DİĞER
“Bir söylediği diğerini tutmayan, her şeyi sadece kendine isteyen, kendi çıkarını düşünen, bilinçli olarak ısrarla yalan söyleyen bir kişiyi sokakta görseniz bile selam vermekten imtina edecekken, onu bir lider olarak konumlandırmak ve kurtuluş gününün onun sayesinde geleceğini düşünmek, güvenilmez anlatıcının sabit değil, akışkan bir tanım olduğunu da göstermektedir bize.”
"Aslında neo-liberal ekonomi tam bir öznellik ekonomisidir ama öznellik burada makinenin tam bir parçası olmak anlamındadır, artık özne-nesne, insan-makine, canlı-cansız ayrımının kalmadığı, makine için var olan bir öznelliktir."
K24'te Haziran ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Sanatçı, hayranı olduğu yazar Johann Wolfgang von Goethe ile adeta bir ruh eşliği kurar. Belki de bu, ikisinin de aynı acıyı çekmesiyle bağlantılıdır. 1774 yılında yayınlanan Genç Werther’in Acıları romanıyla Goethe hem kendi hem de yakın çevresindeki hüzünlü aşklara cümlelerle can verirken, Cornell 1966 yılında yaptığı Genç Werther’in Acıları kolajında aynı derin acıyı çektiğini anlatır."
“Ne okuyorsak onlarla yazıyoruz. Bir kitap okyanusunda sürüklenirken bazen rastlantılarla zaman da kaybediyor olabiliriz; ama okuma serüvenimizi ve bundan doğan yazılarımızı şekillendiren tesadüfler değil, öyleymiş gibi görünürlerken de değil.”
Onyıllardır fizik, matematik, iktisat, tarih, siyaset, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi pek çok alanda kitap yayımlamakta olan ve Boğaziçi’nin atanmış rektörü Naci İnci’nin kararıyla kapatılan Boğaziçi Üniversitesi Yayınları’nın bastığı bazı kitaplar…
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Romanın temel sorunsalı denizle ilgili değildir; denize açılma sahneleri az değilse de olayların çoğu karada yaşanır – adada ya da adacıklarda, bu da kaçınılmaz olarak denizi sık sık karşımıza çıkarır. Bir açık deniz romanı hiç değildir. Yine de deniz bu romanda pekâlâ başrolde sayılabilir. Romanın başkahramanı Axel Borg’u yakından tanımak, ruh halini takip edebilmek için deniz roman boyunca bir hayli rol üstlenir."
"İlhan Sami Çomak’ın şiirlerinde yerler ve zamanlar, dağlarla şehirler, suların dipleri ve üstleri birbirine ulanıyor, çözülüp yeniden bağlanıyor, bitmek bilmez bir hareket halinde. İnsan bu şiirleri durup durup okumayı seviyor."
“Edebiyatımız neden acı çeken, yenik ve yılgın karakterle dolu? Neden bu kadar çok acı çekiyoruz? Edebiyata neden bu kadar acı çektiriyoruz?... Başkalarının bana acımalarını sağlayan acı içindeki benliğim neden benim özbenliğim olsun? Varoluşumun bana özgü yanı, beni ben yapan tarafım illa acımda mı ifade buluyor? Neden sevinçlerim değil de acılarım, pozitif varlığım değil de negatif varlığım daha sahih olsun?”
"Devrim deyince aklımıza eski düzenin yıkılıp yerine yeni düzenin geçtiği sayılı günler geliyor. Ama devrimleri devrim yapan bu birkaç gün değil. Bir düzenin ortadan kalkıp yerini yeni bir düzene bırakması doğal olarak zamana yayılan bir süreç. Eski düzenin tüm kalıntılarının ortadan kalkması, yeni düzenin tüm kurumlarıyla tesis edilmesi uzun olduğu kadar zikzaklı, gelgitli bir süreç aynı zamanda. Aynı bu romanda gördüğümüz gibi…"
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2020 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2020’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği… Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. Sonuçta, 2020’nin kitaplı bir panoraması çıktı ortaya…
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.