DİĞER
“Günlük yaşamda bir ses vardır, bilirsiniz, yapmanız ya da yapmamanız gereken şeyleri size fısıldar, bazen kızar, bazen destekler, bazen susar, bazen yorar... ‘Sen dili’ ile bu sesi görünür kılmanın bir yolunu bulmuşum gibi hissediyorum. Bulamadıysam bile yaklaştım ve karşılık vermek için o sesi tanımaya başladım…”
“Kitabı okuduktan sonra damağınıza güvenerek, anlatılan yemek tariflerine birebir bağlı kalmadan, gerek malzemeleri gerekse de pişirme yöntemlerini değiştirerek yeni tatlar keşfetmeniz mümkün. Bu da Samin Nosrat’ın Tuz, Yağ, Asit, Isı isimli kitabını diğer yemek kitaplarından ayıran en önemli özellik...”
"Âşina Yüzler’in Babamın Arkadaşları’ndan farklı bir yanı da, daha haşin, bazen de hırçın bir havada olmasıdır. Sadece iki edebiyatçıya, Orhan Veli ve Sait Faik’e şefkatle yaklaşır. İtiraf etmek lazım ve Orhan Koçak sevinecektir; Âşina Yüzler’de kendini duyuran geçimsizlik, kem göz, izlenimci enerjiyi artırmış, edebi lezzetin lehine çalışmıştır."
Asiye Müjgan Güvenli'nin yazdığı, hapishaneden gerçek hayat hikâyelerini içeren Elinden Kaza Çıkan Kadınlar, Dipnot Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde basılıyor. Kitabın önsözünü ve hikâyelerden birini Tadımlık olarak sunuyoruz...
Nâzım Hikmet’in Münevver Andaç’a yazdığı mektuplar içerisinde yer alan ve daha önce hiç yayımlanmamış iki şiiri: “Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden” ve "D.O".
"Pınar Kür kurguya büyük önem veren ve bunu ilk kitabından başlayarak ustalıkla başaran bir yazar olmakla birlikte, kendini kurgunun arkasına fazlasıyla saklayan bir yazar değildir. Özellikle romanlarında hemen her zaman kendi akranı diyebileceğimiz kişileri yazar. Bu da onun kendi kuşağının dönümlerini tam zamanında yakalamasına yarar."
"Asılacak Kadın hem Melek’i susturma, tabi kılma düzeneklerini ifşa eder hem de tüm bu cinsel, toplumsal şiddetin altında ezilmiş olsa da var kalmaya devam eden iç sese kulak verir. Sadberk’in deneyimi gibi Melek’inkinin de sürekli başka söylemlere tercüme edilerek indirgenmesi karşısında Pınar Kür, Melek’in kolaylıkla tercüme edilemez iç sesine talip olmuştur. Bu sesi tüm kısıtlanmışlıklarıyla ifade edecek bir form arayışı Asılacak Kadın’ın asli arayışıdır."
"XIX. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’da yalnız folklor değil, özgül olarak erotik folklor konusunda kayda değer çalışmalar yapılmaktaydı, örneğin 1883–1911 yılları arasında 11 cildi yayınlanan Kryptádia ve 1904–1913 yılları arasında 10 cildi yayınlanan Anthropophyteia başlıklı diziler gibi."
“Kuvvetli tahaffuz çarelerinden birisi de aşıdır. Çiçek, kolera, tifo, veba, difteri, verem ve kızılın bugün aşıları vardır. Aşılananlar bu hastalıklara yakalanmazlar. Aşı sayesinde eski hükümdarlar gibi zaman zaman icrayi saltanat eden ve birçok insanların ölümüne mucip olan kolera, veba afetleri tarihe karışmıştır. Kızıl, kuşpalazı belki verem de unutulacak."
"Gülşehrî, Ben bu Türkî defterin çün dürmeyem/Parisîçesiyle degşürmeyem' dizeleriyle dille kültür ve milliyet arasında bir ilişki olduğunu ifade eder. 'Türkî' sözcüğündeki 'î' nispet ekidir ve eklendiği sözcüğe aitlik anlamı katar. Yani 'Türkî' sözcüğü 'Türk ile ilgili, Türk’e ait' anlamlarına gelir. Ayrıca bu sözcük Türkçenin yerine de kullanılabilir."
Jonathan Safran Foer’in metinlerinde bir olaya gülmek, aynı zamanda o olayı anlamaktır da...
Yarın Yarın, yayımlandığı tarihte çok ilgi görmesi bir yana, cinsellikle ilgili içeriğine yönelik ithamların aksine ne Seyda’nın ne de Aysel Alsan’ın cinsel özgürleşmesi, bu anlamda bir aydınlanma yaşamasına dair bir şey söyler
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.