DİĞER
“Ece’nin evreninde kimse için büyük yıkımlar, büyük başarılar, büyük sevinçler yok. Büyük herhangi bir şey veya duygu küçültülüp dijitalize edilemiyor, bireyi ile birlikte sıkıştırılamıyorsa 'cazip' değil. Hep bir 'ortalamacılık' havası var. Dolayısıyla küçük mutluluklar, küçük mutsuzluklar, küçük çakallıklar öne çıkıyor. Büyük’e yer yok konsensüste.”
"Ece Ayhan, tıpkı Baudelaire ve Rimbaud gibi, kötünün ve kötülüğün estetiğini şiirlerinde yansıtmıştır. Zira güzel şeylerin kötülüğün içinden çıkacağının farkındadır. Edebiyat araştırmacılarının çok defa belirttiği üzere şiir dilini ters-düz etmiştir; ancak bunu yaparken amacı dille dans etmek değil, iktidarın dilini yıkmaktır..."
"Otobiyografiler, münferit onlarca olayın birbirine bağlanarak, yazan öznenin merkezîliğinde bir mantıksal bütün teşkil edecek şekilde kurgulandığı metinlerdir. Ama kurgu olmaları, tarihçi için güvenilmez fanteziler oldukları anlamına gelmez. Kurgulanmanın mantığını anladığımız ve akılda tuttuğumuz sürece pekâlâ kıymetli kaynaklar teşkil edebilirler."
"Çağla İlk ve Misal Adnan Yıldız'ın Baden-Baden Kunsthalle'deki –görmediğim– ilk sergileri pat diye Ece Ayhan’dan yola çıkıyordu; Devlet ve Tabiat. Son sergileri ise bunu tersyüz ediyor: Tabiat ve Devlet."
"Edebi bir eserde medya verileri nasıl kullanılır, biraz bunu da denedim. Dalgaların oluşum süreçleri, bu süreçlerle ilgili bilimsel veriler şiire dönüştü. Dalgalar Nasıl Oluşur? için herkes tarafından okunabilir sayfaların yayınlanması dışında bu metinlerden yola çıkarak ayrıca “dijital” eserlerden oluşan bir seri var. Bunların bir kısmını ben hazırladım, bir kısmını da bu alanın genç ve önemli isimlerinden Ecem Dilan Köse."
"Çok üzerinde durulduğu söylenemez ama Montaigne’in Denemeler’i son derece katmanlıdır; hatta Ece Ayhan’ın şiirleriyle boy ölçüşecek bir alacakaranlık içerir. Bizler onu akıllı, uslu ve etliye sütlüye pek karışmayan bir düşünür olarak görme eğilimindeyizdir ama böyle düşünerek mevcut potansiyelini ıskalıyoruz. Halbuki denemeyi, kendi sınırlarını aşan ve diğer türlerle çiftleşmeyi başaran bir tür olarak görmeliyiz."
"Hayata dair tüm birikimini bu kadar açık yüreklilikle paylaşan bir başkasını tanımadım ben. Vazgeçtim, olmuyor, dediğimde de, yok ben devam etmek istiyorum, dediğimde de yanımdaydı, yolumu aydınlattı."
"...böyle özgün araştırma ve projelerle, şu an kurduğumuz dernek gibi kurumsal çatılarla kazanımlarımızı, parça parça orada burada duran birikimlerimizi birleştireceğiz. Biz birbirimize bağlanacağız, birbirimize sarılacağız. Sen bana güç olacaksın, ben sana güç olacağım. Başka türlü olmaz, çok zor…"
Edebiyatımız bu çeşit bir boyun eğmiş yazarlar mezarlığıdır; o nedenle geçmişe baktığımızda yeniden okuma gereği duyduğumuz birkaç isimden fazlası çıkmaz
Yarın Yarın, yayımlandığı tarihte çok ilgi görmesi bir yana, cinsellikle ilgili içeriğine yönelik ithamların aksine ne Seyda’nın ne de Aysel Alsan’ın cinsel özgürleşmesi, bu anlamda bir aydınlanma yaşamasına dair bir şey söyler
Zaman varsa, kadın içindeki kendine ait odalarının kapılarını tek tek açacak, dilerse de kapatacak. Kendini kuracak; düşlerini, dilini, cümlelerini ve isterse de yıkacak...
Gamze Arslan, B. Nihan Eren, Sine Ergün, Deniz Gezgin, Karin Karakaşlı, Melisa Kesmez, Ece Erdoğuş Levi ve Birgül Oğuz yanıtlıyor...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.