunlara ‘portre’ yazılarını, kitaplarını eklemek gerek..."
Jonathan Safran Foer’in metinlerinde bir olaya gülmek, aynı zamanda o olayı anlamaktır da...
Donald Keene’in Japon edebiyatı, kültürü ve tarihi üzerine eserlerinin Türkçeye çevrilmesi Türkiye’deki Japonya çalışmalarına büyük katkı sağlayacaktır...
28 Kürt aydının, entelektüelin ve siyasetçinin portrelerinin bulunduğu Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler, “Dört ulus-devlet arasında ifraz edilmiş Kürtlüğün parçalanmış zihinsel dünyasını birleştirme ya da aralarında ilişki kurarak bir tarih okuması gerçekleştirme” amacı güdüyor
Sevin Okyay'ın Radikal için yazdığı portrelere yenileri de eklenerek bir kitap hâline geldi: Ara Sıra ve Daima. Kitap vesilesiyle Okyay'la bir araya gelip portreden çeviriye uzanan bir sohbet gerçekleştirdik
Necla Kuglin: Elbette hepimiz “dil/din/ırk/cinsiyet ayrımı” olmadan eşitliğe inanıyorduk. Dahası sosyalizmin, kadını gerçekten eşit ve bağımsız kılacağı tek düzen olduğu inancındaydık. Ama inanmakla uygulamak arasında dağlar kadar fark var
68 Hareketi'nin 50. yılı vesilesiyle hazırlanan Devrimci Portreler kitabında, “erkekliği” yeniden üretmek niye? 68'i erkek yumruğuyla özdeşleştiren bu algıyı kırmak, onu dönüştürmek ihtimali hiç mi gelmedi akıllara?
1993'te henüz 31 yaşındayken yazmak için mimarlığı bırakır. Fiili yapmasa da mimarlık eğitimi onu değiştirmiştir, bunu kendi de ifade eder... Ali Teoman yaşasaydı bugün 56 yaşında olacaktı...
Fatma Tülin'in resimlerinde arzu var. Gözleriyle, ruhuyla yiyor her şeyi; inanılmaz bir iştahla, teniyle resim yapıyor
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.