DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Eprime, Selim İleri için bir eskimenin, yıpranmanın, yani dünün yarın karşısında silinmesinin kelimesi değil, bugünün dünü yormasının, kağşatmasının temsilidir. Bugünün dalgası daima geçmişin kumsalını silmektedir. Türkiye’deki hafıza yapılanmasını anlayabilmek için Selim İleri’nin çok daha yakından incelenmesi gerekiyor, bence buna şüphe yok.”
“Alabuga’da Ölmek’in Marina’sının bir yanıyla tepeden tırnağa gerçek, bir yanıyla da bir roman kahramanı olduğunu unutmadan romanı düşünmek gerek. Duygusal coşkusu yüksek bu metin, okuruna yeryüzünden trajedisiyle geçmiş bir şairi döneminin koşulları içinde anlatırken, ona yaklaşma biçimi, dili, anlatımı, üslubuyla yazarını da örtük biçimde romana dahil eder.”
“Erdal Alova’nın ‘birinci çoğulu’ sadece gramatik bir kategoriye değil, aynı zamanda bu ‘biz’in içsel çoğulluğuna, düzleştirilmezliğine işaret ediyor. Destanın ve Sosyalist Gerçekçiliğin farklılaşmamış ‘halk’ (veya ‘sınıf’) düşüncesiyle Negri ve Hardt’ın ‘çokluk’u arasında bir yerde duruyor bu çoğulluk, ikincisine daha yakın."
“Has edebiyat en kapsamlı özetin bile anlatmaya yetmeyeceği, yerini başka hiçbir metnin tutamayacağı yaratımların diyarıdır. Kavramlarımız ise, mutlaklaştırmaksızın ve fazla bel bağlamaksızın, düşünceye yol yordam sağlayabilecek birer gereç. Diyeceğim, makro ya da mikro düzlem yapıtı olmak genel bir değer ölçütü değil, yapıtla ilişki kurmada yol açıcı olabilecek gereçlerden biri, nihayet bir bakış açısıdır.”
“Céline vakasını nereye koyacağız? İnsanı düşünmek, onu bir bütün olarak, karanlık ve aydınlık taraflarıyla mı düşünmektir? İnsanda ve eserde her şey bir arada var olur, iç içe geçer, etkileşime girer mi? Yazarı, politik düşünen insandan ayırmak mümkün müdür? Céline neden hâlâ insanların aklını bu kadar meşgul ediyor ve bölüyor?”
K24'te Ekim ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
K24'te Eylül ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Tarzları ve coğrafyaları farklı iki öykü kitabı: Tuğba Çelik’in Yolda Ansızın’ı ile Yedi Boş Ev, Samanta Schweblin’den. Birinin başlığında ev, birininkinde yol geçse de yollarımız eve çıkıyor, çünkü ev kendimizi attığımız, büyüttüğümüz, sevdiğimiz, öldürdüğümüz o tuhaf aile biriminin yerleşkesidir."
"Soner Caner’in Gönül’ü ne kadar şenlikli ve masalsıysa, Halil Aygün’ün belgeseli de o kadar dramatik ve gerçekçi. Belki bu ikisinin birleşimi, Domların hayatına hakkını veriyordur: Ne pür-i pak bir şenlik, ne çıkışsız bir dram."
"Bireyler arasındaki ilişkileri iğne deliğinden görecek kadar ustadır Atay; dolayısıyla Tehlikeli Oyunlar’da olduğu gibi basit bir tavla oyunundan bireyin kendini ötekiler karşısında var etme savaşını betimlerken okurunu edebiyatın en yüksek düzeyine taşır. Toplumsal sorunları maddi toplum ilişkileri açısından görmeye gelince: Bu kesinlikle Atay’ın güçlü kası değildir."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.